Arslan: “Millet İttifakı’na bağlı bir kısım belediyelerde baskılar, tehditler, yıldırma politikaları var”

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Seçim sonuçları daha netleşmeden, henüz mazbatalar bile alınmadan Millet İttifakı'na bağlı bir kısım belediyelerde üyelerimize yönelik baskılar, tehditler, yıldırma politikaları gündeme gelmektedir. Bu k

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Seçim sonuçları daha netleşmeden, henüz mazbatalar bile alınmadan Millet İttifakı'na bağlı bir kısım belediyelerde üyelerimize yönelik baskılar, tehditler, yıldırma politikaları gündeme gelmektedir. Bu konuda çeşitli belediyelerden konfederasyonumuza ve sendikalarımıza ihbarlar yapılmaktadır. Buradan bütün belediye başkanlarını bir kez daha uyarıyoruz. Belediye başkanlığı görevine seçilen başkanlarımızın sendikalarımıza, üyelerimize, çalışanlara yönelik her türlü baskıyı, tehdidi ve benzeri yıldırma politikalarını şiddetle kınıyoruz, bunu yapanlardan gerektiği şekilde hesap soracağımızı ifade etmek istiyorum" dedi.

Öz Taşıma-İş Sendikası 3. Olağan Genel Kurulu, Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Öz Taşıma-İş Genel Başkanı Mustafa Toruntay ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin katılımıyla Ankara'da gerçekleştirildi.

Toplantıda bir konuşma yapan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerine değindi. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin Türkiye'ye yakışan bir şekilde sonuçlandığını ve katılım oranının yüksek olduğunu söyleyen Arslan, "Seçim sonuçlarına verilen tepkiler, Türkiye demokrasisinin bu konuda ne kadar olgunlaştığını göstermektedir. Seçimlere katılım oranının yüksekliği, seçim sürecinde gerçekleştirilen makul, sakin ve olgun süreçten, seçim sonuçlarında ortaya çıkan sonuçları demokratik olgunlukla karşılayan bütün siyaset kurumuna, sivil toplum örgütlerine ve Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. Hak-İş olarak milli iradenin tecelli ettiği en önemli unsurlardan bir tanesi seçimlerdir. Milletin verdiği karar başımızın üstündedir. Milleti küçümseyen, milletin verdiği oyları farklı şekilde yorumlayan, milletle alay eden, milletin ortaya koyduğu iradeye karşı bir kısım çeşitli gerekçeler uydurarak bunu küçültmek isteyenlere asla fırsat vermememiz gerekiyor. Millet sözünü söylemiştir. Bütün siyasi partilerin, Türkiye'nin bütün tarafları bu seçimleri sağlıklı bir şekilde analiz etmesini istiyoruz. Seçim sonuçlarında çıkan tablonun bütün siyasiler tarafından değerlendirilmesini istiyoruz. Bu seçim sonuçlarının, seçim öncesinde Türkiye genelinde yaptığımız bütün etkinliklerde ifade ettiğimiz gibi milletin iradesine saygı göstereceğiz, milletin ortaya koyduğu tavra saygı göstereceğiz" ifadelerini kullandı.

"Türkiye yeniden normal gündemine dönmelidir"

