Aspirin ne işe yarar? Faydaları, zararları, fiyatı

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs tedavi sürecinde, birçok aşı ve ilaç tedavisi yöntemi üzerinde çalışılırken uzmanlar tarafından yeni bir iddia ortaya atıldı. ABD bilim insanları tarafından yapılan açıklamaya göre, aspirin, koronavirüse karşı mücadelede önemli bir silah olarak görülüyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs tedavi sürecinde, birçok aşı ve ilaç tedavisi yöntemi üzerinde çalışılırken uzmanlar tarafından yeni bir iddia ortaya atıldı. ABD bilim insanları tarafından yapılan açıklamaya göre, aspirin, koronavirüse karşı mücadelede önemli bir silah olarak görülüyor. Bunun üzerine vatandaşlar tarafından Aspirin ne işe yarar?, faydaları, zararları nedir? Hangi ülkenin? Koronaya karşı aspirin ve fiyatı gibi detaylar merak edildi. Biz de haberimizde bu detaylara sizler için yer verdik. 

Çin'in Vuhan kentinden başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüsle mücadele kapsamında çalışmalar devam ediyor. Dünyanın tüm ülkelerinden bilim insanları aşı ve ilaç tedavisi yöntemleri üzerinde çeşitli çalışmalar gerçekleştirirken ABDli bilim insanları tarafından koronavirüse karşı yeni bir silah bulunduğu açıklandı. 

Yıllardır kullanılan aspirinin koronavirüs tedavi sürecinde vücuda alınması halinde ölüm riskini yüzde 47 oranında azalttığını duyuran ABDli bilim insanları, tedavi sürecinde bu ilacın önemli bir etken olabileceğini duyurdu. Konuya ilişkin olarak da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, açıklamada bulundu. Azap, "Kan pıhtıları oluşup küçük damarları, ince kılcal damarları tıkamaya başlıyor. Bu damarlar tıkandığı zaman organlar beslenemiyor. Akciğer yetmezliği, solunum yetmezliği şeklinde karşımıza çıkıyor. Beyinde felçlere sebep olan pıhtılara sebep olabiliyor. Kalp krizi olabiliyor" dedi. 

ASPİRİN NE İŞE YARAR?

Aspirin yüksek dozlarda (300 mg ve üzeri) ağrı kesici, ateş düşürücü ve antienflamatuar (yangı giderici) özellik gösterir. Kısa süreli olarak baş ve diş ağrısı gibi genel ağrı tedavisinde, ateş düşürmede ve yangı giderici olarak kullanılır. Uzun süreli düşük dozlarda (75 mg) kan sulandırmak için kullanılır.

Bu özelliği sayesinde kan pıhtılaşmasının bir risk olduğu kalp krizi, anjina, felç, iskemik atak, periferik arter hastalığı, koroner arter by-pass ameliyatı, kalp ve damarlarla ilgili diğer operasyonlar sonrasında kullanılır.

Koroner damar hastalığı bulunan ve aspirin kullanmasına mani bir durumu olmayan tüm hastalar için aspirin yararlıdır. Günde 75-100 mg doz bu amaç için yeterlidir; daha yüksek dozlarda kanama riski artmaktadır. Bilinen kalp hastalığı olmayanlarda aspirin kullanma kararını hekimleri vermelidir.

