Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, katıldığı bir canlı yayında açıklamalarda bulundu. Albayrak, enflasyonla mücadele konusunda "Eylül ayında tek haneyi görmek mümkün. Nisan ayıyla birlikte yol haritasını açıklayacağız" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamalarından satır başları:
Bahsettiğiniz mevzu çok önemli. Türkiye ekonomisi nasıl bir yol kat etmiş. Türkiye'de piyasalara güven verecek ortam oluştu. Türkiye normal bir coğrafyada yaşamıyor. Amerika'da 2007'den bu yana büyük bir endişe doğuracak bazı datalar açıklandı. Küresle piyasalara etkisi ... Bugün Türkiye seçime giderken son dönemde özellikle aynı Gezi dönemi olduğu gibi manipülasyona dayalı bilgi kirliliği süreci var.
Türkiye ekonomisi her geçen gün kırılganlıklarını geride bırakacak seviyede güçlü adım atıyor.
Tanzim sürecinin başladığı dönemde Antalya'da fırtına oluştu, seralar yıkıldı. Sonuç 5 liradan 15 liraya fırladı. Meselenin arkasında başka bir şey varmış. Bunu fırsat bilen iki kesim, seradan yıkılan alanı bahane eden bir kesim stokçuluk yaparak fiyatı yukarıya çekti.
Yaz aylarında cari açıkta pozitif süreçler yaşayacağız.
2003 yılından itibaren iç dış müdahale süreci yaşadık. Türkiye 2002 yılından itibaren 3 bin 895 doları geçtikten sonra trend yakaladı. Türkiye bölgesel içeriden ve dışarıdan kaynaklı müdahalelerle karşı karşıya kaldı. Gezi bir oldu 4-5 olan faizler 6-7 lere çıktı. 2015-16 darbe süreci yaşandı. Onu püskürttük terör eylemleri. Her gün dibimizde..
Benim tahminim hep onu ifade ettim, muhtemelen eylül ayında enflasyonda tek haneyi görme ihtimalimiz yüksek.
ENFLASYONLA MÜCADELE
Önümüzdeki aylarda muhtemelen yaz aylarında cari açıkta pozitif süreçler yaşayacağız. Eylül ayında tek haneyi görmek mümkün. Seçim sonrası önümüz çok açık uzun süre seçim yok. Nisan ayıyla birlikte yol haritasını açıklayacağız.
8-9 ayda atılacak adımları birkaç ay içinde attık. Seçimden sonra süreç çok ama çok olumlu olacak. İstihdam raporları da pozitif yönde. Mart ayında ciddi bir istihdam artışı gözlemledik. 2019'u beklentilerin üzerinde kapatıp, 2020 yılı için Türkiye'nin arzuladığı rakamlara ulaşacağız.
Bu süreç Türkiye açısından tarihi bir süreç oldu. Türkiye'de dengelenme sürecini eleştirecek bir argüman kalmadı. Kimde Türkiye'nin özgürlüğünü, bağımsızlığını test etmeye kalkmasın. 18 Mart'ın yeni yıl dönümünü andık. Biz yüzyıllardır bu coğrafyada yaşayan bir milletiz. Duruşumuzdan ve istikbalimizden ödün vermedik, vermeyiz. Tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. Biz sağlam altyapıya sahip ülkelerden bir tanesiyiz..
"TÜRKİYE'NİN BORCU KONUSUNDA SIKINTISI YOK"
Bir kişinin, kurumun, devletin sağlık-sıhhati iyi mi diye sorduğunuzda borç ve geliri ne bunu görmek gerek. Borç düzeyine bakınca dünyada ne düzeyde. Buna bakacağız ki Türkiye'nin mevcut durumunu anlayalım. Gelişmekte olan ülkeler yüzde 50 Türkiye yüzde 30. Avrupa Birliği ülkelerinin borcu yüzde 84. Türkiye'nin borcu konusunda sıkıntısı yok. Türkiye'nin bilançosu sağlam, kimse merak etmesin.
"TÜRKİYE BU ANLAMDA TUZU KURU VE RAHAT"
Böyle bir krizin, saldırının yaşandığı bir şirketimiz yurt dışı yükümlülüklerinde bir tane sıkıntı yaşamadı. Özel sektör kendi parasını çeviriyor. Yurtdışında çok ciddi borç ilişkisi var. Tüm Türkiye'nin borç stoğunun milli gelire oranı yüzde 30-40 bile değil. Gelişmekte olan ülkeler bu oran yüzde 220. Dünya ortalaması yüzde 318. Türkiye bu anlamda tuzu kuru ve rahat.
"TÜRKİYE ÇOK DAHA NET BİR TAVIR ORTAYA KOYACAK"
Bilgi kirliliği üzerinden oluşturulmaya çalışılan algı ne olursa olsun Türkiye'nin sağlam temeller üzerinde olduğunu bileceğiz. Kukla mı, kuklacı mı, taşeron örgütler mi, arkasındaki süreçler mi? Türkiye çok daha net bir tavır ortaya koyacak. Seçimden sonraki sürecimiz çok daha olumlu geçecek. Türkiye üreten bir ülke. Üretmenin en önemli göstergesi er meydanı, o da ihracat.