Hak-İş olarak hiçbir seçimde işçilere, üyelere ve kamuoyuna tercih konusunda herhangi bir empoze yapmadıklarının altını çizen Arslan, "Seçim öncesinde de bütün üyelerimize sorumluluk adına, ülkemizin geleceği adına, iş yerlerimiz adına, belediyelerimiz adına sorumlu davranarak sandığa gideceğimizi, sandıkta da bizim sağduyumuza, basiretimize, sorumluluklarımıza uygun kararlar vereceğine inandığımızı ve bu inancımızı da teyit ettik. Bu istikamette söylediğimiz sözlerin gereği olarak millet kararını vermiştir. Milletin verdiği karara göre Türkiye yeniden normal gündemine dönmelidir. Bu gündem, başta ekonomi olmak üzere Türkiye'nin köklü sorunlarına köklü çözümler bulunması gereken bir döneme işaret ediyor. Bu dönemde çalışma hayatının temel gündemlerinden olan işsizlik, yüksek enflasyon, yüksek faiz, büyümede karşılaştığımız zorluklar ve dış politikadaki bizi ve milletimizi rahatsız eden çeşitli sorun ve gelişmelerin gündemimizin merkezinde olduğunu biliyoruz. Terörle mücadele, çalışma hayatında başta taşeron işçilerin kadro alıp enflasyon farkı alamayan arkadaşlarımızın, enflasyon farkıyla beraber kadro alamayan arkadaşlarımızın, özellikle 5 ay 29 gün çalışan ve son düzenlemeyle 9 ay 29 gün çalışma hakkı elde eden arkadaşlarımızın bütün kurumlarda vaat edilen, söz verilen oranlarda ve sürelerde çalıştırılması içinde çabalarımızı ortaya koyacağız" açıklamasını yaptı.

"Millet İttifakı'na bağlı bir kısım belediyelerde üyelerimize yönelik baskılar, tehditler, yıldırma politikaları var"

"Hak-İş olarak yerel seçimlerde özellikle seçim sonuçları daha netleşmeden, henüz mazbatalar bile alınmadan millet ittifakına bağlı bir kısım belediyelerde üyelerimize yönelik baskılar, tehditler, yıldırma politikaları gündeme gelmektedir. Bu konuda çeşitli belediyelerden konfederasyonumuza ve sendikalarımıza ihbarlar yapılmaktadır" diyerek sözlerini sürdüren Arslan, şunları kaydetti:

"Buradan bütün belediye başkanlarını bir kez daha uyarıyoruz. Belediye başkanlığı görevine seçilen başkanlarımızın sendikalarımıza, üyelerimize, çalışanlara yönelik her türlü baskıyı, tehdidi ve benzeri yıldırma politikalarını şiddetle kınıyoruz, bunu yapanlardan gerektiği şekilde hesap soracağımızı ifade etmek istiyorum. Kimse kendisini yasaların yerine, işçilerin yerine ve millet iradesinin yerine koymasın. Herkes sorumlulukla hareket etmeli ve hepimiz bu sorumluluğun bir parçası olmalıyız. Hak-İş olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iş barışını, iş yerlerindeki ortaya koyduğumuz diyaloğun ve birlikte çalışma irademizin arkasında duracağız. Bizimle birlikte çalışmak istemeyenlere biz birlikte çalışma irademizi ortaya koyacağız. Bizi düşmanlaştıran, bizi bir şekilde kendilerinin rakibi görenlere, biz kendimizi onların rakibi değil, onlarla birlikte çalışacak ortaklar olarak anlatmaya devam edeceğiz. Bütün bu söylediklerimizden, duruşumuzdan ve kararlılığımızdan hala bizi anlamayanlar olursa onların anladığı dilden konuşmaya, tavır koymaya devam edeceğiz."

"Yeni zaferlere, yeni hedeflere, yeni ufuklara açılma zamanıdır"

Öz Taşıma-İş Sendikası 3. Olağan Genel Kurulu'nun açılış konuşmasını yapan Öz Taşıma-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Toruntay ise, "Emeğin, ekmeğin, alın terinin mücadelesine adanmış biri olarak bundan sonra da aynı mesuliyeti aynı kararlılıkla taşıyacağım" dedi.

2012 yılının Kasım ayında kurulan sendikanın, Hak-İş çatısı altında emek, ekmek ve hak için çıktığı yolda kutlu, onurlu bir yürüyüşle bugünlere geldiğini söyleyen Toruntay, "Tecrübeli bir kadroya sahip olan sendikamız, makam ve ücret sendikacılığı yapmadan hak bildiği yolda hakkı üstün tutarak yolunda yürümektedir. Gerçekleştirdiği projelerle çalışma hayatına katkı sunan sendikamız Türkiye'nin her bölgesinde bulunan 22 binden fazla üyesiyle taşımacılık iş kolunun en büyük sendikası olmuştur. Bu gurur hepimizin, bu başarı bize güvenen kıymetli mensuplarımızındır. Sektörün sorunlarını gören ve gerekli adımları atan sendikamız var olan sorunlara kalıcı çözüm üretmek için yoğun bir mesai harcamaktadır. Şimdi yeni zaferlere, yeni hedeflere, yeni ufuklara açılma zamanıdır. Büyük bir azim ve kararlı mücadeleyle bizimle olanlara, bu kutsal ve alın teri mücadelesini bir bayrak yarışı telakki ederek devam ettirenlere ve bu kutlu davayı yarınlara taşıyacaklara teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"İşçilerimiz mesut yaşasınlar diye ter akıtanlardanız"

