Yaklaşık 34 milyon seçmenin bulunduğu Arjantin'de düzenlenen ve yaklaşık yüzde 81 oranında katılımın olduğu devlet başkanlığı seçimlerinde ülkeyi 2019-2023 yılları arasında yönetecek devlet başkanı ilk turda belirlendi.
Alberto Fernandez'in devlet başkanlığı, Cristina Kirchner'ın da devlet başkanı yardımcısı adayı olduğu Herkesin Cephesi Koalisyonu geçerli oyların yüzde 47,86'sını, Devlet Başkanı ve Değişim İçin Bir Arada Koalisyonu Lideri Mauricio Macri ise yüzde 40,64'ünü aldı.
Öte yandan, Federal Mutabakat Koalisyonu Lideri Roberto Lavagna da geçerli oyların yüzde 6,17'sine ulaştı.
Böylelikle, Fernandez, aralık ayında yemin ederek devlet başkanlığı görevini üstlenecek.
Arjantin seçim yasasına göre, bir adayın devlet başkanı seçilebilmesi için seçimlerin ilk turunda geçerli oyların yüzde 45'ini alması veya en yakın adaydan yüzde 10 fazla oy olarak, geçerli oyların yüzde 40'ına ulaşması gerekiyor. Seçimlerin ilk turunun, bu iki durum haricinde sonuçlanması halinde ikinci tur düzenleniyor.
Alberto Fernandez
Avukat ve ülkenin en köklü üniversitelerinden Buenos Aires Üniversitesinde Federal Suç Teorisi ve Ceza Sistemi Profesörü olan Alberto Fernandez, ülke siyasetinde peronizm (Peronculuk) akımını temsil ediyor.
Arjantin'de çeşitli dallara bölünmüş politik bir akım olarak hala ülke siyasetinde yer alan peronizm, sosyal adalet ve milliyetçilik anlayışıyla, eski Devlet Başkanı Juan Domingo Peron'a ithafen kuruldu.
Siyasette başarı basamaklarını hızla tırmanan Fernandez, 2000'de, Cristina Kirchner'ın eşi Nestor Kirchner'ın devlet başkanı seçilmesinin ardından, kabine şefliği görevine getirildi.
Nestor Kirchner'ın başkanlık dönemi boyunca (2003-2008) kabine şefliği yapan Fernandez, Nestor'un eşi Cristina Kirchner'ın başkanlık döneminde ise 1 yıl bu görevi sürdürdü.
Cristina Kirchner ile tarımla ilgili bir yasa konusunda anlaşamayan Fernandez, görevinden istifa etmesinin ardından Kirchner hükümetini sert eleştirenlerden birisiydi.
Geçen mayıs ayında ise Cristina Kirchner Twitter hesabından, yayımladığı bir video ile Alberto Fernandez'e başkan adaylığı teklifinde bulunmuş ve kendisinin de başkan yardımcısı adayı olacağını açıklamıştı. Fernandez, bu teklifi kabul ederek, Herkesin Cephesi Koalisyonunun liderliğinde seçim yarışına katılmıştı.
Macri'ye seçimi kaybettiren süreç
Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin, son iki yılda ekonomik krizle boğuşan Arjantin'de, 2015'te devlet başkanı adayıyken, "enflasyonu düşürmek" ve "fakirliği sıfıra indirmek" gibi sözleri yerine getiremediği için oy kaybettiği biliniyor.
Öte yandan, Macri hükümetinin, yıl başında elektrik, su ve gaz gibi kamu hizmetlerinde devlet yardımlarını kaldırıp, büyük zamlar yaparak fakirlik oranı artan halkın omzuna daha önce ödemeye alışmadığı fatura giderlerini yüklemesi, seçmenin, içe kapanık bir politika ile de olsa halkın kazançlı çıktığı bir hükümeti aramasına neden oldu.
Macri hükümeti boyunca, ülkede fakirliğin, enflasyonun artması ve Arjantin pezosunun dolar karşısında yüzde 500 değer kaybetmesi, seçmenin Macri'ye güvenini sarstı.
Tahmin edilemeyen ön seçim sonuçları
Arjantin'de ağustos ayında düzenlenen ve genel seçimlerin özeti olarak görülen ön seçimlerde, ülkedeki hiçbir anket şirketinin tahmin edemediği bir sonuç çıkmıştı.
Anket şirketleri seçimlere kadar Macri ile Fernandez arasındaki oy farkını ortalama yüzde 5 göstermiş ancak ön seçimlerde Fernandez'in yüzde 47, Macri'nin yüzde 32 oy alması ülkede büyük ses getirmişti.
Seçimlerden bir gün sonra, Arjantin'de piyasalarda büyük gerileme yaşanmış, Arjantin pezosunun dolar karşısında değer kaybı yüzde 30'u aşmıştı.