"BUNLAR TÜRK MİLLETİNİ TANIMAMIŞLAR"
Türkiye'nin bilançosu sağlam. Kamu çok sağlam, diğer alanlarda da sağlam. Küresel pastadan payımız artınca rahatsız oldular. Türkiye üreten ekonomisiyle, rekabet avantajıyla bugüne kadar 9 milyondan fazla kişiye iş üretiyorsa. Türkiye'nin maruz kaldığı saldırı da ortada. Toplumumuz bu mücadeleyi her türlü ortamda verecek cesareti sergiliyor. Bir avuç azınlık, operasyon peşinde koşan, aklına koyan birileri bunu düşünüyorsa Türk milletini ya tanımamış, ya hala küçük görmeye devam ediyor, ya da üçüncüsünü söylememeyiyim.
SOSYAL MEDYADA ŞİRKETLER BATIYOR MESAJLARI ATIYORLAR
Bu memleketin bir konusu olduğu zaman subjektif bir şekilde sahiplenme isteğidir yerli ve milli olmak. Konu benim ülkemse ben tarafım. Bu güruha hizmet eden bir tanesi sosyal medyada mesaj atmış, işte THY batıyor vs. diye. Siber güvenlik üzerinden savcılarımızla irtibata geçerek hemen tayin ettik. Mersin'de yakalanmış. Fotoğraflarını gördüm, af edersiniz ahır gibi bir yerde.
"BİR GÜN İSMİ FATİH, BİR GÜN YAVUZ, BİR GÜN MUSTAFA KEMAL BİR GÜN RECEP TAYYİP ERDOĞAN OLACAK"
İletişim, ulaşım ve enerji altyapısını tamamlayan bölgenin en güçlü ülkelerinden bir tanesi Türkiye'dir. Genç nüfusu, bilinçli nüfusu olan bir millet. Bu coğrafyada her zaman iyiler, kötüler olacak. Cesur, mert, yiğit, kahraman insanlar olacak. Bir gün ismi Fatih, bir gün Yavuz. Bir gün Mustafa Kemal bir gün Recep Tayyip Erdoğan olacak.
İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ
Ocak ayında TOBB'da Yüksek Şura toplantısı yaptık. TOBB bize kalem kalem hangi destekler sağlanırsa biz de inisiyatif alırız dediler. Biz de teşviklerden, adımlardan bahsettik. Bu taleplerin tamamı karşılanırsa biz de taşın altına elimizi koyarız. Karşılıklı müzakere. Bunların hayatın geçmesine dayalı 81 ilde taahhütte bulundular. Bu dediğimiz husus TOBB'da 81 ilin tek tek verdiği il bazında taahhütler gerçekleşirse 2,5 milyona tekabül etti. Bunu takip ediyoruz. Mart ayında ciddi artış var.
SEÇİM SONRASI TÜRK EKONOMİSİ
ABD seyahati önemli. Orada yapılan toplantılarla yeni dönemi, reform dediğimiz süreçleri konuşacağız. Yüz yüze temaslar kuracağız. Türkiye bütçe, harcama disiplininde, bütçe performansınında, kıdem tazminatı reformu, varlık fonu ile birlikte istikrar fonu diyebileceğimiz Türkiye'nin stratejik yapılarını da içine alabilecek yeniden yapılanma süreciyle birlikte, daha da ötesinde özellikle üst kredi komitesi mantığıyla bankacılık sektöründeki kredi profilini ağırlıklı olarak ihracat, imalat, üretim, istihdam odaklı cazip bir şekilde kılacak bir iklimde daha da yakından takip ederek, kısa, orta, uzun vadeli çok önemli adımlar atacağız. Vergi reformu çok önemli. Yeni vergi mimarisi ortaya koyacağız. Gelir, özel tüketim, stratejik alanlardaki vergilere kadar. Temel unsur vergileri arttırmak değil optimum vergiyi almaktır. Türkiye'nin yeni bir vergi mimarisine ihtiyacı var. Bunun en güzel örneği bedellideki getirdiğimiz sistem. Yol haritası, atılacak adımlar tüm süreçlerle ilgili Külliye ile ilgili paralel şekilde yürütülecek. Nisan ayında tüm yol haritası netleşir. Bizim hızlıca arayı kapamamız lazım. Nisan ayı sonrası itibarıyla doğru attığımız her adım dediğimize getirecek.
