Gerçekleştirilen araştırmanın yüzde 58'i kadınlardan, yüzde 42'si erkeklerden oluşuyordu. 43 ve 79 yaş arasındaki kişilerin bileklerine bir cihaz takılarak 7 gün süresince uyku başlangıcı ve uyanma süresi hakkında vei toplanıldı.
Bunların yanı sıra; araştırmaya katılan kişilerin yaşam tarzı, sağlık ve fiziksel değerlendirmelerine dair anketler de düzenlendi.
Sonrasında bu kişiler; kalp krizi, kalp yetmezliği, kronik iskemik kalp hastalığı, inme ve geçici iskemil atak olarak isimlendirilen yeni bir kardiyovasküler hastalık tanısı için takibe alındılar.
3 BİN 172 KATILIMCIDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞTİ
Araştırma sonuçları Avrupa Kardiyoloji Derneğinin (ESC) "European Heart Journal" dergisinde yayınlandı. Sonuçlara göre, yaklaşık 6 ay süren takip sonucunda 3 bin 172 katılımcıda (yüzde 3,6) kardiyovasküler hastalık gelişti.
Kalp hastalığına yakalanma riskinin gece yarısı veya daha sonrasında uyuyan kişilerde yüzde 25 daha fazla olduğu tespit edildi. En düşük risk oranının ise 22.00 ve 23.00 saatleri arasında uykuya geçenlerde olduğu belirlendi.
EN RİSKLİ ZAMAN GECE YARISINDAN SONRA
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Exeter Üniversitesi'nden Dr. David Plans, "Vücudun sirkadiyen ritmi adı verilen ve fiziksel ve zihinsel işleyişi düzenlemeye yardımcı olan 24 saatlik bir iç saati var. Çalışmamızdan nedensellik sonucuna varamasak da sonuçlar erken veya geç yatma saatlerinin vücut saatini bozma olasılığının daha yüksek olabileceğini ve kardiyovasküler sağlık için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor." dedi.
Uyumak için en uygun zamanın vücudun 24 saatlik döngüsünün belirli bir noktasında olduğunu söyleyen Plans, en riskli zamanın ise gece yarısından sonra olduğunu çünkü potansiyel olarak sabah ışığını görme imkanını düşürdüğünü söyledi.