Arakan'da ne oldu? Arakan nerede? Arakan zulmü!

Güneydoğu Asya ülkelerinden biri olan Myanmar'da müslüman cemaatin çoğunlukta olduğu Arakan'daki çatışmalar şiddet eylemlerinin "soykırım niyetiyle" yapıldığının yeni delillerle pekiştiğini açıklandı. İnternette sıkça araştırılma konusu olan Arakan ile ilgili konuları bizde araştırıp haberimizde yer verdik.

Myanmar'ın Arakan eyaletinde Ordu mensuplarının yaptıkları saldırılarda 2 ila 3 bin arası Müslüman'ın katledildiğini açıklamıştı. Yeni gelen habere göre Arakanlı Müslümanlara karşı şiddet eylemlerinin "soykırım niyetiyle" yapıldığının yeni delillerle pekiştiğini açıklandı. İnteret mecrasında da Arakan'da müslümanlara ne oldu? Arakan nerede? Arakan zulmü! konuları çokça araştırılmaya başlandı. Bizde bu konuları araştırıp haberimizde derledik.

100’DEN FAZLA MÜSLÜMAN ÖLDÜ

Birleşmiş Milletler (BM), Myanmar’ı Arakan Müslümanlarına “”etnik temizlik yapmakla” suçluyor. Cuma gününden bu yana süren çatışmalarda 100’den fazla kişinin öldüğü sanılıyor. Nüfusun çoğunluğunun Budist olduğu Myanmar’daki Müslümanlar, vatandaşlık da dahil olmak üzere birçok temel hakka sahip değil.

Myanmar ordusu geçen Ekim ayında bölgede büyük bir operasyon başlatmış, onbinlerce Arakanlı Müslüman kaçarak Bangladeş’e sığınmaya çalışmıştı.

MYANMAR ARAKAN NEREDE?

Myanmar, resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti ve ayrıca bilinen adlarıyla Burma ya da Birmanya, Güneydoğu Asya’da, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş, Çin, Hindistan, Laos ve Tayland arasında yer alan ülkedir. Myanmar, Çinhindi’nin kuzeybatısında yer alır. Komşuları kuzeybatıda Hindistan ve Bangladeş, kuzeydoğuda Çin, güneydoğuda Laos ve Tayland’dır. Ülkenin güneybatı kıyıları Bengal Körfezi ile çevrilidir.

Myanmar'ın 7 eyaletinden biri olan Arakan Bangladeş-Burma sınırının 50.000 kilometre karelik bir alanında bulunur. Nüfusu 4 miyondan fazladır fakat bölgenin nüfüsü yaşananların ardından 1 buçuk milyona kadar gerilemiştir.


2012 ARAKAN AYAKLANMALARI

2012 Arakan Bölgesi ayaklanmaları, Myanmar’ın Rakhine eyaleti bölgesinin kuzeyinde Budist Rakhineler ve Müslüman Rohingyalar arasında meydana gelen şiddet olaylarıdır. Olaylar ilk başlarda Rohingyalılar ile Rakhineler arasında karşılıklı evlerin yakılması şeklinde başlamıştır. Şiddetin artması ile ilan edilen olağanüstü hal ile birlikte müslümanlara uygulanan şiddet artmıştır.

Son dakika haberi... Erdoğan'dan Arakan Müslümanları için telefon
Son dakika haberi... Erdoğan'dan Arakan Müslümanları için telefon
Sivil toplum kuruluşları Myanmar polis ve askerinin Müslümanların toplu tutuklanmasına ve şiddetin artmasına sebep olmakla suçlamaktadır.


MYANMAR’DA İSLAMİYET


Çoğunluğu Budist olan Myanmar'da resmî makamlar, Müslümanların nüfusun % 4'ünü oluşturduğunu iddia etmektedirler. Ancak müslüman önderler bu oranın % 10 ile 14 aralığında olduğunu söylemektedirler. Müslümanların etnik köken dağılımı ise şöyledir:  % 68 Hint, % 30 Myanmarlı, % 2 Çin asıllı. Müslümanların % 41'i Arakan bölgesinde geri kalanı ise ülkenin diğer bölgelerinde yaşamaktadırlar. Büyük çoğunluğu Hanefi mezhebindendir.

Hint asıllı Müslümanlar çoğunlukla başkent ve çevresinde yaşarken Bengal, Urdu ve Burma dillerinin karışımı bir dili konuşan Rohingyalar Arakan bölgesinde yaşamaktadırlar. Diğer Müslümanlara göre daha fakir olan Rohingyalar savaş, sürgün ve baskılara mâruz kalmışlardır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Arakan'da Müslüman devleti kurma faaliyetleri silâhlı çatışmalara ve hükümetin askerî operasyonlar yapmasına neden oldu. Binlerce Müslüman yurtlarından çıkarıldı ve camileri, okulları, evleri zarar gördü. Bunlardan geriye dönenleri Myanmar hükümeti ülkeye kaçak yollardan giren yabancılar olarak kabul etti.

