Bakan Çavuşoğlu'ndan gündem değerlendirmesi: ABD'nin yaptırım kararı hukuken de siyaseten de yanlış!

Dışışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 24 TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak soruları yanıtladı. ABD'nin yaptırım kararına değinen Bakan Çavuşoğlu, bu kararın hukuken de siyaseten de yanlış bir adım olduğunu ifade etti.

24 TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayarak değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararının hukuken ve siyaseten yanlış bir adım ve egemenlik haklarına saldırı olduğunu belirterek, yeni başkanlık döneminde ABD'nin Türkiye'nin beklentilerini karşılaması halinde ilişkilerin normalleşebileceğini söyledi.

TÜRKİYE'NİN EGEMENLİK HAKLARINA SALDIRI

ABD'nin, Türkiye'nin savunma sanayisini hedef alan yaptırım kararına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, "ABD'nin aldığı bu yaptırım kararı hukuken de siyaseten de yanlış bir adım. Her şeyden önce hukuken baktığımız zaman bir ülkenin tek taraflı aldığı bir karar. Türkiye'nin veya başka bir ülkenin kim olursa olsun, egemenlik haklarına da saldırı." dedi.

Türkiye'nin S-400 savunma sistemini, ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kararı çıkmadan önce, 2017'den önce aldığını belirten Çavuşoğlu, "Uluslararası hukuku herkes bilir. ABD de bilir ama 'Ben böyle istiyorum, böyle yapıyorum.' olmaz. O zaman uluslararası düzen, özellikle de kurallara dayalı sistem zarar görür." diye konuştu.

"ULUSLARARASI HUKUKA VE DİPLOMASİYE UYMAZ"

Çavuşoğlu, yaptırım kararının bir müttefike karşı alınmasının da son derece yanlış olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin S-400 alımını CAATSA öncesi yaptığının altını çizdi.

Türkiye'nin yaptırımlara karşı olduğunun da altını çizen Çavuşoğlu, "'Ben 10 sene sonra bir kanun çıkarıyorum, geçmişte başka ülkelerin yaptığı anlaşmalara yönelik yaptırım uyguluyorum.' Bu, uluslararası hukuka da uymaz, diplomasiye de uymaz. Siyasi olarak da hukuki olarak da yanlış bir karardır." diye konuştu.

"ABD İLE OLUMSUZLUKLAR OBAMA DÖNEMİNDE BAŞLADI"

Türkiye'nin ABD'nin yeni yönetiminden beklentilerine ilişkin bir soruya ise Çavuşoğlu, "(Joe) Biden'den beklentilerimizi sayın Biden da iyi biliyor çünkü ABD ile ilişkilerimizi olumsuz etkileyen konular (Donald) Trump döneminde başlamadı. (Barack) Obama döneminde başladı." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Biden'ın o dönemde ABD Başkan Yardımcısı olduğunu hatırlatarak, "Suriye'de YPG/PKK'ya verilen destek Obama döneminde başladı. O dönemde biz bir terör örgütüyle başka bir terör örgütüne karşı iş birliği yapmayın, bunun Suriye'ye ve bölgeye, biz dahil olumsuz etkileri olur, biz de 'gereğini yaparız' demiştik. Ama maalesef YPG/PKK ile iş birliğini tercih ettiler. Daha sonra attığımız adımlar da malum Trump döneminde, Barış Pınarı Harekatı dahil." şeklinde konuştu.

"FETÖ KONUSUNDAKİ BEKLENTİLERİMİZİ BIDEN HERKESTEN İYİ BİLİYOR"

Biden'ın, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türkiye'yi ziyaret ettiğini de belirten Çavuşoğlu, "Bu darbeyi kim yaptı? Elebaşı kim? ABD'de yaşayan FETÖ. FETÖ konusundaki beklentilerimizi de Sayın Biden herkesten daha iyi biliyor. Diğer taraftan, ilişkilerimizi olumsuz etkileyen unsurlardan kurtulmak için diyaloğa hazır olduğumuzu da kendileri biliyor. O dönemde anlaşamasak bile iyi bir diyalog içinde çalıştık." dedi.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da kendisinin de Biden'ı iyi tanıdığını vurgulayarak, "Dışişleri Bakanlığına aday olarak gösterilen Antony Blinken'ı da şahsen iyi tanıyorum. Kendisi de Türkiye'yi iyi tanıyor. Sağlıklı bir şekilde çalışabileceğimiz bir arkadaş olarak görüyoruz." diye konuştu.

