AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde seçilen yeni MKYK üyeleriyle eski üyelerin de bulunduğu AK Parti genel merkezinde gerçekleştirilen toplantı sona erdi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Genel Başkanımız yeni dönemde görev alacak üyeleri açıkladı. Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş bey Genel Başkanvekili olarak görev yapacak.
Geçmiş MKYK çok tarihi olaylara şahit olduğumuz bir dönemi temsil ediyordu. Örneğin 30 yıl işgal altında olan Karabağ topraklarının kurtarılmasını takip etmişti. Ayasofya'nın yeniden camii olarak işlevine dönmesi milletimizin büyük bir talebiydi, geçmiş dönemdeki MKYK takip etti. Doğu Akdeniz'deki gelişmeler Türkiye tarihinde çok önemli yer edinmiş gelişmeler, MKYK bunu da takip etmişti.
KABİNEDE DEĞİŞİM OLACAK MI?
MYK üyelerini açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ömer Çelik, 'kabine değişikliği olacak mı?' sorusuna yanıt verdi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
''Cumhurbaşkanımızın takdirinde bir konu. Benim var ya da yok demem söz konusu değil. Ne zaman yapılacağı Cumhurbaşkanı'nın takdirindedir. Listelerin de çoğu zaman uydurmadır. Ankara siaysetinin bir cilvesidir''
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi ile ilgili yapılan eleştiriler konusunda da şu açıklamayı yaptı:
“Usulüne ilişkin bir problem yok. Burada önemli olan, egemen bir devlet olarak Türkiye bu hakkını kullanmıştır. Hepimizin odaklanması gereken konu; kadınların kazanımlarının daha çok nasıl artacağıdır, kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili daha çok ne yapacağımız konusudur. Kadınların kazanımlarının artması ya da kadına şiddetin önlenmesi politik bir tercih değildir, ahlaki bir zorunluluktur. Siyaset kurumu, hükümet bunu farklı enstrümanlarla yapabilir, enstrümanların değişmesi bu hedeften ve bu haktan ayrılındığı anlamına gelmiyor. Burada çok netiz. Kim ne derse desin kadın haklarını güçlü bir şekilde savunuyoruz. Bunu ahlaki bir zorunluluk olarak görüyoruz. Sistematik olarak geri bırakılmış, şiddetle karşı karşıya kalmış, kazanımları çeşitli sebeplerle tarih içinde ellerinden alınmış kadınlara herhangi bir şekilde pozitif ayrımcılık uygulamak, herhangi bir dengeyi bozan, herhangi bir yanlış siyaset sonucu doğuran bir mesele değildir. Bu kavramlar kadınların büyük mücadelesi, onurlu mücadelesi, görkemli mücadelesi sayesinde elde edilmiştir. Kadınların bu görkemli mücadelesi aslında bir insanlık mücadelesidir. Kadınlar insandır, hepimiz insanoğluyuz. Bu konuda çeşitli eleştiriler var. Bunların bir kısmının iyi niyetli olduğunu biliyoruz, ‘acaba bir kayba mı uğranır, acaba elimizdeki kuvvetli bir enstrümanı kaybetmiş mi oluruz?’ gibisinden yaklaşımları okuyoruz ve değerlendiriyoruz. İyi niyetli olan eleştirilerin hepsine saygı duyuyoruz. Eleştiri temel bir haktır, iyi niyetli, yapıcı eleştiri her zaman muhataplarına yol gösterir. Pek çok tartışmanın neticesinde bu şekilde bir sonucun ortaya çıkması kesinlikle kadınların haklarından vazgeçildiği anlamına gelmiyor”
Hem kamusal hayatta hem siyasi hayatta kadınların yer alması, kadına şiddetin önlenmesi, kadın haklarının korunmasının kendileri için sadece politik bir tercih olmadığını, aynı zamanda insani ve ahlaki zorunluluk olduğunu söyleyerek, politik istikametlerini ahlaki ve insani zorunluluğun üzerine yerleştirdiklerini belirten Ömer Çelik, “Net bir şekilde söylemek isterim ki, kadın haklarından taviz vermek, kadına şiddetle mücadelede üstümüze düşen bir şey var ve bunu yapmıyorsak, bundan vazgeçmek, kesinlikle bu ahlaki zorunluluktan, bu ahlaki haktan ayrılmak anlamına gelir. Biz bu bilinçle hareket ediyoruz. Bunun enstrümanı yasalar olur, uluslararası sözleşmeler olur. Bunun taktirini yapacak olan Türkiye’yi yöneten hükümettir. Biz kadın haklarını güçlü bir şekilde savunmaya devam edeceğiz, kadınlarımızın kazanımlarını korumaya ve artırmaya güçlü bir şekilde devam edeceğiz. Kadına karşı şiddetle mücadele konusunda bileşenlerle birlikte istişare etmeye, yapılması gerekenler konusunda üstümüze düşeni her zaman olduğu gibi yapmaya, daha fazlası gerekiyorsa onu da yapmaya hazır olduğumuzu ifade edeceğiz. Mesele öncelikle kültüreldir. Aileden başlayarak, çocukların yetiştirilmesinden başlayarak, sokaktaki gündelik hayattan başlayarak bir duyarlılık oluşturulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.