ASPİRİNİN FAYDALARI

  • Aspirini şampuan ile karıştırırsanız kepekleri önleyebilirsiniz.
  • Yüzdeki siyah nokta ve akneleri kolayca temizler.
  • Çiçeklerin ömrünü uzatma özelliği vardır.
  • Nasırı tedavi eder.
  • Ter lekesini çıkarır.
  • Sivrisinek ve arı sokması yüzünden oluşan iltihaba iyi gelir.
  • Ağrı kesici ve ateş düşürücüdür
  • Kalp krizi ve felç gibi ciddi hastalıkların etkilerini ortadan kaldırır ya da önler.
  • Saç ve cilt bakımında kullanılır; ciltteki sivilceleri gider, saçlara parlaklık ve hacim verir. Saçlardaki kepeklenmeyi önler.
  • Adet söktürücüdür
  • Güneş yanıklarının sebep olduğu kızarıklık ve ağrılar için özellikle denizden çıkıldığında bir tane aspirin içilmesi kişiye iyi gelecektir.
  • Yumurtalıklarda kan dolaşımını arttırdığı için kadınların kısırlık tedavisinde oldukça etkilidir.
  • Boğaz ağrısına iyi gelir.
  • Kan sulandırıcı özelliği bulunduğundan kanın pıhtılaşmasını engeller.
  • Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına mani olur.
  • Kanser önleyici etkisi vardır.
  • Özellikle meme ve kolon kanseri gibi hastalıklara yakalanmayı önleme etkisi vardır.
  • Kıyafetlerdeki lekelerden kurtulmayı sağlar.
  • Arı sokmalarına iyi gelir.
  • Kesilmiş çiçeklerin uzun süre taze kalmasını sağlar.

ASPİRİN ZARARLARI - YAN ETKİLERİ

Aşağıdaki rahatsızlıklara sahip olan kişilerin doktor tavsiyesi olmadan aspirin kullanması tehlikelidir. Bu hastalıkları taşıyan kişilerin yalnızca aspirin değil herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka doktora veya eczacıya danışmaları gerekmektedir. 

  • Kalp yetmezliği
  • Astım
  • Mide ülseri
  • Kanama veya pıhtılaşma bozuklukları
  • Diyabet (American Diabetes Association, diyabetli insanlara aspirinin en düşük dozajını öneriyor.)

Böbrek Yetmezliği
Mayo Clinic de dahil olmak üzere birçok kaynağa göre, analjezik nefropati adı verilen düzenli aspirin kullanımından  dolayı böbrek hasarı oluşabilir. Birçok kez bu kronik böbrek hastalığı  semptomları hemen anlaşılmaz ve ölümcül böbrek yetmezliğine veya günlük böbrek diyalizine ihtiyaç duyulmasına neden olur.

Karaciğer Yetmezliği
Karaciğer düzenli kullanımda aspirini emer ve karaciğer yetmezliği ortaya çıkar ve herkes için ciddi bir sorun oluşturur. Karaciğer vücudunuzun detoksifikasyon(toksinlerden arınma) sistemidir. Toksik maddeler vücuda sürekli olarak girse, toksik aşırı yük karaciğerin başarısız olmasına neden olur.

Ülser
Amerikan Gastroenteroloji Koleji’ne göre, ülserlerin ikinci önde gelen nedeni, midenin astarının tahriş olmasına yol açan düzenli aspirin kullanımından kaynaklanmaktadır. Ülser olduğunda düzenli olarak aspirin kullanımı, kanama ülseri ve delinmiş ülser gibi komplikasyonlara neden olabilir.

Kulak Çınlaması
Bu kulağı rahatsız edici ‘kulak çınlaması’ sorunu  aspirinin düzenli kullanılmasından dolayı oluşur ve kalıcı işitme hasarına da neden olabilir. Ancak çoğu durumda çözüm, aspirin kullanımını durdurmaktır ve durum tersine döner.

Kanamalı İnme
Bildiğiniz gibi birçok kişi kalp krizi ve inmeyi önlemek için günlük aspirin kullanır. Buradaki sorun, bazı durumlarda görünüşte bu ‘masum’ aspirinin iyilikten çok zarar vermesine neden olur. Bazı durumlar da beyin kanamasına sebep olur; bu durumda kan inceltici aspirin sorunu şiddetlendirerek kalıcı beyin hasarına veya ölüme neden olmaktadır.

Reye Sendromu
Bu ölümcül durum hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor ve hayati organları, özellikle beyin ve karaciğeri tahrip ettiği için çocuklara ölümcül darbeler veriyor. Çoğu zaman Reye sendromunun kurbanı, su çiçeği gibi viral enfeksiyonu olan, ateş düşürme ve ağrı giderme için aspirin alan bir çocuktur. Tüm ebeveynler çocuklarına bu nedenle aspirin vermekten kaçınmalıdır.

