Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Elazığ Afet Bölgesi ilan edilmeli, biz böyle bir teklif verdik sizler hayır bu teklifi Ak Parti olarak biz vereceğiz derseniz sizin teklifinizi destekleriz” açıklamasına ilişkin şu cevabı verdi:
* CHP, gizli gizli millete tuzak kurma hesabındadır. Esasen CHP, her şeye herkese karşı olmayı siyaset yapmak, muhalefet etmek zannetmektedir. Elazığ ve Malatya'da meydana gelen depremler sonrasındaki CHP'nin tavrı da bunlardan farklı değildir.
* Doğal afetlere karşı devletin ve siyasetin bütün kurumlarının birlikte mücadele etmesi icap ederken; Kemal Kılıçdaroğlu, bilerek ve isteyerek ayrı baş çekmekte, ayrımcı tutum takınmaktadır. CHP'nin samimiyeti kalmamıştır. CHP, TBMM'ye hangi konuda teklif getirirse getirsin MHP olarak destek vermemiz mümkün değildir. CHP; iktidarı değiştirmek ve yerini kendisi almak uğruna yalanı, desiseyi yol bellemiştir.
* Siyasette felaket tellallığına oynayan CHP; karamsar, karanlık ve ümitsizlik aşılayan bir dil kullanmaktadır. Karamsarlık ve felaket simsarlığı, yönetmesini bilmeyen politikacıların harcıdır. Karalama, küçümseme ve yok sayma siyasi galebe yöntemi olduğu bir ülkede demokratik rekabet ve yarışın yerini, husumet ve düşmanlık almakta gecikmeyecektir.
* CHP de bunu yapmakta, kendi politik çıkarları için husumet ve düşmanlığı körüklemekten, toplumsal barışı tehlikeye atmaktan çekinmemektedir.
BREXİT DEĞERLENDİRMESİ
Milliyetçi Hareket Partisi'nin Avrupa Birliğine bakışının belli olduğunu kaydeden Bahçeli, İngiltere’nin AB’den ayrılışını değerlendirdi.
Bahçeli şöyle konuştu:
* Bu konuda çizgimiz bellidir. Duruşumuz bellidir. Görüşümüz çok açık ve aşikardır. Brexit süreci sancılı bir seyir izlemiştir. Hatta Brexit Birleşik Krallık'ta hükümet değişikliğini sağlamış, 2016'dan beri siyasi ve toplumsal dengeyi müessir şekilde etkilemiştir. Birleşik Krallık 47 yıllık birlik üyeliğini sonlandırmıştır.
* Avrupa Parlamentosu Brexit Antlaşması'nı nihayet onaylamıştır. Bu beklenen bir Gelişmedir. Biz günü geldiğinde AB'nin dağılacağını farklı zaman ve zeminlerde devamlı vurguladık. Çünkü inandırıcı olmayan, zorlama ve ülkelerin egemenlik haklarını tartışmaya açan bir hukuki ve siyasi yapısı olduğunu müşahede ettik, bu kanaatimizi de her zaman mahfuz tuttuk.
* AB, Birleşik Krallığın ayrılmasıyla daha fazla sorgulanacak, daha fazla eleştiriye maruz kalacaktır. Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci de marazi ve maksatlı şekilde sürekli engellenmiştir.Artık deniz bitmiş, Türkiye'de bir karar arifesine gelmiştir. Geleceğin Türkiye'sinin yolu başkent Ankara merkezli politikalarla tesis ve tecelli edecektir. İnancımız ve irademiz de budur.