Afrin operasyonuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Önümüzdeki günlerde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecek.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Yavaş ilerliyor görülebilir ama biz oraya önümüze geleni yakıp yıkmak için gtimedik. Biz yaşanılabilir ve güvenli bölge haline getirmek için girmiş bulunuyoruz. Adım attığmız her yerin güvenli olarak kalması bizim için çok önemli. Sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir. Böylece hem şehre ve bölgeye dışarıdan gelen yardımların önü kesilecek.
BİRİLERİ OSMANLI TOKADININ NE OLDUĞUNU SORUYOR
Türkiye'nin ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri göstermek boynumuzun borcudur. Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyormuş. Bu soruyu soranlar batılı tarihçilerin yazdıkları kitapları okusunlar. Dedelerinden veya onların babalarından savaşanlar varsa onlara sorsunlar. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin'e gelsinler. Bu tokadın hak edenden başkasına atılmadığını da soruşturup öğrensinler.
İDLİB VE MÜNBİÇ'TE DE AYNISI OLACAK
Türkiye askeri operasyonları daima en son ihtimal olarak görmüştür. Yıllarca Suriye'deki terör örgütlerinden yönelen tehditlerin önlenmesini bekledik. Baktık ki, bu tehditler azalacağı yerde artıyor ve sınırlarımızı aşıp bize zarar veriyordu. Artık harekete geçmekten başka çare görmedik. Fırat Kalkanı harekatından sonra orası huzur ve güven ikliminin hakim olduğu yer haline geldi. Afrin'de de aynısı olacaktır. İdlib'de de Münbiç'de de aynısı olacaktır.
TEK TEK GÖSTERDİK: BUNLAR KİMİN ASKERLERİ
Ülkemizin varlığından sadece terör örgütleri ve onları destekleyen güçler hoşnutsuzdur. Yoksa bölge halkının ülkemizle ilgili en küçük bir sıkıntısı tepkisi söz konusu değildir. Sahadaki varlığımızı etkin şekilde sürdürürken diplomasinin imkanlarını da asla ihmal etmiyoruz. Verilen sözler ne kadar tutulmamış olsa da muhataplarımızla diyaloğu hiçbir zaman kesmemeye özen gösterdik. Bize ‘terör örgütlerine silah vermiyoruz’ dedikleri anda bile silah teslimatlarını belgelediğimiz halde, pişkinlikle iddialarını sürdürmelerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz. Biz bütün video kayıtlarıyla beraber bu tespitlerimizi kendilerine tek tek gösterdik. Bunlar kimin askeri? Bunlar Batı'dan geldi, bunlar Suriyeli değil. Bunlar işte sizin askerleriniz.
ÜZÜNTÜDEN ÖTE ÖFKELİYİZ
Biz bunları biliyoruz. Madem ki stratejik ortağız sizi de uyarıyoruz. Bunları tespit edip yüzlerine vurduklarında 3-4 gün içinde çözeceğiz dedikleri halde hala aynı şeyleri yaptıklarını gördüğümüz için üzüntüden öte öfkeliyiz. Önümüzdeki dönemde de görüşmeler devam edecektir. Aynı şekilde sahadaki operasyonlarımızı da kesintisiz devam ettireceğiz.Dün Bakanlar Kurulu’muz devam ederken Sayın Putin ve Sayın Ruhani ile telefon görüşmemiz oldu. Sözün gücünü en iyi biz biliriz. Sahadaki varlığımızla sözün gücünü birleştirerek hem kendimiz hem kardeşlerimiz için en iyisi başarmanın çabası içindeyiz. Türkiye her hal ve şart altında çok yönlü bir politika izlemek mecburiyetindedir.
"BİZİM ORADA OLMAMIZ ŞARTTIR"
Ortadoğu aradan bir asır geçmesine rağmen, Kuzey Afrika'yı boydan boya geçen herkes bizden oralarda bir parçaya rastlar. Biz aynı zamanda Kuzey Afrikalıyız, aynı zamanda Orta Afrikalıyız. Hafta başı oralara 4 ülkeyi kapsayacak seyahate çıkıyoruz. Kimi zaman Avrupa da bizim yurdumuz olmuştur. Bu da bizim aynı zamanda Avrupalı olduğumuzu gösterir. 18 milyon kilometrekarelik bir alanda hükmetmiş bir ecdada sahibiz. Bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Bunları söylerken daha birkaç asır öncesini konuşuyorum. Bugün birisi bizi sizin burada ne işiniz var diye eleştiriyorsa, bilin ki bizim orada olmamış şarttır. Zaten bizim olmamamız gereken hiçbir yerde de biz bulunmayız.
AVRUPA'YA SERT TEPKİ
Gün geçmiyor ki oradaki kardeşlerimizin (Avrupa) ibadethaneleri, okulları kundaklanmasın. Avrupa'daki ve dünyanın her köşesindeki vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Arkalarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır ve olacaktır. Suçlu dahi olsa, kendi vatandaşları için dünyayı ayağa kaldıran hiç kimsenin de Türkiye'nin bu hassasiyetinden rahatsız olmasını kabul edemeyiz. Eğer bir ülkede, üstelik de resmen terör örgütü olarak tanınan bir yapının mensupları, masum insanlara şiddet uygulayabiliyorsa orada sözün bittiği yere gelinmiştir. Bölücü terör örgütü yandaşlarının pek çok Avrupa ülkesinde yaptıkları işte budur. Terör örgütünün adını eğip bükerek itiraf ettikleri gibi onlar üzerinde imaj çalışması yaparak gerçekleri gizlediklerini sananlar sadece kendilerini kandırıyorlar.