"PİŞMAN OLACAKLAR"
Gezi dönemindekine benzer muazzam müthiş bir dezenformasyon var sosyal medya üzerinden. Göreceğiz, bakacağız. Herkes kur, şu bu falan diyor. Seçimden sonra Türkiye'nin güçlü, rahat, dümdüz, 4,5 yıl kırılganlıklarını her geçen gün elemine ettiği bir döneme girerken birilerinin geçmiş dönemde aldığı pozisyonları daha güçlendirmeye yönelik durumda. Kimler döviz düşmeye başladığında 'eyvah eyvah' diyerek kafasını kaşımaya başladılar. Burada zarar ettiyse birileri yine pişman olacak. Türkiye'nin temel dengelerinin tamamı çok sağlam. Hele de seçimden sonra hiçbir belirsizlik argümanı kalmayacak. Seçim sonuçlarının hiçbir şekilde siyasi resme etki etmeyeceği bir tablo ile karşı karşıyayız. Birileri seçim sürecini etkilemek istiyor, pişman olacaklar. Bilinçli bir manipülasyon ile algı operasyonu yapılıyor.
VARLIK FONU SATILIYOR İDDİALARI
Varlık Fonu işin uzmanı birileri tarafından, SPK'nın almış olduğu kararın çok rahat anlaşılması gerekirse, bilinçli maniplasyonla sosyal medya üzerinden algı oluşturmaya çalışmış. Varlık Fonu'nun satılmasıyla ilgisi yok. Tam tersine Varlık Fonu'nda 50-100 milyar değer var ortada. Tam tersine bilançosunu daha büyütmek durumdayız. Bu noktada resmi çok net bir şekilde ifade etmek lazım.
"15 TEMMUZ BAŞARILI OLSAYDI, BİZ HAİN OLACAKTIK, ÖLDÜRÜLECEKTİK"
5 Temmuz 2016 itibarıyla hedefin ötesini yaşadık biz ailemizle, çoluğumuzla, çocuğumuzla. 15 Temmuz başarılı olsaydı, biz hain olacaktık, öldürülecektik, bilmiyorduk ne olacağımızı. Allah hayırlı bir ömür nasip etsin. Niyetleri ve kalplerimizi bilen Cenab-ı Allah'tır. Ben inançlı bir insanım. Allah'a inanan bir insanım. Cumhurbaşkanımız bir mücadele veriyor. Benim görevim zerre dahi olsa Cumhurbaşkanımızın üzerinden yükü alabilmek.
"PKK İLE İLİŞKİSİ OLANLAR MECLİS ÜYESİ LİSTELERİNDE"
PKK ile ilişkisi olanlar meclis üyesi listelerinde. Atatürkçülük ve milliyetçilik noktasında kesinlikle kabul edilemeycek şekilde ülkenin bilik ve beraberliğe karşı birebir tehdit olarak unsurlarla ideolojik değil fizyolojik olarak nasıl durursunuz. 40 yaşının altı Türkiye nüfusunun üçte ikisi hatırlamıyor, bilmiyor. Aklı selim rasyonel bakış açışı söylemden ziyade eylemin, icraatın, geçmiş referansların izlenmesi önemli.
İdeolojik olarak değil, fizyolojik olarak nasıl yan yanasınız? Ayağında terlikle kaç şehit var diye izliyorsun.
"İDEOLOJİK DEĞİL FİZYOLOJİK OLARAK NASIL YAN YANA DURURSUNUZ?"
PKK ile ilişkisi olanlar meclis üyesi listelerinde. Atatürkçülük ve milliyetçilik noktasında kesinlikle kabul edilemeyecek şekilde ülkenin bilik ve beraberliğe karşı birebir tehdit olarak unsurlarla ideolojik değil fizyolojik olarak nasıl yan yana durursunuz? 40 yaşının altı Türkiye nüfusunun üçte ikisi hatırlamıyor, bilmiyor. Aklı selim rasyonel bakış açışı söylemden ziyade eylemin, icraatın, geçmiş referansların izlenmesi önemli. İdeolojik olarak değil, fizyolojik olarak nasıl yan yanasınız?
Hizmet seçimi olduğu kadar bir beka seçimidir.
"15 TEMUZ'DA HANGİLERİ EVLERİNDE SICACIK ORTAMDA ZAP YAPARAK..."
Devletin finansman kaynaklarını terör olaylarına, yıkmaya, yakmaya kullananlara şahit olduk. 15 Temmuz ülkenin bekası süreci. Hangi görüşten olursa olsun. Her bir birey o gece ayrım gözetmeden ülkesinin bekası için meydanlara indi. O gece hangi belediyeler hemşehrileriyle kol kola sokağa indi. Hangileri de evlerinde sıcacık ortamda zap yaparak, ayağında terlikle maç seyreder gibi ölü sayısı üzerinden 'bakalım ne oluyor' diye izledi. Bunu da 'ilk ben direnirim' diyenler söyledi.
Sondajlarımız devam ediyor. Ama birinci kuyu ama onuncu kuyu ben onu bulacağım. Bir şeyleri değiştirdik, sonuç farklı çıkacak, kaçış yok, an meselesi ama bugün ama yarın. Bu telaşın sebebi bu. Aynı fikirde olmayabilirsiniz ama yerli ve milli olun. Mevzu bahis memleketse tetikçilik yapılır mı?