Ramazan Bayramı'nda Rize'ye oradan da Trabzon'a geçen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, programını takip eden gazetecileri otobüsünde ağırlamış ve bu isimlerle fotoğraf çektirmişti. Nagehan Alçı'nın fotoğraf karesi içinde yer almasını eleştirilirken birçok CHP'li isim de bu duruma tepkisini göstererek İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu eleştirmişti.
"VIZ GELİR TIRIS GİDER"
Daha sonra konuya ilişkin açıklama yapan İBB Başkanı İmamoğlu," Bir fotoğraf üzerinden kurban etmeye çalışan insanlar olabilir. Benimle aynı düşündüğünü, aynı şeylere inandığını söyleyen, ne yazık ki anlık hırslarına yenilmiş insanlar olabilir. Ya da bir takımın renkleri üzerinden ayrıştırma gayreti içinde olanlar olabilir. Başkalarının değirmenine su taşıdıklarının farkında olmayanlar da olabilir bunların içerisinde, farkında olup yapanlar da olabilir. Ama bu kardeşiniz için vız gelir, tırıs gider. Hiç umurumda değil." açıklamasında bulunmuştu.
TEPKİLER SONRASI ÖZÜR DİLEDİ
Sosyal medyada kendisine yönelik gelen tepkiler sonrası geri adım atan İmamoğlu," Ben çifti çocuğuyum, benden kibir doğmaz. Ben üreten bir ailenin çocuğuyum. Bu yakıştırmaları yapan arkadaşlardan sadece ve sadece dün bir konuşmada yaptığım ‘vız gelir tırıs gider’ lafından ötürü özür diliyorum." dedi.
" Onun ötesinde yapılan bütün konuşmalarımın ve eylemlerimin arkasındayım. " diyen İmamoğlu, "Eleştiri hakkı elbette bütün vatandaşlarımızda vardır. Ama ben dostluklarımı, 3.5 yıldır elde ettiğim yol arkadaşlığını terk edilsin diye elde etmedim." açıklamasında bulunmuştu.
AHMET HAKAN: TARAFTARLARINDAKİ ELEŞTİRELLİK POTANSİYELİNİ FARK EDEMEDİ
Söz konusu olaylar sonrası eleştirilerin hedefi haline gelen İmamoğlu'nun yaşadığı durumları köşe yazısında değerlendiren Hürriyet yazarı Ahmet Hakan çarpıcı ifadeler kullandı.
Hakan yazısında İmamoğlu için şunları yazdı:
- Kendisine açılan krediyi sonsuz zannetti. Bu kredinin bir limiti olabileceğini düşünemedi.
- Taraftarlarının sosyal medyadan etkilenen kişiler olduğunu unuttu. Taraftarlarındaki eleştirellik potansiyelini fark edemedi.
- Seçimi kazanarak tabii ki bir hikâye yazmıştı. Ancak İstanbul’a hizmete ağırlık vermeden bu hikâyeyi tamamlayamayacağını anlayamadı.
- Çabuk havaya girdi. İstanbul’a odaklanamadı. “Sen cumhurbaşkanı olacak adamsın, İstanbul neymiş” türü gazlamalara geldi.
- Erdoğan’a özendi. Erdoğan gibi yapmaya çalıştı. Erdoğan üslubu kullanmaya kalkıştı. Özgün bir şahsiyet geliştiremedi.
- Adaylık hırsını fazla belli etti. Topun ayağına gelmesini beklemedi. Adaylık dilekçesi verir gibi Karadeniz gezisine çıktı.
- Taraftarlarının hep savunmada kalmasına neden oldu. Sık sık çok tartışmalı olayların odağında yer aldı.
- Demokratlığında, herkesi kucaklama arzusunda, nezaketinde... Hepsinde bir içselleştirememe sorunu yaşadı.