Gördüğünüz gibi düzenli aspirin tüketimiyle ilişkili sağlık komplikasyonları çok ciddi ve hafife alınmamalıdır. Tabii ki acı çekmek veya kalp krizi riski altında yaşamanızdan bahsedilmiyor. Bunları tedavi etmenin çok daha iyi yolları var. Aspirinin ciddi yan etkilerinin olduğunu göz önüne alıp vücudunuz için daha iyi alternatif tedavi seçeneklerini keşfetmelisiniz.

ASPİRİN HANGİ ÜLKENİN?

Alman bir kimyager tarafından bulunan aspirinin ortaya çıkması, kimyager Felix Hoffmann'ın 1897’de saf asetilsalisilik asit (ASA) üretmesiyle mümkün olmuştur. ASA, ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan Aspirinin etken maddesidir. Kaynağı ise dünyanın her yerinde yetişen söğüt ağacıdır.

ASAnın kalp krizini, felci, bazı kanser türlerini önleyici etkisi kanıtlanmıştır. Bayer’in kimyagerlerinden Dr. Felix Hoffmann, 10 Ağustos 1897 tarihinde salisilik asidi asetik asit ile sentezleyerek saf asetilsalisilik asidi üretmeyi başardıktan 11 gün sonra aynı yolla diasetilmorfini sentezlemiş ve eroini bulmuştur. Kuru öksürük ve veremin tedavisinde kullanılan eroine büyük ümit bağlanmıştı. Aynı zamanda I. Dünya Savaşı’nda ağır yaralı hastalara ağrı kesici olarak verilmiştir. Morfin bağımlılarını kurtarmak için fayda sağlayabileceği ileri sürülmüştür. Ancak eroinin kendisinin bağımlılık yapan çok ciddi bir uyuşturucu olduğu anlaşılınca, 1930’lu yılların başında adı ilaç listelerinden silinmiştir.

1900’lü yılların başında Avrupa’daki grip salgınının yok edilmesinde rol oynayan ASA, Aspirin markasıyla özdeşleşmiş durumdadır. ASA ya da Aspirin denince akla daha ziyade kanı sulandırıcı etkisi geliyor. Kalp krizi ve felçteki rolü hatırlanıyor. Hatta bazı kanser türlerindeki önleyiciliği dile getiriliyor. Oysa 1897’den bu yana, Hoffmann’ın formüle ettiği haliyle ilaçlaşan ASA’nın en etkili olduğu rahatsızlıklar ağrı, yüksek ateş ve soğuk algınlığı.

Hoffmann, romatizmal ağrılarla baş edemeyen babasını iyileştirebilmek amacıyla salisilik asidi geliştirmeye çalışır. O zamana kadar kullanılmış olan salisilik asit esaslı sodyum salisilat ilacı hem çok kötü bir tada sahiptir hem de uzun süre alındığı için midesi rahatsızlanan kişileri her kullanışlarında hasta etmektedir.


1897 Tarihine ait Felix Hoffmann'ın Aspirini buluduğu günün orijinal labratuvar notu
1950’lerden sonra bu ilacın kalp krizi ve felç riskini azaltabileceği yönünde fikirler ortaya atılıyordu. 1971’de İngiliz farmakolog Sir John R. Vane’nin, ASA’nın insan metabolizmasındaki ağrıyı nasıl durdurduğunu belirlemesi, Hoffmann’dan sonraki en büyük adımdır. O güne kadar maddenin etkisi biliniyor, yeni etki alanlarına ulaşılıyor ancak bu etkiyi nasıl ve hangi süreçle yaptığı bilinmiyordu. Bu buluşsu Vane’ye 1982 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazandırdı.

Kanadalı nöroloji profesörü Henry J. M. Barnett, ASA’nın yüksek dozlarla beyindeki geçici dolaşım rahatsızlıklarını, ikinci felç geçirmeyi ve felç sebebiyle ölüm riskini önemli ölçüde azalttığını kanıtladı. 1985’te Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) Margaret Heckler, kalp krizi geçiren kişilerin bu ilacı her gün düzenli almaları halinde ikinci kriz ihtimalinin %20 gerilediğini açıkladı. Yine Amerika’da 22,000 sağlıklı doktoru kapsayan kontrollü bir araştırmada, ilaç kullanımının kalp krizi riskini %44 oranında gerilettiği ortaya kondu. Newsweek Dergisi, araştırma sonuçlarını 8 Şubat 1998 tarihli sayısında kapak dosyası yaptı. 1996’da FDA, ilacın akut kalp krizi kuşkusu içindeki kişilerde tercih edilmesini tavsiye etti.

