Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: "Astana toplantıları Suriye'deki şiddetin kayda değer bir şekilde azalmasını sağladı" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Moskova'da düzenlenen Üçlü Dışişleri Bakanları toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Moskova'da gerçekleştirilen toplantıda, Astana mekanizmasının hangi aşamada olduğu ve bundan sonra atılacak adımlar değerlendirildi. Toplantının ardından basın toplantısına geçildi.
Astana mekanizmasının garantörleri olarak bir buçuk ayda üçüncü toplantının gerçekleştirildiğini belirten Çavuşoğlu, "Hem Astana sürecine verdiğimiz önemin hem de işbirliğimizin göstergesidir" dedi.
Astana mekanizması ve yürütülen işbirliğini açıklayan Çavuşoğlu, "Suriye'nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün koruması bizler için ortak paydayı oluşturuyor. Bu amaçla tüm terör örgütleriyle DEAŞ, El-Kaide, PKK/PYD hepsiyle mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye olarak Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatıyla önemli bir alanı, yaklaşık 4 bin kilometrekareyi teröristlerden temizledik. Şimdi buralara Suriyeli kardeşlerimizin dönmesine hep birlikte yardımcı olmamız lazım. Buralara ve Suriye'nin her yerine insani yardımların ulaştırılması ortak amacımızdır. İnsani yardımların kesintisiz ve engelsiz bir şekilde ayrım yapılmaksızın tüm Suriyelilere ulaştırılması gerekiyor. Suriye'deki siyasi krize siyasi çözüm bulunması gerektiğini düşünüyoruz üç garantör ülke olarak ve bu çözümünde parametreleri belli. BM Güvenlik Konseyi kararı aynı şekilde ortak yol haritamız var. En önemlisi de Suriyeliler tarafından sahiplenecek ve Suriyeliler tarafından yürütülecek bir süreç olmasını istiyoruz. Bu anlayışla sürdürdüğümüz Astana toplantıları Suriye'deki şiddetin kayda değer bir şekilde azalmasını sağladı. Ateşkes ihlalleri azaldı. Suriye konusundaki etkili tek uluslararası girişim olduğunu söyleyebiliriz. Cenevre süreci Astana'dan çıkacak sonuçları bekler hale geldi. Cenevre'deki son 6 görüşme turu Astana sayesinde düzenlenebildi. Astana'nın katkısını kimse görmezden gelmesin. Var olan sorunları ele almak için alınan kararların uygulaması için hep birlikte çalışıyoruz. Bu platformda Astana garantörleri olarak 3'lü işbirliğimizi sürdüreceğiz.
"Bu terör örgütü aynı anda bizim güvenliğimize yönelik de tehdit oluşturuyor"
"Soçi'de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Cenevre'ye de bir dinamizm kazandıracak bir enerji oluşturdu" diyen Çavuşoğlu, "Bu enerjinin kullanılması ve somut sonuçlara çevrilmesi lazımdır. Krize kalıcı çözüm bulunması, Suriye halkının selameti için tüm uluslararası aktörlerin ortak paydada buluşması gerekiyor. Farklı ajandalar, farklı gündemler olmaz. Hepimizin ortak paydada buluşması gerekiyor. Anlık tepkileri bir kenara bırakmamız lazım. Aktif ve sürekli bir çaba ortaya koyalım. Bizim bu üçlü çabamıza da herkesin destek vermesini beklemek en doğal hakkımızdır" ifadelerini kaydetti.
Soruları cevaplayan Çavuşoğlu Münbiç konusunda, "Münbiç'te ve özellikle Fırat Nehri'nin doğusunda Suriye'nin topraklarının önemli bir kısmını, yaklaşık yüzde 25'ini YPG kontrol altında tutuyor ve buralardaki demografik yapıyı da değiştirdiler. YPG/PKK bir terör örgütüdür. Suriye'nin topraklarının arkasında kim olursa olsun yüzde 25'inin bir terör örgütü tarafından kontrol edilmesi Suriye'nin sınır güvenliği, toprak bütünlüğü için ciddi bir risktir. Bu terör örgütü aynı anda bizim güvenliğimize yönelik de tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla bu terör örgütlerinin tıpkı DEAŞ gibi Suriye topraklarından ayrılması gerekiyor. Esasen ABD'yle konuştuğumuz konu da budur. Bugüne kadar ABD, bu terör örgütüne ciddi destek verdi ve şu anda bu desteğin kesilmesinin yanında bize de YPG'nin buralardan özellikle Münbiç'ten başlayarak ayrılması konusunda 2016'da sözü vardı. O günden bu yana bu söz sürekli teyit edildi. Bizim üzerinde durduğumuz konu bu sözün tutulması ve YPG'nin buralardan ayrılması. Münbiç dahil buraların gerçek sahiplerine, o şehirlerde yaşayan insanlara teslim edilmesidir ki böylelikle Suriye, Münbiç ve diğer bölgelerde şehirlerin demografik yapıları da değişmesin" ifadelerini kullandı.
"İdlib bölgesindeki terörist grupların titiz bir şekilde tespit edilmesi gerekiyor"
İdlib'e değinen Çavuşoğlu, "Maalesef daha önce kuşatılmış bölgelerde Halep dahil açılan koridorlarda sadece sivil insanlar ayrılmadı. Teröristlerde ellerindeki silahlarla ayrıldılar ve büyük bir çoğunluğu İdlib'e gittiler. Şu anda 2 milyondan fazla sivil insanın yanında İdlib bölgesinde terörist gruplar var. Şimdi bununla nasıl mücadele edeceğiz? Başka yerlerde olduğu gibi gelişigüzel hastaneler bombalanacak ve ayrım yapılmaksızın herkes mi hedef alınacak. Yoksa terör örgütlerini birlikte tespit edeceğiz ve onları mı etkisiz hale getireceğiz? Bence ikincisi. Kendi aramızdaki mutabakatta da terör örgütüyle mücadele ederken sivil insanların korunması da var. İdlib bölgesindeki terörist grupların titiz bir şekilde tespit edilmesi gerekiyor. Biz ortaklarımızla çalışmaya varız. Yeter ki İdlib'e ihlal yapılmasın, gelişi güzel bombalama yapılmasın, sivil insanlar ölmesin. Terörle mücadelede beraber çalışalım" şeklinde konuştu.