Almanya'daki seçimlerde son CDU/SPD iktidarında Maliye Bakanlığı’nı yürüten Sosyal Demokrat Parti’nin adayı Olaf Scholz birinci sıraya geldi. Hükümeti kurma görevi ilk olarak SPD'nin başbakan adayı Olaf Scholz'a verilecek. Ama sandık öyle bir sonuç verdi ki; ‘aşırılar’ törpülendi. Başbakan değişse bile ‘istikrar istiyoruz’ mesajı verildi.
Korona döneminde 1 trilyon Euro'yu Almanya'da halka dağıtan Scholz, Avrupa Birliği'nin diğer üyeleriyle de Euro yardımları konusunda çekişen, sorun çıkarmadan anlaşmaları sağlayan ekipteydi.
Almanlar'ın bir kısmının korkusu, SPD'yle birlikte iktidarı kuracak diğer partilerdi. Yeşiller ve Sol Parti iktidar ortağı olursa, serbest piyasaya müdahale ve Euro'ya zarar verme olasılığı yüksekti. Bu durumun artık mümkün olmadığı belirtiliyor.
SPD'nin iktidarı, ya Laschet'in CDU'su ya da Liberaller'in katılacağı üçlü bir birliktelik ile mümkün olacak. İki parti de mevcut sistemin devamından yana olurken, bu konuda SPD/CDU ya da CDU/SPD bir şey değiştirmiyor.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
Sosyal Demokrat Parti, Türkiye'ye ve Türkiye'nin AB üyeliğine olumlu bakıyor. CDU gibi, ‘özel bir konum’ savunmuyor. Yeşiller ya da Sol Parti gibi, içindeki ‘aşırıların’ etkisiyle Türkiye'yi cezalandırma hissi taşımıyor.
Bir dönemler sert söylemlerle gerilen Türkiye ilişkilerinin, SPD iktidarı kurarsa, yumuşayacağı söylenebilir. Hükümet hesaplarının içerisinde CDU'nun olup olmayacağı henüz belli değil ama ilk gözlemler, Alman toplumunun en azından bir önceki seçime göre, en azından 6 puan kaybetmiş bir CDU'nun yeniden hükümet kurmasına pek sıcak bakmayacağı yönünde.
Almanya'daki Türk kökenliler de bu seçimin kazananı oldu. SPD, hem çifte vatandaşlık hem daha yumuşak bir yabancılar yasası ve yabancıya daha ılımlı bakıştan yana. Türk kökenliler de yoğun olarak SPD'ye oy veriyor.
EMEKLİLER VE ÇALIŞANLAR
Seçim sonuçlarını incelendiğinde CDU'nun en büyük oy kaybının, 60 yaş ve üzerinde yaşandığı ve o alanda yüzde 34 oy kaybedildiği görülüyor. SPD'nin o alandaki kazancı ise yüzde 35 oldu. Bu, SPD'nin daha yüksek gelir ve daha iyi yaşam kalitesi sözü verdiği emeklileri kazandığını gösteriyor. Ayrıca, asgari ücretle çalışanlar da SPD'ye yönelince bu sonuç doğdu.
Almanya'da hükümetler ‘sistemi bozan ya da sistemi değiştirmek isteyen’ partiler olmuyor. Merkez partilerin yine önde olması, bu anlamda da bir istikrar talebinin olduğunu gösteriyor.