İstanbul'un Tarihine Tanıklık Eden Ayasofya'nın Geçmişi
İstanbul'un fethine kadar 916 yıl kilise, 1453'ten itibaren de cami olarak kullanılan Ayasofya, 1934'te alınan karar üzerine 86 yıl müze olarak hizmet verdi. Ancak, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin açtığı dava sonucunda Danıştay 10. Dairesi, camiden müzeye dönüştürüldüğü 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını oy birliğiyle iptal etti ve Ayasofya yeniden ibadete açıldı. 24 Temmuz 2020'de gerçekleştirilen büyük bir merasimle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla ilk cuma namazı kılındı.
Turist Akınına Uğrayan Ayasofya
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, yeniden ibadete açılmasının ardından yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekti. Zaman zaman yüzlerce metrelik kuyruklar oluşan cami, ziyaretçi akınına uğruyor. Ziyaretçi yoğunluğunu düzenlemek için gruplar halinde içeri alınırken, namaz vakitlerinde ise cami ön bölümüne geçişe izin verilmiyor.
Ayasofya'nın tarihi ve manevi önemine ilgi, yalnızca Avrupa ve Batı ülkelerinden değil, aynı zamanda Arap ülkelerinden, Orta Asya'dan ve Uzak Doğu'dan da gelmekte. Özellikle Endonezya'dan gelen ziyaretçi sayısında dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Endonezyalı hacı ve umreciler, Ayasofya'nın ibadete açılmasından sonra ilk olarak bu önemli ibadethaneyi ziyaret ederek manevi duygular yaşamak istiyorlar.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, açılışından bu yana fıkıh, tefsir, hadis ve Kur'an-ı Kerim kıraat dersleri gibi çeşitli etkinliklerle dolu. Ayrıca ihtida törenleri de büyük ilgi görüyor ve birçok kişi burada Müslüman olmayı tercih ediyor.
İstanbul'un tarihine tanıklık eden Ayasofya, kıymetli hat levhaları ve muhteşem atmosferi ile ziyaretçilere tebliğ ve irşat ediyor, manevi duygular yaşatıyor. Cami, gün geçtikçe artan ziyaretçi sayısıyla dünya turistlerini ağırlamaya ve tarihi hikayesini paylaşmaya devam ediyor.