Toruntay, "Her zaman sahada ve üyelerinin yanında olan sendikamız, gidemediğin yer, dokunamadığın insan senin değildir anlayışıyla çalışmalarını sürdürmektedir" diyerek, "İşçilerimizin yaşadığı sıkıntıları bizzat kendilerinden öğrenerek sendikamız alt katta yangın varken üst katta rahat oturanlar değildir, olmayacaktır. Biz Öz Taşıma-İş Sendikası olarak hasat derdinde değil, tohum ekme derdindeyiz. Sendika olarak emekçilerimiz, işçilerimiz mesut yaşasınlar diye ter akıtanlardanız. Bizler, hiçbir hakikati laf kalabalığına getirmeden verdiğimiz mücadeleyi hiçbir zaman günü birlik hesabın içerisine alet etmeden bir emek sevdasıyla bismillah demiş bir kadroyuz. Bizler, işçilerimiz kendini yalnız hissetmesin diye hiç kimseden korkmadan emeğinin karşılığını alabilmenin azmiyle yeni bismillahların arifesindeyiz. Her girdiği mücadeleden alnının akıyla çıkan sendikamız, verdiği mücadeleden asla vazgeçmemiş ve yorulmamıştır. Biz bu kutlu davanın peşinde olmaktan asla yılmayacağız, size sözümüz olsun" ifadelerini kullandı.

"Bu ülkenin emekçileri için ne yaparsak azdır"

Öz Taşıma-İş Sendikası'nın üyelerine katkı sağladığını kaydeden Toruntay, "Üyelerini bir gelir kapısı olarak gören değil, sendikamız sadece toplu iş sözleşmesi imzalayarak değil, üyelerine katkı sağlıyor. Eğitim yardımlarımızdan ferdi kaza sigortasına kadar hem mutlu günlerinde hem de kötü günlerinde üyelerimizin her zaman yanındayız. Üyelerimizle var olduğumuzu biliyoruz ve üyelerimizle var olduğumuz sürece de daha güçlü olacağımıza inanıyoruz ve bu inançla yolumuzda yürüyoruz. Bizler, Hak-İş vizyonuyla sendikacılık yapan emeğin savunucuları olarak üyelerimize ne katarız, onlara nasıl fayda sağlarız anlayışıyla yola revam oluyoruz. Zaman zaman "yorulmuyor musunuz" diye soruyorlar. Yorulmuyoruz. Emeğin hakkını alabilmek için yürüdüğümüz bu yolda Rabbim yardımcımız olsun. Bu ülkenin emekçileri için ne yaparsak azdır. Sizler her şeyin daha iyisini ve güzelini hak ediyorsunuz" diye konuştu.

"Taşeron işçilik sorunu tarihe karışmıştır"

