AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım bir televizyon kanalında soruları yanıtladı.
İşte Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları:
İki adayın bu kadar yakın oy alması sonucu, bu hukuki süreç zorunlu hale geldi. Biz itirazlarımızı yapmaya başlayınca, bazı anormal bulgulara rastladık. Bunları gördükten sonra seçimin bir şaibe ile karşı karşıya kaldığı fikri daha da kuvvetlendi. Partim ve şahsım olarak öncelikle iptal ya da seçimin yeniden yapılması fikrine itibar etmedik. Bizim alternatifimiz oyların tamamının yeniden sayılmasıydı.
Kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldırmak, hem oy verenin hem de kazanan veya kaybeden adayın içini rahatlatmak için buna ihtiyaç vardı.
Biz başlangıçta belirli ilçelerde oy sayımı talebimizi yaptık, bu talep kabul edildi. Bir kısmı hazırlığını yapıp saymaya başladı, bunun üzerine CHP İl Seçim Kurulu'na müracaat ederek bu talebimizi iptal ettirdik. Biz bu sefer tamamının sayımı için müracaat ettik, bu sefer CHP'de buna karşı itirazda bulundu. Ve İl Seçim Kurulu, CHP'nin itirazını kabul etti, yeniden sayım yolu kapandı.
Yeniden sayılan 850 bin oyun sonucunda 13.729'a düştü fark, önceden de rakip adayın açıkladığı 29 bin civarındaydı Seçim Kurulu'nun açıkladığı rakamda 27.700 civarındaydı.
Sayımdan sonra fark nereye geldi? 19.729'a, bu ne demektir? Bizim giden oylarımızın yarısı geri döndü.
Bütün bunları neden söylüyorum, eğer 850 bin oyda siz 15 bin üzerinde oy kazanıyorsanız, geri kalan yüzde 90 yani 8 buçuk milyon oy kullanılmış geriye kalan 7.750 bin oy sayılsa sonucun ne olacağı basit bir orantıyla ortaya çıkar.
-Genç bir arkadaş size geldi, dedi ki "Başkanım, İstanbul'da seçimler neden yenileniyor" siz de şöyle bir cevap verdiniz "Çok basit, çaldılar!" kim çaldı kimi kastediyorsunuz?
Oylarımız çalındı, YSK suç duyurusunda bulundu. Dolayısıyla sorumlular ortaya çıkacak. Orada parti temsilcileri var, ama iki kişi seçim kurullarınca atanıyor.
Kaymakamın verdiği liste kullanılmadı, dışarıdan insanlar getirildi. Öyle şeyler var ki insan hayrete düşüyor.
Bakın daha bugün geldi bilgi, görevlendirilen 96 tane sandık başkanı CHP üyesi, bu olamaz. Resmi üyesi. Ayrıca 3389 sandık kurulu başkanı birinci dereceden akrabası. Kamudan ihraç edilen, görev alması kanunen yasak olan 19 bin sandık başkanı var. Belediyede çalışanlar, askeri personeller, KHK ile çıkarılanlar velhasıl toplam 19.742 kişi var.
-Geçen seçimde de bunlar görev aldı deniyor
Denebilir. Bunun tespiti YSK'da. Biz bunu eşelemesek bunu yine bilemezdik.
-Bu seçime şaibe getirir mi?
Tek başına getirmiyor. Şaibeyi getiren şu; Gerek şart ve yeter şart bir arada gerçekleşmesi gerekiyor. Bu söylediğim gerek şart. Bu olmadan olmuyor. Yanlış yapınca işi sakatlamış oluyorsun. Bu yanlış görevlendirilen insanların yaptığı işlemler sonuca müesser ise o zaman kanunsuzluk olmuştur.
19 bin 700 küsür müracaat var. Seçim Kurulu bunların çoğunu dikkate almamış. Sadece 123 sandık belirlemiş. O 123 sandıktaki görevlilerin iş ve işlemlerine bakmış. Bu sandıkları işlemlere yoğunlaşıyor seçim kurulu. 123 sandığın 22 tanesinde oy sayım cetvelleri boş, bir şey yazılmamış. 101 sandıkta ise imza yok. Yaklaşık 42 bin oya tekabül ediyor. 42 bin oy seçimi sakatlamaya yetiyor. Olay bu yani.
Bu işlemlerde kasıt mı var ihmal mi var? Sorumlusu kim?
Bunun kararını mahkeme verecek. Ben burada masum bir iş görmüyorum. Bilinçli yapılmış bir işlem var. Bunun belgelerini gösterebilirim.
Büyükşehir Belediyesinin oyu sayılıyor bize 77 oy eksik yazıldığı söyleniyor. Düzeltiliyor 146 olarak yazılıyor. Bu kadar iyiniyetli düşünelim de çuvala sığmayan bir mızrak var ortada.