ASA, çok sayıdaki kadını ilk hamileliklerinde tehdit eden, prematüre ve ölü doğumlara sebep olan ‘preeklempsi’yi önlemede de yardımcı özelliği açıklanan tek ilaçtır. Diyabetin geç dönemlerinde varlığını hissettiren, gözün retina tabakasındaki ve böbreklerdeki kılcal damar tıkanıklıklarında da etkindir. Kalın bağırsak (kolon) kanserini önlemede de etkili olduğu, 1988’de Avustralyalı Epidemiyoloji Profesörü Gabriel A. Kune tarafından yapılan bir araştırmadaki genel nüfus istatistiklerine göre, ilacın düzenli içicilerinde söz konusu kanser riskinin %40’ların altına gerilediğinin fark edilmesiyle kanıtlanmıştır. Amerikan Kanser Derneği’nce yapılan araştırmalarda, Kune’nin bulguları doğrulanmıştır.

ASA, 80’den fazla ülkede Bayer’in tescilli markası Aspirin ile insanlara ulaştırılıyor. ASA’nın yeni etki alanlarının keşfedilmesi ve nasıl etki ettiğinin daha iyi anlaşılması adına gerçekleştirilen araştırmaları Bayer destekliyor.

KORONAYA KARŞI ASPİRİN

ABD’li bilim adamları tarafından yapılan yeni bir çalışma, erişimi kolay ve ucuz Aspirin ilacının hastanede yatan yeni tip korona virüs hastalarının ölüm riskini yaklaşık yüzde 50 oranında azalttığını ortaya koydu. Araştırmacılar, kan sulandırıcı etkisi bulunan ilacın, korona ölümlerin ana nedenlerinden biri olan kan pıhtılaşmasını engellediğini söyledi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, "ABD, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) enfeksiyonuna karşı asetil salisilik asit (Aspirin, Ecopirin, Coraspirin vs.) umudunu dünya manşetlerine taşıdı. Ancak aspirin her hasta için uygun değil" ifadelerini kullandı. 

Konuya ilişkin olarak da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, açıklamada bulundu. Azap, "Kan pıhtıları oluşup küçük damarları, ince kılcal damarları tıkamaya başlıyor. Bu damarlar tıkandığı zaman organlar beslenemiyor. Akciğer yetmezliği, solunum yetmezliği şeklinde karşımıza çıkıyor. Beyinde felçlere sebep olan pıhtılara sebep olabiliyor. Kalp krizi olabiliyor" dedi.

Azap, aspirinin koronavirüs salgını tedavisinde kullanılmasına ilişkin olarak, "Aslında pek çok enfeksiyon hastalığında böyle olur. 'Septik şok' dediğimiz 'sepsis' dediğimiz tablo ortaya çıkar. Vücudun pıhtılaşma sistemi bozulur, kanın akışkanlığı bozulur, bu pıhtılar nedeniyle organ yetmezliği ve ölümler gerçekleşir. Amerikalı bilim insanlarının yaptığı şey de bu kan sulandırıcı ilaçların gerçekten bunu ne kadar önlediğini gösteren bir çalışma, aspirinin yüzde 50 oranında bunları önlediğini gösterdiler. En baştan beri böyle bir durum olduğunu bildiğimiz için Türkiye'de zaten kan sulandırıcı 'aspirin' olabilir 'heparin' gibi başka bazı daha farklı ilaçlar olabilir, baştan beri hastalarımızda kullanıyoruz" ifadelerini kullandı.

ASPİRİN FİYATI

Aspirinin güncel satış fiyatı, 7 lira 34 kuruş (7,34 TL) olarak belirlenmiştir. 

Sağlık Haberleri