Toruntay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Her geçen gün büyüyen ve hedefine emin adımlarla ilerleyen, ülkemiz adına çalışma hayatında reform denilecek adımlar atmış, ülkemizin ve çalışma hayatının en önemli sorunlarından biri olan ve modern köleliğe dönüşen taşeron işçilik sorununu Hak-İş'in mücadelesi sonucu yapılan değişiklikler ile büyük ölçüde tarihe karışmıştır. Cumhurbaşkanımızın verdiği müjdeyle bir milyona yakın taşeron işçi kadrosuna kavuştu. Bu sonuca ulaşmada Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın emeği çok büyüktür. Kadro dışı kalan yüz bine yakın taşeron çalışanımız var. Hükümet yetkililerimize sesleniyorum; bir milyona yakın taşeron işçiye kadro veren hükümetimizden, yüz bine yakın emekçimize de müjdeli bir haber verilmesini talep ediyoruz. Bir diğer konu, kadro alan ancak 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği yıllık enflasyon oranının zammından faydalanamayan işçilerimizin mağduriyetinin giderilmesidir. Bu işçilerimiz içinde en az enflasyon oranında zam talep ediyoruz, bu sorunun da çözümünü bekliyoruz. Sürekli işçilerimizi tedirgin eden kıdem tazminatı konusu da var. Bu konuda kazanılmış haklarımızın garanti edilmesini istemek şartıyla kıdem tazminatının kaldırılması, yok edilmesi gibi bir yaklaşımı kabul edemeyiz. Sendika olarak kıdem tazminatı konusunda konfederasyonumuz ile paralel düşündüğümüzü, yaşanan sorunların ortadan kaldırılacak güçlü bir sistemin kurulmasını talep ediyoruz."

"13 milyon işçiden sadece bir milyon 859 bini sendikalı"

Türkiye genelinde 13 milyondan fazla kayıtlı işçinin bulunduğunu ve bunlardan sadece bir milyon 859 bininin sendikalı olduğunu söyleyen Toruntay, "Daha yürünecek çok yol söylenecek çok söz vardır. Bizim iş kolumuz olan taşımacılık iş kolunda ise 750 bine yakın çalışanımız var. Bunlardan sadece yüz bini üyedir. 650 bin geriye kalan işçimize dokunmalı, onların yaşam mücadelesine omuz vermeliyiz, sendikamızın bünyesine katıp örgütlenmeye devam etme gibi bir sorumluluğumuz var. Kimi işverenlerin hala sendikalı örgütlenmeyi tehdit olarak görmeleri, işçilerimizi işten çıkarmakla tehdit etmeleri örgütlenmenin önündeki en büyük engel olarak duruyor. Emekçiler işsizlikle tehdit, terbiye edilemez. Bizleri bir tehdit olarak gören işverenlerimize sesleniyorum, işçi ve sendikalar işverene rakip olmadığı gibi taraf da değildir. Bizler, iş ve iş yeri sorumluluğu taşıyan sosyal ortaklarız. Bu sosyal ortaklık tek taraflı işleyen bir süreç değildir. Biz sendikalar gibi işverenlerin de bu bilinçle hareket etmesi gerekmektedir" dedi.

Toruntay, bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramını Şanlıurfa'da kutlayacakları bilgisini de verdi.

Artık dışarıdan emir alan, emperyalist güçlerden medet uman, onların karşısında önünü ilikleyen bir Türkiye'nin olmadığını söyleyen Toruntay, "Şimdi oturup plan yapanlar, ülkemizi bölmeye, karıştırmaya çalışanlar yaptığımız ince hesapları tarihte Çanakkale'de, Trablusgarp'ta, Yemen'de, İzmir'de, Afyon'da, Musul'da, Ankara'da nasıl ters düz ettiysek bugün de o hesapları alaşağı eder başınıza çalarız. Biz bu vatanın öz ve öz evlatları, sahipleri olarak 15 Temmuz darbe girişiminde ülkemize sahip çıkmak, vatana, bayrağa kirli el değmesin diye nasıl meydanlara inmişsek yarın da düşünmeden bir kez olsun gözümüzü kırpmadan meydanlara iner, bu aziz vatanı kimselere vermeyiz. Tarihte hiçbir zaman susmadık, sözümüz olsun, bundan sonrada susarsak namerdiz. Bu emperyalist güçler darbelerle diz çöktüremediği ülkemizi bu seferde dolar oyunlarıyla yenmeye çalışmışlar ancak bir kez daha hüsrana uğramışlardır. Sırtlanlar gibi ülkemizin üzerinde hesap yapanlar tarihte, 15 Temmuz darbe girişiminde nasıl hüsrana uğradılarsa yarın da aynı hüsrana uğrayacaklardır" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Gündem Haberleri