Kaydırma veya başkasına yazma veya eksik yazma... Ben iyi niyetli davranıyorum. Adres belli olmadığı için peşinen birisini suçlamıyorum. Yapılan işlem masum değil. Kim yaptır dersiniz onun cevabını vermek benim işim değil. Ama bunun organize bir iş olduğunu rakamlar söylüyor.
Kartal 198 belediye başkanı, meclis 194 bana da 35 münasip görmüşler. Saydırmışız aynı çıkmış. Yani 163 oyumuz çalınmış.
Farketmesek ne olurdu? Görevli görmedi, uyudu, bilemedi. Tamam hata yapmış olabilir, eyvallah. Bu hırsızlığı mübah mı gösterecek? Birisi girdi bir dükkana kasadan 100 bin TL'yi aldı çıktı, çıkarken farkettiler döndü getirdi parayı yerine koydu. 'Ne var diyor, 100 bin eksikti şimdi 100 bin'ini getirdik koyduk' dese bunun adı hırsızlık olmayacak mı? Üstüne gidiyoruz tespit ediyoruz. Kısaca adamlar sağlam çalmış.
-Sağlam çalmışlar derken CHP'yi mi işaret ediyorsunuz?
Eğer bu işe kim tepki veriyorsa, alınganlık yapıyorsa adres orasıdır. Ben isim vermiyorum, olayı anlatıyorum. Biz oy çalınmasını hırsızlığı tespit ettik. Oyların bir kısmını kurtardık, diğer kısmını kurtarmaya CHP engel oldu. CHP neden engel oldu? Engel olduklarına göre bir bildikleri var. Ben de bu kadar söylüyorum. Endişeleri yok idiyse o zaman bu şaibeleri bir ithamları ortadan kaldırmanın en güzel yolu oyların tümünün sayılmasıydı. Buna neden engel oldunuz?
Vatandaş oyunu vermiş. CHP'li seçmen de AK Partili de Saadet Partili de Vatan Partili de... Oy verenlerin suçu yok. Oy verdi geldi evine. Ondan sonra yapılan işlemleri yapanlar bu işin sorumlusudur. Onu söylemeye çalışıyorum.
-İmamoğlu'nun tweet'i üzerine
Bizim güzel bir sözümüz vardır: Üslub-ı beyan ayniyle insan.
Ben size bir şey söyleyeyim, vatandaşlarımız bilsin diye söylüyorum. Aramızdaki fark binde 1.6, yani 13 bin oy. Peki yeniden sayıyoruz, normal şartlarda kazanılan oyların da eşit olması gerekmez mi? Bizim kazandığımız oy daha çok.
Ben size tahminimi söylüyorum, şöyle olmuş. Bz anketlere göre epey önedydik, sonra kampanya süresince yaklaştı birbirine bunu da biliyoruz. Ve yaklaşınca bu sefer alınan oyların önemi arttı, şöyle şikayetler geldi bana seçim esnasında "Başkanım, bize oy pusulası iki tane verildi", bir tanesi de fark ediyor 2 oy pusulası verildiğini dönüyor "Bana 1 oy pusulası eksik verildi" diyor, "bitti" diyorlar. Bizim yoğun oy aldığımız bölgelerde yapılmış bu.Her sandıkta bir tane yapsa 31 bin küsür oy yapar. Ben bir taneden fazla olduğunu düşünüyorum.
Şöyle bir şey yapılmış olabilir, diyelim ki 100 tane oy pusulası var, kullananla toplam oy pusulasının birbirini tutması lazım. Bu sayımlar yapılıyor elde kalan oy pusulası olması gerekenden fazla, bu nasıl olur? Bu sefer ne yapıyorlar, kalan boşları alıp iptallerin içine atıveriyorlar. İptallerin içinden boş oy çıkıyor-.
-Eğer sandık kurullarında sorun varsa neden ilçeler iptal edilmedi?
YSK gerekçeli geniş kararını henüz yayınlamadı, ama gerekçeli kararda az önceki anlattığım hususlara yer verecektir. Bu görüşmeler esnasında her partinin temsilcisi YSK'daydı. Oradaki müzkereleri, tartışmaları izlediler. Biz de biliyoruz, onlar da biliyor. YSK gerekçeyi bir önce açıklasın ki kamuoyunun bu konuda tereddütleri de tamamen giderilmiş olsun. Ama hala tereddütü olan vardır, bir kez daha söylüyorum, oy verenlerin burada bir kusuru yok, İstanbullular da kusura bakmasınlar onların oylarına daha iyi sahip çıkabilirdik. Hepsine söylüyorum CHP, Saadet, DSP seçime giren bütün partili seçmenlerin oyuna sahip çıkmak bizlerin göreviydi, maalesef burada üzerimize düşen görevi tam yapamadık hatamızı kabul ediyoruz.
