Türkiye'nin uzun süre konuştuğu olay 5 Şubat 2020 tarihinde yaşanmıştı. Üniversite sınavına hazırlanan Kadir Şeker, Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi'ndeki parkta Özgür Duran'ın sevgilisi Ayşe Dırla'ya şiddet uyguladığını görmüş ve olaya müdahale etmişti.
Duran'ın fiziki müdahalesiyle çıkan arbeden sırasında Şeker'in üzerinde bulunan bıçak Duran'a saplanmıştı. Olayda ağır yaralanan Duran kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş, olayın ardından gözaltına alınan Kadir Şeker, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmıştı.
CEZASI 12 YIL 6 AYA İNDİRİLMİŞTİ
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanan Şeker'e, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası verilmiş, Şeker'in cezası haksız tahrik nedeniyle 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12 yıl 6 aya düşürülmüştü.
Şeker'in avukatlarının itirazı üzerine dosya Yargıtaya gitmiş, Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Kadir Şeker'e verilen hapis cezasının temyiz istemiyle ilgili inceleme yapmıştı.
TEKRAR YARGILANDI
Yargıtay 1. Ceza Dairesince inceleme sonrası, Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında tahrikin derecesi ve yoğunluğu da gözetilerek azami hadde yakın bir indirimle cezanın belirlendiği, 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Şeker hakkında daha fazla indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği belirtilmişti. Daha sonra Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Kadir Şeker'e verilen ceza 10 yıl 10 aya düşürülmüştü.
ANNE VE BABASINA SARILDI
Şeker'in avukatlarının Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı tahliye başvurusu kabul edildi. Mahkemenin tahliye kararı verdiği Şeker, Akşehir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan çıktı. Şeker, kendisini bekleyen annesi ve babasına sarıldı.
MAHKEMENİN KARARININ DETAYLARI
Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince Yargıtay'ın bozma kararına uyularak, sanık Kadir Şeker'in cezasının 10 yıl 10 ay hapis cezası şeklinde hüküm altına alındığı, dolayısıyla mahkemece yeni bir değerlendirme yapılması zorunluluğunun ortaya çıktığı belirtildi.
Sanığın 6 Şubat 2020'den itibaren 2 yıl 5 ay 1 gün süresince tutuklu kaldığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Sanığa verilen suç miktarı, verilen cezanın Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bozma ilamı sonrası bozmaya uyularak verilmiş olması, 5275 sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında kanun, Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliği'nin 6. maddesi dikkate alındığında sanığın tutuklu kaldığı süre itibariyle Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılma süresini doldurduğu, Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan hükümlülerin Kovid-19 salgın hastalığı sebebiyle 31 Temmuz 2023'e kadar izinli sayıldıkları, sanığın daha fazla tutuklu kalmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, tutuklama tedbirini devamının artık gereksiz olduğu, yurt dışına çıkışının yasaklanması şeklinde adli kontrol kararı verilerek sanığın tahliyesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tutukluluk halinin kaldırılmasına, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse serbest bırakılması için cumhuriyet başsavcılığına müzakere yazılmasına ve sanığın adli kontrol altına alınmasına ve yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verildi."