MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Dün akşamdan bu yana kafamı meşgul eden bir konu var. Siz değerli arkadaşlarımla paylaşabilir miyim diye düşündüm. Şimdi uygun olur mu bilmiyorum, sizler nasıl yorumlarsınız?" diyerek, basın mensuplarına açıklamada bulundu. FETÖ'nün seçmen ayağı da bulunduğunu öne süren ve Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanını göreve çağıran Bahçeli, şunları söyledi:
"SİYASİ AYAĞIN OLDUĞU YERDE SİYASİ SEÇMEN OLUR"
"O da şudur; 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağı hep tartışıldı, siyasi ayak üzerinde kesin bir sonuçtan bahsedilemez duruma geldi. İleriki günlerde bu nasıl olacak bilemiyorum. Demek ki, FETÖ darbe hareketinde bir siyasi ayak var, siyasi ayağın olduğu yerde siyasi seçmen olur.
BAKANLARA ARI: "BUGÜNE KADAR TAKİP ETMİŞLER MİDİR?"
Dikkatinizi çekmek istediğim konu şudur: 4 cumhurbaşkanı adayı 100 bin imza ile müracaatı öngördü. Bu yüz bin imzayla adaylık talebinde bulunanlardan birisi, CHP'nin 15 milletvekili kaydırmasıyla destek buldu. Dolayısıyla yüz bin seçmen imzasına ihtiyaç kaldı mı? Kalmaması gerekirdi ama şahsiyet yüz bin seçmen imzasıyla adaylığını koymakta ısrar etti. O zaman akla gelen soru şudur; bu her aday için geçerlidir. FETÖ darbe hareketinden 15 gün sonra OHAL kabul edildi ve uygulamaya kondu. çok sayıda TSK, Emniyet mensubu, öğretim kadroları, eğitim sektöründe önemli bir uzaklaştırma, görevden alma oldu. Bunların bir de yönü vardır. Aileleri vardır, çevreleri vardır. Şimdi merak ettiğim konu şudur: AK Parti'nin Adalet ve İçişleri Bakanı, FETÖ'nün seçmen ayağı üzerindeki etkisini bugüne kadar takip etmiş midir? Etmişse, bu yüz bin kişinin içerisinde bu hangi aday etrafında toplanabilir?
"YÜZ BİN İMZA VERECEKLERİN İÇİNDE NE KADAR BYLOCK'ÇU VE GÖREVDEN ALINMIŞ VAR?"
Burası benim kafamı biraz meşgul ediyor. Eğer bu yüz bin kişinin içerisinde FETÖ desteğiyle, PKK desteğiyle veyahut buna benzer imkanlarla bir aday taraması yapılacaksa, o zaman FETÖ'nün seçmendeki siyasi ayağının hangi aday etrafında toplandığıyla ilgili bir kanaat oluşabilir. Burası önemlidir. Ne kadar Bylock'çu var, ne kadar görevden alınmış olan var, ne kadar uzaklaştırılmış olan, ne kadar bunların yakını var? Bunların hepsi hangi aday etrafında düğümlenip yüz bini tamamlayacaksa, o zaman önemli bir sonuç Türkiye açısından elde edilmiş olabilir. Bu önemli bir düşüncedir. Yani eğer FETÖ ile mücadele ediliyorsa, FETÖ'de bu mücadelede kendi ısrarını devam ettiriyorsa, her konuyu değerlendirmek gerekir. Acaba Pensilvanya'dan bir talimat gelip, 'Yüz bin kişiyi filan aday etrafında toparlayın' derlerse, eğer FETÖ, 'Benim en kötü şartlar altında bile Türkiye'de hala yüz bin taraftarım var' derse ne olur? Bunları çok yönlü düşünmek lazım."