İlçe seçimlerinin neden iptal edilmediğine geleceğim, ona daha cevap vermedim.
Biz sadece iki yerde ilçeleri dile geitrdik, Maltepe'de MHP, Büyükçekmece'de de AK Parti ve reddedildi.
Şimdi birinci prensip, bir konunun görüşülmesi için itirazın yapılması gerekir. Hangi konuyla ilgili müracaat yapılmışsa o konu incelenir dikkat edin. Büyükşehir, Maltepe, Büyükçekmece incelendi. Müracaat olması lazım.
CHP çıkıp diyecek ki bütün ilçelerde de iptal edilmelidir diye müracaat edecek o zaman görüşülecek bunlar. Nitekim Büyükçekmece'ye bakmışlar ne çıkmış? Sonucu değiştirecek işlem olmadığı için iptale gerek yok.
Bu seçim belli oluyor ki mağdur olan, mağdur edilen şeklinde geçecek.
-Rakibiniz sizden daha mağdur ama mazbatası alındı
Belki bu konuyu tekrar ele almak lazım, bu hassas bir nokta. Belçika'da bir seçim yapıldı Ekim'de yeni iptal oldu. Avusturya'da da 1 seneden fazla cumhurbaşkanı seçildi itiraz sonucunda iptal edildi. Dünyada da oluyor bunlar, insanın olduğu her yerde olur bunlar. Aradaki fark büyük olunca kimse bunlara aldırış etmiyor, Biz Ankara'da Mersin'de, Adana'da yaptık mı? Oralarda kazanınca keyifleri yerinde, İstanbul'da durum böyle olunca kıyameti koparıyorlar, çifte standart olmaz. Ben haklıysam demokrasi var, ben haksızsam YSK çete üteleri isimlerini ilan ediyorlar falan yanlış bunlar. Başlarken en güvendiğimiz kurum YSK diyorlardı. Tutarlı olmak lazım.
-İmamoğlu'nun vaatlerini kullandığınız iddaa ediliyor
Bu doğru değil. Benim su ile ilgili indirim vaadim benim de var onun da var. Ama yöntem farklı. O bir indirim vaadediyor. İndirimi AK Parti Meclis Grubu teklif olarak getirecek, onlar da teklif olarak getirecek. Sonra oylanacak. Keşke rakibim İmamoğlu, ilk göreve başladığında belediye verilerini kopyalamayla uğraşacağı yerde bunu yapsaydı. 3 tane meclis yaptı bunları yapsaydı. Ayrılmadan 2 gün önce Ankara'daydı. Cuma günü Ankara'ya gitti. Ankara'dan belediyeye talimat vermiş, yazıları yazın imza için bana gönderin diye. Adımı attı da 20 gündür neyi bekliyordu. Kusura bakmasın, bunu herkes anlar.
Biz dedik ki Adalar'da yaz kış oturanlara İstanbul kart taşıyanlara bedava olacak. Biz çöpte geri dönüşümü teşvik edeceğiz, oradan elde edilen kazancı öğrenci akbilinde indirim yapacağız dedik. Bu teklif ondan farklı. Bunun hikayesi de şu; Ekrem Bey başkan olarak Meclis'i çalışmaya başlattı. Standart toplantıları oluyor. Toplantılarını yaptılar, orada bu gündeme geldi. 'İndirim neden yapmıyorsun' dendi. Bizim meclis üyemiz çıktı dedi ki biz AK Parti grubu olarak 50 TL değil 40 TL düşüreceğiz. 85 TL'den 40 TL'ye düşüreceğiz dedi. Şuanda yapılan o.
-Sanatçıların sosyal medya paylaşımları
Sanatçılar bizim toplumumuzun ortak değeridir, sanatçıların bir tarafta kümelenmesi çok doğru bir iş değil. Şöyle anlaşılıyor, İstanbulun yarısı beni desteklemiş yarısı da arkadaşı desteklemiş. Siz onun yanında onu desteklerseniz diğer yarının gönlünü kırmış olursunuz, sanatçı dediğiniz herkese eşit olacak. Bireysel olarak da ifade edebilir kimi desteklediğini, sorun hep beaber organize olup onların sloganını da altına koyarak koro halinde sorun. Onların kariyerine zarar verir, bizim ne eksiğimiz var canım, yaşımız ondan fazla olabilir ama tecrübemiz de çok fazla. Bugün İstanbul'da bir asırda yapılamayan işleri yapmışız. Bu kadar da bir sitemim olsun artık.