Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca, "Göç, sığınmacılar meselesi dünyanın bugün karşı karşıya olduğu bir dalga ve bundan sonraki yıllarda bunun artarak devam edeceği düşünülüyor" dedi.
Başkent Ankara'da basın mensuplarına yönelik düzenlenen "Medya ve Mülteciler" konulu sempozyum başladı. 3 gün sürecek sempozyumda özellikle göç ve mülteci gibi kavramlar ele alınacak, gazetecilerin bu kavramları daha net kavraması ve sağlıklı kullanabilmesine yönelik oturumlar yapılacak. Sempozyumun açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca gerçekleştirdi. Gazetecilik hayatının 45 yılı geçtiğini dile getiren Akarca, gazetecileri herhangi bir gazeteci olarak değil ailesi gibi gördüğünü ifade etti. Akarca, "Sizler benim en yakınımsınız. Önemli olan hepimizin aynı yollardan geçmiş olmamız, zamanında aynı zorluklarla karşı karşıya kalmış olmamız. Ama bunların aşılacağını ve aşılırken de çok büyük bir tecrübe biriktireceğimizi hepimiz biliyoruz" diye konuştu.
"Korkarız ki artarak devam edecek"
Akarca, bu hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kendisini İngiltere Büyükelçiliği Göç Müsteşarı Piyano Margaret, Ürdün Büyükelçisi İsmail İssa Rifaie ve ABD Büyükelçiliği Sözcüsü David Gainer'in ziyaret ettiğini belirtti. Alman Milli Günü'nde de Ankara'nın Almanya Büyükelçisi Erdmann ile görüşme imkanı olduğunu aktaran Akarca, "Bu isimlerle konuşmamızın temelini hep bu göç meselesi oluşturdu. Göç meselesi, sığınmacılar meselesi dünyanın bugün karşı karşıya olduğu bir dalga ve bundan sonraki yıllarda bunun artarak devam edeceği düşünülüyor. Yani bu burada kesilmeyecek, burada bitmeyecek. Gerek su zorlukları, su bulmada karşılaşılan zorluklar, kimi zaman ekonomik alanda yeteri kadar kalkınamamanın verdiği zorluklar, açlık, dünyadaki diktatörlerin halkına zulüm etmesi sonucu o ülkeden kaçmaya çalışan insanlar, aşiret kavgaları sonucu hayatını kaybeden ve sürekli o kavgaları yaşayan insanlar başka ülkelere gidecekler. Bu hareket önümüzdeki yıllarda, bu yüzyıl içerisinde sürekli devam edecek ve korkarız ki artarak devam edecek" ifadelerini kaydetti.
"Ürdün Büyükelçisiyle fikir birliğine vardık"
Ankara'nın Ürdün Büyükelçisiyle konuştuğunu anımsatan Akarca, sığınmacı konusunda Ürdün'ün ikinci sıradaki ülke konumunda olduğunu kaydetti. Akarca, "Öncelikle bir buçuk milyon mülteci Suriye'den gelmiş ama gayri resmi rakamlarla bu 3-4 milyona çıkıyor diye ifade etti. Ona karşı birlikte dünyanın bu işin farkına varması, Türkiye'nin ve Ürdün'ün ne kadar zor koşullarda bunları bağrına bastığını, ciddi ekonomik iyi bütçeler gerektirdiğini dünyaya anlatmamız gerekiyor anlamında bir fikir birliğine de vardık kendisiyle. Hakikatten davulun sesi uzaktan hoş geliyor sanıyorum. Dünyanın pek çok uzak ülkesinde Türkiye'nin karşılaştığı bu durumlar ya da Ürdün'ün karşılaştığı ya da bölge ülkelerinin karşılaştı bu durumlar "ha öyle mi?" denilip geçiriyor. Ama bu bir insanlık dramı, yani milyonlarca kişi göç ettiği zaman bir yerlere sığındığı zaman birtakım insanlık dramları da ortaya çıkıyor, dünyanın bunu da fark etmesi lazım. Belki de biz çok büyük bir övgüyü hak ediyoruz aslında, biz dünyaya gerçek insan sevgisinin ne demek olduğunu anlattık. Öyle ben seni seviyorum demekle, ben insanlığı çok severim ya da insana çok değer veririm demekle bu işler olmuyor. İşte çocuğu kucağında yaşlı annesinin elinden tutmuş eşi sırtından tutuyor koşarak kaçarak sınırlarımıza geliyor, arkadan ateş eden adamlar, hayati tehlikesi var sınırlarımızı nasıl olur da açmayız. Çok ilginç şeyler oluyor Almanya 400-500 kişiyi İtalya'ya yollamaya kalktı, önce limanları kapattı İtalya. Sonra havaalanlarını kapatırım tehdidinde bulundu sakın gönderme diye. Kanada 200 kişiyi -o da seçerek aldığı- mülteciyi ülkesine kabul ettiğinde "ne kadar müşrik insanlar" denildi. Biz 3 buçuk milyon kişiye ev sahipliği yapıyoruz ve onları misafirimiz olarak isimlendiriyoruz. Bu bilincin daha da geliştirilmesi gerekir" şeklinde konuştu.