Bir tür toplumsal örgütlenme düzeni olan ataerkil sözcüğü merak edilip araştırılıyor. Ataerkil toplumlarda düzen nasıldır? Ataerkil sözcüğünün anlamı nedir? Ataerkil ne demek? Ataerkil toplumlar nasıl olur? Ataerkil düzen nedir? Ataerkil toplumda kadının rolü nedir? Ataerkil sözcüğünün kökeni nedir? Ataerkil sözcüğüne dair tüm merak edilenleri sizler için araştırdık.
ATAERKİL NE DEMEK? ATAERKİL TOPLUM NE DEMEK?
Ataerkillik, erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzeni. Bu düzenin temelini erkeğin üstünlüğü fikri oluşturur; soy erkekler tarafından belirlenir, hakimiyet erkeklerindir. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Bu erkek üstünlüğü ilkesi etrafında, toplumun kültürü, adetleri, inancı ve mitolojisi, anaerkil düzenli toplumunkinden farklı bir biçim oluşturur.
Ataerkillik sözcüğü Türkçe kökenlidir. Türkçeye Fransızcadan geçmiş olan ve batı dillerinde Ataerkillik manasında kullanılan patriarka sözcüğü ise Latince patria (baba) ve Yunanca achein (hükmetmek) kelimelerinden türemiştir. Ataerkilliğe dayanan, ata erki temelli olan oluşumlara "ataerkil" veya "patriarkal" denir.
Modern dünyada dahi ataerkilliğin hakimiyeti neredeyse tartışılmazdır. Bununla birlikte, ataerkil olduğu söylenen toplumlar arasında büyük farklılıklar göze çarpmaktadır. Ataerkillik, maço kültürün yaygınlaşmasına da zemin hazırlamıştır. Bazı tarihçilere göre ataerkillik (partiyarka) dünya toplumlarına egemen olmadan önce bazı toplumlar anaerkil bir düzene sahipti, bazılarında da cinsiyet egemenliği bulunmamaktaydı.
ATAERKİL TOPLUMLARDA KADININ ROLÜ NEDİR?
Toplumların ilk üretim biçimi olan bitki toplayıcılık ve avlayıcılık zamanla gelişip yerleşik tarıma ve hayvancılığa yöneldiğinde, o döneme kadar görülen aile düzeni ve kadının üstün olduğu toplum yapısı da tümüyle değişti. Üretim biçiminin değişmesiyle, anaerkil düzeninde var olan işbölümü kadının zararına bozuldu, kadınlar ikincil derecede işleri yapmaya başladı.
Üretimin gelişmesiyle yaratılan artık ürün, yani servet, erkeklerin eline geçmeye başladı. Bir miras hukukunun oluşturulması için, geçici ya da ortaklaşa evliliğin yerini ancak erkeğin bozabileceği tek eşli evlilikler aldı. Böylece birbirlerine kan bağıyla bağlı kapalı toplumlar, yerini komşuluk ilişkileri, ortak çıkarlar ve bunların sonucu olarak toprak birliği bağlarıyla bütünleşen toplumlara bıraktı. Bu düzende, mirasın çocuklara geçirilmesi amacıyla bir yandan tek kocalı aile biçimi yerleştirilirken, öte yandan töre ve hukuk aracılığıyla kadının evlilik dışı cinsel ilişki kurması da yasaklandı. Kadının üretim sürecinin dışına itildiği; töre ve yasalar yoluyla erkeğe bağımlı kılındığı ataerkil düzeni, köklü bir değişikliğe uğramadan 19. yüzyıla kadar sürdü. Ancak Endüstri Devrimi ile kadının giderek daha yaygın biçimde üretim sürecinde yer alması; bunun politik ve töresel sonuçları, ataerkil düzeninin önemli oranda değiştirmeye başladı.