1989 ve 1991 yıllarındaki operasyonlar sonucunda 250.000 Arakanlı müslüman tekrar Bangladeş'e sığındı ve ancak BMMYK'nın baskısı neticesinde 1992'de ülkeye geri dönebildiler. Müslümanların bir kısmı halen mülteci olarak Bangladeş'te kamplarda yaşamaktadır. Myanmar hükümeti Rohingyalar'a tam vatandaşlık hakkı vermeyi reddederek onların Myanmar vatandaşı sayılabilmeleri için vatandaşlık kanununa göre İngiliz işgali ve Hint göçmen akını başlamadan yani atalarının 1824 tarihinden önce ülkede yaşadıklarını ispatlamaya zorlamaktadır. 1948'den beri savaşan Müslümanlar ise 1999'da Arakan Rohingya Millî Teşkilâtı'nı ve 2000 yılında da Rohingya Dayanışma Örgütü'nü kurarak faaliyetlerini Bangladeş üzerinden sürdürmektedirler.

Ülkedeki müslümanlar arasında sosyal yaşamda ve dinî görevleri ifa etme hususunda farklı görüntüler sergilenmektedir. Hint asıllılar konuşma dili olarak Urduca'yı kullanırken yerliler Burma dilini kullanmaktadır. Hint asıllılar dini vecibelerine daha çok dikkat ederken yerliler ise eski Budist kültüründen gelen alışkanlıklarıyla karışmış bir dini hayat sürdürmektedir. Siyasî ve sosyokültürel açıdan da bölünmüşlük vardır ve her toplumun kendi derneği vardır.

Arakan’da Katliam Nasıl Başladı ?

Rohingya’da müslüman azınlığa karşı başlatılan soykırım, Budist Rahiplerin 3 müslüman gencin üzerine attıkları iftiranın alevlenmesi ile başladı. 

Öncelikle 3 kişilik bir Budist Rahip grubu, 26 yaşındaki Burmalı bir kadına tecavüz edip ardından onu öldürdüler. Kadına tecavüz eden 3 kişiden birisi, kendisinin erkek arkadaşıydı ve kısa süre önce kadın tarafından terkedilmişti. Fakat aynı kadına tekrar geri dönmek istemesine rağmen, kadın tarafından reddedildi. Bunun ardından aynı kadın kendisine farklı bir erkek arkadaşı buldu. Bu durumu kaldıramayan eski erkek arkadaşı, yanına 2 kişiyi de alarak önce kadına tecavüz etti ve daha sonra da onu öldürdüler.

Katil Budist Rahipler, öldürdükleri kadının cesedini, bölgede bulunan bir müslüman köyünün yakınlarına bırakıp kaçtılar. Cesedin bulunmasının ardından yetkili Budist Rahipleri ve Burma Hükümet yetkilileri kadının başına gelen hadiselerden ötürü müslümanları sorumlu tuttular. Neticede 3 tane masum müslüman genç tutuklandılar. Tutuklanan gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi de mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Böylece hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu...

Bu hadiseyi takip eden aylarda, bir çok radikal rahip, Burma içerisinde ve dışarısında Rohingyalılara karşı bir anti-propoganda başlattılar. Burmalılara karşı kullandı slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir. Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”...

Soykırım nasıl başladı ?

3 Haziran 2012 – Arakan şehri güneyinde bulunan Toungup şehir merkezinde, 8 müslüman hacı ve yanlarında bulunan 2 otobüs muavini ve bir kadın, Budist Rahipler tarafından öldürüldüler. 5 kişi ise kaçarak canlarını kurtarabildi. Hadise olduğu sırada öldürülen hacılar Thandwe’deki Thetsa mescidindeki bir dini merasimden ( islami/ilmi bir toplantı ya da münazara ) dönüyorlardı. 

Hacıları taşıyan otobüs, dönüş yolundayken terörist Budist rahipler tarafından durduruldu. Durdurulan otobüsün plakası 7(Ga)7868’dir. Rahiplerden birisi kapıya gelerek “Hepiniz inin aşağıya” diye seslendi. Otobüs şöförü ve muavin müdahale etmek istediler, otobüste herhangi yabancı birisinin olmadığını söylediler. Buna rağmen budist rahipler ilk olarak onları dövmeye başladılar. Daha sonra otobüsün içine dalan Budistler müslüman hacıları döverek otobüsten dışarı çıkardılar. Sayıları 300’ü bulan Budistler, müslüman hacıları yolun ortasına alarak ölünceye kadar dövdüler. Buna rağmen ne bir polis ne de bir hükümet yetkilisi olaya müdahale etmedi. Ne olay sırasında ne de olay bittikten sonra...

