Üç-Beş yıl öncesine kadar Anadolu Lisesi denildiği zaman akademik iddiası en üst düzeydeki öğrencilerin gittiği, üniversite başarı oranları yüksek ve yabancı dil öğretimi konusunda özellikli olan okullar anlaşılıyordu.
Kısa bir süre öncesine kadar veli ve öğrencilerin gözdesi Anadolu Liseleri, bugün için cazibesini kaybetmiş durumdadır. Bu noktaya nasıl gelindi? Kısaca ve yüzeysel de olsa bu okulların tarihçesine, kuruluş amacına göz atalım.
Anadolu Liseleri, ilköğretim üzerine hazırlık sınıfı bulunan veya bulunmayan ve hazırlık sınıfı dışında en az 4 yıl öğrenim veren karma okullardır. Okulun amacı, öğrencilerin; a) ilgi, yetenek ve başarılarına göre yükseköğretim programlarına hazırlanmalarını, b) Yabancı dili, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğrenmelerini sağlamaktır.
İlk defa 1955 yılında İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya ve Samsun’da ‘’Maarif Koleji’’ adıyla açılmıştır. Bakanlık kararıyla 1975 yılında da ‘’Anadolu Lisesi’’ adını almıştır.
1980’li yıllarından itibaren Anadolu Liselerinde bazı ders gruplarını yabancı dille öğretecek öğretmen eksikliği çekilmeye başlandı. Bu nedenle 2 binli yıllara doğru bazı derslerin yabancı dilde öğretilmesi uygulaması kendiliğinden sonlandı.
Genel Liselerin Anadolu Liselerine dönüştürülmesi uygulaması ilk defa 2005-2006 Eğitim-Öğretim yılından itibaren başlatıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2010’da kademeli olarak başlattığı genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi sürecini 2013 yılı itibariyle tamamladı.
2014-2015 Yılına kadar Anadolu Liselerinin sınıf mevcudu 30 kişiyi geçmezken, 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren 34 kişiye çıkarılmıştır.
2015-2016 Eğitim-Öğretim yılından itibaren de sınıf mevcudu sayısı 40 kişiye çıkarılmıştır. Hâlbuki 2012 yılında genel (düz) liselerin sınıf mevcudu ortalaması 38 kişiydi.
Bakanlık verilerine göre 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında 2 bin 322 Anadolu Lisesi bulunmaktadır. Bugün için artık Genel Lise diye bir lise kalmadı.
Şimdi yetkili mercilere soruyoruz? Genel Liseler neden Anadolu Lisesine dönüşmüştü? Bu gün gelinen noktada genel liselerin sonlandığı yılın sınıf mevcutlarının üzerine çıkan Anadolu Liseleri, Genel Liseye mi dönüştürülüyor? Bu okullara öğrenci yerleştirirken; kemiyet mi, keyfiyet mi öncelikli olmalıdır?
Anadolu Liselerinin öğrenci profilini olumsuz etkileyen iki önemli yanlış uygulama var. Bunlardan birisi, sürekli sınıf mevcutlarının arttırılmasıdır. Anadolu Liseleri ilk açıldığı yıllarda 24 kişilik sınıflarda eğitim yaparken, uzun süre 30 kişilik sınıflarda, iki yıl öncesinde 34 kişiye çıkarıldı. Bu öğretim yılında da 40 kişilik sınıflarda eğitim-öğretim yapmaktadır.
2016-2017 Eğitim-Öğretim yılının bu okullardaki kontenjanları belirlenirken İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerince bir şube müdürü ve iki okul müdüründen oluşan bir komisyon kurulmuş. Bazı İlçelerdeki bu komisyonlar okulları dolaşıp kendi gözlem ve takdirleriyle azami kontenjan sayılarını (40 kişilik sınıflar baz alınarak) ziyadeleştirip üst mercilere (Mayıs Ayında) ulaştırdılar! Bu komisyonlara nasıl bir talimat verildi ise, okul yönetimlerinin talep ve şartlarını dikkate almadan kontenjan tespitlerini oluşturuyorlar? Veya birtakım norm hesapları neticesinde mi, okul kontenjanlarını şişiriyorlar?
Zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkaran eğitim reformundan sonra; Eğitimde yenilikçi yaklaşımlar kullanılarak katılımcı yönetim anlayışına ağırlık verilmiştir.
Okula dayalı yönetim, son yıllarda eğitimin geliştirilmesi için önerilen en önemli bir kaç yenilikten biridir. Karar verme yetkisinin okullara verilmesi en önemli eğitim stratejisidir. Otoriter yönetim anlayışı gerilerde kalmıştır.
Anadolu Liselerini olumsuz etkileyen ikinci faktör de geçtiğimiz yıl Dershanelerin kapatılıp yerine Özel Temel Liselerin kurulmasıyla oluşan süreçtir. Temel Liselerle Anadolu Liseleri arasında gözlemlenen orantısız bir rekabet sonucu; Anadolu Liselerinden yoğun bir göç dalgası oluşmuştur.
Eskilerin deyimiyle ‘’çocuktan al haberi’’ yöntemiyle bu okullara göç eden öğrencilere (niçin gittikleri) sorulduğunda verilen cevaplar bir noktaya işaret ediyor.
Öğrenciler, Temel Liseleri tercih sebeplerini açıklarken verdikleri ortak cevaplardan birisi şudur. ‘’Biz Devlet okullarında yaklaşık 14-15 tane derse kafa yorarken burada 5-6 ders üzerinde yoğunlaşıyoruz. Bir Temel ders öğretmeni diğer 3-5 derse de giriyor ama bize o, ana dersi gösteriyor. Bu da bizim YGS ve LYS’ye hazırlanmamıza avantaj sağlıyor.’’
Burada bir genelleme yapmıyoruz. Tüm Temel Liseleri aynı kefeye koymuyoruz ama var olan bir meseleye de işaret ediyoruz.
MEB bu kaçağı taşradaki mevcut denetim mekanizmasıyla çözemez. Bu konu üzerinde üst yöneticilerin akıl yorup çözüm üretmeleri gerekir.
Yeni Milli Eğitim Bakanımızı tebrik ederken, Milli Eğitimin çözüm bekleyen sorunları arasında Anadolu Liselerinin de sorunlarına neşter vuracağına inanıyor, görevinde başarılar diliyorum.
Abdullah YADİGAR-26/05/2016