Diyarbakır D Tipi kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Azra Gülendam Haytaoğlu'nun katili Mustafa Murat Ayhan 11'inci Ağır ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya SEGBİS üzerinden katılım sağladı.
Mustafa Murat Ayhan'ı mahkeme salonunda avukatı ve bir yakını temsil etti. Duruşmada Azra'nın babası Mustafa, annesi Mezide Haytaoğlu ve beraberinde 30 dan fazla avukat şikayetçi bölümünde hazır bulundu. Duruşma öncesinde avukatlar mahkeme yoğun ilgi gösterdiler ve izdiham çıktı. Ankara, Isparta, Adana, Osmaniye, İzmir, Aydın ve Antalya Baroları temsilci göndererek müdahil taliplerinde bulundular. Duruşma öncesi müşteki ve sanık vekillerinin yayın yasağı mahkeme heyeti tarafından kabul edilmedi.
Mustafa Murat Ayhan Diyarbakır cezaevinden duruşmaya katıldı. Ayhan, "inşaat mühendisiyim. Gayrimenkul sektöründe çalışıyorum, aylık gelirim 10 ile 15 bin lira arasında. Yaşanlardan dolayı çok pişmanım. Aramızda cinsel temas geçmedi. Sadece çalışma arkadaşım kardeşimdir. Olay çok üzücü. Şahsın telefonu hırsızlık amacı ile almadım. Benimle ilişkilendirilmesin diye parçalayıp denize attı" dedi.
Azra'nın kendisine telefon üzerinden konum atmasından sonra almaya geldiğini belirten katil zanlısı, "Arabamla aldım. Lokantada çorba içtik. Sonra arabamla gezdik. Ben ona işi anlattım. Akşam aldığım yere geri döndük. Bir arkadaşını aradı. Saat 01.30 sıralarında. Benim evime gittik." dedi.
Katil zanlısı Ayhan psikolojik sorunları olduğunu iddia etti ve gece odasında alkol ve uyuşturucu kullandığını söyledi. Ayhan, "Uyumuşum. Sabaha doğru 05.00-06.00 gibi uyandım. Arabadan hapı aldım. Kapı sesinden Azra uyanmıştı. Azra'nın yanına oturdum ve elimle ateşine baktım. Nereden geldiğimi sordu. Ben de kendisine ilacı arabadan aldığımı söyledim. Tekrar uyudu. Ben de odama döndüm ve alkol almaya devam ettim. 08.30 sıralarında gelen arkadaşa işyerinin anahtarını verdim. Yine uyudum. Öğlen saat 13.30 sıralarında uyandım. Azra'dan ses çıkmayınca, uyanmayınca eğilerek ağzına ve yanağına dokunarak ateşini ölçmek istedim. Maktule birden silkelenerek kalktı ve bağırdı. Eliyle beni itti ve 'Ne yapıyorsun?' dedi. Evimizin duvarlarından sesler geçtiği için 'Bağırma' dedim. Panikledim. Elimle ağzını kapattım. Elim ağzında kaldı. Zayıftı, hastaydı, direnemedi. Kendisinin ağır astım hastası olduğunu bilmiyordum. Sonra hareketsiz kalıncaya kadar ağzını kapattım. Ne olduğunu anlayamadım." dedi.
Sonrasında Azra'nın nabzını ölçtüğünü söyleyen Mustafa Murat Ayhan nabız almadığını söyledi. Ayhan, "Kalbi de atmıyordu. Yardım etmek istediğim bir insanın hayatına mal olmuştum. Ne yapacağımı bilemedim. Yerimden kalkamadım. Yaşadığım şoku atlatmaya çalıştım ama yapacağımı bilemedim. Yığıldım kalktım. Sağlıklı karar veremedim. Saat 14.30 sıralarında evden çıktım. Azra'nın çantasını, terliğini aldım. Valize koydum. Araba ile Boğaçayı'na gittim. Telefonumu oraya attım. Eşyalarını çöp konteynerine attım. Suçu saklarsam bulunamaz diye düşündüm. Eve gidip bir şekilde cesedi bulunmaz hale getirirsem belki suçtan kurtulurum diye düşündüm."
Sonra marketten küçük testere aldığını belirten katil zanlısı Ayhan, Azra'nın cesedini banyoya taşıdığını aktardı. Ayhan, "Küvetin içine koydum. Biraz alkol ve kokan aldım. Bıçakla bacaklarını ayırdım. Başını kestim. Baş kısmını çöp poşetine koydum. Daha sonra spor çantasına koydum. Kepez üstüne hayvanat bahçesinin üstüne ormanlık alana saat 17.30 gibi gittim. Başının bulunduğu poşeti aşağıya doğru attım. Sonra eve geldim" dedi. O gece sızıp uyudum kaldım" dedi.
"Sonrasında Azra'nın kol ve bacaklarını kestiğini söyleyen katil zanlısı, parçalarını çöp poşetine koyarak Varsak'ta ormanlık alana attığını belirtti. Ayhan, Geri geldim. Kalan parçalarını tekrar çöp poşetine koyup yine Varsak ormanlık alana attım. Ertesi gün olayı gerçekleştirdiğim bıçağı Boğaççayı'na attım. Çamaşır suyu ile yıkadığım kıyafetleri çöp poşetine attım. Eve döndüm. Pazar günü ifade vermeye gittim. Önce kurtulurum diye olayı reddettim. Sonra anlattım" dedi.
Sakin halde duruşma devam etmekteyken sanık avukatı, mahkeme başkanına sanığa sorulmak amacıyla 'Azra babasıyla ilgili sorun yaşadığını sanığa anlattı mı?' şeklindeki soru sordu. Soru üzerine baba Mustafa Haytaoğlu sinir krizi geçirdi. Ardından avukata ağır hakaretler etti. Polis bu aşamada kendisini engelledi. Bir müddet sonra baba tekrar mahkeme salonuna geldi. Baba Haytaoğlu, "Sizden özür dilerim. Ben bir babayım. İçim yanıyor. Ben hiç uyuyamıyorum. Kızım her gece rüyama giriyor" diyerek ağlamaya başladı. Mahkeme başkanı babayı teselli etmeye çalışırken, "Mahkemede yargılama bir usulle yürüyor. Sana da söz vereceğim. Lütfen sakin ol" diyerek babayı sakinleştirdi.