Dövülerek hayatlarını kaybeden 8 hacının kimlikleri şu şekildedir ; 

Muhammed Sharif - Taung Twin Gyi şehrinden

Muhammed Hanif - Taung Twin Gyi şehrinden

Shafield Bai - Taung Twin Gyi şehrinden

Aslam Bai - Taung Twin Gyi şehrinden

Balai Bai - Taung Twin Gyi şehrinden

Shuaib - Taung Twin Gyi şehrinden

Salim Bai – Myaung Mya şehrinden

Lukman Bai – Myaung Mya şehrinden

Ve bunlarla birlikte otobüste görevli olan bir karı-koca çift dövülerek öldürüldüler.

Diğer 5 müslüman hacı bu katliamdan kaçarak kurtulmayı başardılar. Rahipler kazandıkları bu zaferi ( ?) yola attıkları cesetlerin üzerlerine tuvaletlerini yaparak ve içtikleri şaraplarından dökerek kutladılar. Buna rağmen hiçkimse tutuklanmadı ve bu katillere karşı herhangi resmi bir soruşturma dahi açılmadı. Cesetler aynı günün akşamında Thandwe de toprağa verildiler.

Bu elim hadisenin ardından ise, Burma hükümetinin verdiği destekle ve iç güvenliği tehdit ettikleri gerekçesi ile rahipler tarafından müslümanların köyleri baskına uğramaya ve yakılmaya başlandı...

Rahipler müslümanların evlerini yakarken, güvenlik güçleri rahiplerin emniyetini sağlamakla görevlendirilmişlerdi.

Bir Burmalı güvenlik görevlisi gündüz vakti müslüman köyü yaktıktan sonra böyle resmedildi.

Çıkan bu hadiselerde güvenlik güçleri ve Rahipler güruhu, Razak, Lalu ve Syed Ahmet köylerindeki evleri yaktılar. Müslümanların ticarethaneleri ve 150,000,000 Kyatlık ticari malları yakıldı. Sawmawna köyündeki bir cami ateşe verildi. 200 Rohingyalı evsiz kaldı.

Tarihler 9 haziranı gösterdiğinde 100’ün üzerinde Rohingyalı müslüman hayatını kaybetmiş, 500ün üzerinde müslüman ise evsiz kalmışlardı.

Bunca zulümün ardından Müslüman halk, Bangladeş devletinin kendilerine bu zor zamanda yardım edeceğini düşünerek onların kapısını çalmak istediler. Zira halk, polis, güvenlik güçleri ve rahipler tarafından her gün katliama uğratılıyordu.

Lakin bunca beklentiye rağmen Tağut Bangladeş hükümeti Arakanlı müslümanların ülkelerine girmelerine izin vermediler. Şayet halk içinden herhangi bir kişi Arakanlılara ensarlık yapıp ev verirse, derhal tutuklamaya ve muhacirleri de sınır dışı etmeye başladılar.

Arakanda tutuklanan bir müslümanın akibetinden, herhangi bir akrabasının haber alması mümkün değildir. 

Yukarıda anlattığımız hadiselerin yaşandığı 8 haziran ve 19 haziran tarihleri arasında 60 müslüman kadın Hükümet güvenlik güçleri, polisler ve Budist rahipler tarafından tecavüze uğradılar. Paungzarr köyünden bir kişinin anlattıkları şu şekilde: 

“Köylere giren güvenlik yetkilileri, köyün erkekleri tek bir meydana toplayarak onlarla gelecekteki durumları hakkında bir toplantı yapacaklarını söylediler. Evlerden çıkıp köyün dışında bir meydanda toplanan erkekler, orada bir grup tarafından oyalanırken diğer bir grup polis ve rahip köye girerek onlarca kadına tecavüz ettiler. “

Günümüzde Arakanlı müslümanları koruyan hiç bir kuvvet yoktur. Maruz kaldıkları onca zulüm, tecavüz ve evlerinden çıkarılmaya karşı hiç bir koruyucuları bulunmamaktadır. Buna rağmen Burma hükümeti tarafından, Rahiplerin ölcülük ettiği bu katliamı meşrulaştıran bir çok kanun tasarısı devamlı olarak kabul edilip yürütmeye konmaktadır. Hükümet destekli bu sistematik soykırım faaliyeti günden güne hıncını ve hırsını arttırarak devam etmektedir. 

Gündem Haberleri