Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları;
''(Lavrov ile görüşmesinde) İdlib'de saldırganlığın durması ve artık kalıcı ateşkes tesis edilmesi gerektiğini söyledik.'
Uygur Türklerinin tüm Çin vatandaşları gibi yaşamaya hakkı var. En son BM komitesinde Büyükelçimiz bu konudaki düşüncelerimizi açıkladı. Çin'in bize bir heyet gönderme konusunda daveti oldu. Biz bu konudaki beklentilerimizi hazırladık.
Biliyorsunuz Çin'den bize Uygur Türklerinin etnik olarak Türk olmadıkları bilgisi paylaşıldı. Ancak biz herhangi bir etnik ayrım gözetmiyoruz. Birinden terörist çıktı diye tüm Uygur Türklerinin terörist olmadığını aktarıyoruz. Uygur Türkleri elbette Türk'tür. Biz onlara zorla Türkçe öğretmedik. Bu tip açıklamaları doğru bulmuyoruz.
Asya ekonominin gücü olmaya başladı, Asya artık dünya ekonomisinin yüzde ellisinden fazlasına sahip. Batı demokrasi konusunda tamamen çifte standart içerisinde.Bu durum batının içerisinde olduğu durumu da zora soktu batıya olan güven azalmaya başladı.
Münih Güvenlik Konferansı'nın teması bence çok anlamlı. Batı'nın bunu anlamaya başlaması bana göre doğru bir adımdır.
Şansölye Merkel, diğerlerine göre göçmenlik konusunda daha fazla duyarlılık gösteriyor. Tabi İdlib'teki durum herkesi daha fazla endişelendiriyor.
Alman bir gazetecinin provakatif bir sorusu vardı. Bu FETÖ ve PKK'nın yandaşlarından etkilenerek sorulmuş bir soruydu. Yok efendim MİT bu konuda soruşturma yürütüyormuş bilmem ne? Bu örgütler faaliyetlerini Almanya'da açıkça yürütüyor. Vatandaşlarımıza yaptıkları ortada. Biz de tabi ki gerekli cevabı verdik. Birincisi istihbarat toplamak diplomatların görevidir."