"EĞER ABD İSTERSE NORMALLEŞİRİZ"

"ABD ile üç gerilimli alanımız var. YPG/PKK'ya ısrarla verilen destek, FETÖ meselesi ve onların sorun yaptığı S-400 meselesi. Peki, normalleşebilecek miyiz Biden dönemiyle birlikte?" şeklindeki soruya, şöyle yanıt verdi:

"Eğer ABD isterse normalleşiriz. İsterse derken şunu kastediyorum, bizim bu konulardaki beklentilerimizi karşılaması lazım. YPG/PKK'ya destek vermeye devam ederse bu gerginlik devam eder. FETÖ orada yaşadığı sürece, faaliyetlerini sürdürdüğü sürece bütün dünyaya yönelik bir tehdit esasen. Beklentimiz karşılanmazsa elbette bu sorun masada sürekli olmaya devam edecek. Oysa bu sorunları, olumsuz unsurları bir kenara bırakarak bizimle iş birliği yaparlarsa, bir kenara bırakarak iki müttefik olarak ilişkilerimizi çok daha iyi bir noktaya götürebiliriz. Bunu başarabiliriz ve ABD'nin de Türkiye'ye çok ihtiyacı var bölge politikaları bakımından da. Biz burada kendimizi övmek için bunu söylemiyoruz. Stratejik düşünürse ABD, Türkiye'ye çok ihtiyacı var."

"AĞIR, HAFİF OLMASI ÖNEMLİ DEĞİL; YAPTIRIMIN KENDİSİ YANLIŞ"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye yönelik tavrının makul, aklı selim, dayanışma ve iş birliğine yönelik olması gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırımlarına ilişkin görüştüğü ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun kendisine, "Bunu biliyordunuz, daha önce söyledik, kanundan kaçamazdık. Elimizden başka bir şey gelmezdi." dediğini aktardı. Yaptırım kararının haksız olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Yaptırımın ağır olması, hafif olması önemli değil. Yaptırımın kendisi yanlış." dedi.

Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Savunma Sanayii ile yaptırımın etkilerinin ne olduğuna ilişkin incelemelere başladıklarını ve buna uygun adımları atacaklarını aktardı.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin, savunma sanayisini daha da bağımsız hale getirmek için şevkle çalışmaya devam edeceğini belirtti.

"Yaptırımların bize maliyeti olur mu?" sorusu üzerine Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Yok, bizi hiçbir şekilde sarsmaz. Yaptırımın içeriğini tartışmıyoruz biz. Zaten elimizin tersiyle yaptırımları reddettik. Yaptırımın içeriğine baktığımız zaman, bizi öyle kökten sarsacak, çok olumsuz etkileyecek bir yaptırım değil ama yaptırımın kendisi yanlış. Bizim kabul etmediğimiz ve etmeyeceğimiz konu bu."

"HER ÜLKE KENDİ MENFAATİNİ SAVUNMAK DURUMUNDADIR"

Türkiye'nin, ABD'de Demokratlarla da Cumhuriyetçilerle de defalarca çalıştığının altını çizen Çavuşoğlu, "Hepsiyle anlaştığımız çok konu oldu, anlaşamadığımız konular oldu. Son zamanlarda anlaşamadığımız konular gerginliği artırdı, o başka. Ama 'Biden gelecek, şöyle olacak, böyle olacak, yok Türkiye'ye şunu getirecek', bu tür boş beklentiler içinde kimse olmasın. Her ülke, kendi menfaatini savunmak durumundadır." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, ABD'de yeni yönetimin devralacağı başta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) olmak üzere odaklanacağı konular bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Uluslararası ilişkilere baktığımız zaman kural temelli bir sisteme dönüş sinyalleri alıyoruz. Tek taraflı adımlar değil de uluslararası kurallara dayalı bir sistem. Bu da etkin çok taraflılık demektir. Etkin çok taraflılığı savunan bir yönetim, Türkiye gibi bir ülkeyi göz ardı etmez. Dış politikasının sinyallerine baktığımız zaman ülkelerle, Türkiye dahil daha sağlıklı ilişkiler sürdürmek isteyen bir politika görüyoruz."

"KIBRIS'TA RUM KESİMİ OLACAKSA KKTC DE OLMALI"

Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda neler yapabileceğini diplomasi ve sahada attığı adımlarla gösterdiğini, hakça paylaşımdan yana olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de bir konferans düzenlenmesi konusunda önümüzdeki süreçte Avrupa Birliği (AB) ile birlikte adım atmayı planlıyoruz. Herkes olacak. Akdeniz'de herkes olsun. Kıbrıs'ta Rum kesimi olacaksa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) de olmalı. Ya ikisi ya hiç." diye konuştu.

Çavuşoğlu, 10-11 Aralık'taki AB Liderler Zirvesi'ni işaret ederek, "Son zirvedeki açıklama, bir önceki zirveye göre daha makul. Biz AB'ye içeriğiyle ilgili açıklamamızı da zaten yaptık. Olumlu bulduğumuz noktaları da kabul etmeyeceğimiz noktaları da vurguladık. 'Bir sonraki zirveye kadar bakacağız' gibi tehdit dilini kullanmaları doğru değil." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Yunanistan'la diyalogdan yana olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yunanistan şimdi hangi mazereti bulacak? Bizimle diyalog mu istiyorsun iki komşu olarak? Sorunları diyalog yoluyla, diplomasiyle çözmek mi istiyorsun yoksa AB'nin arkasına sığınmaya devam mı edeceksin? Yunanistan'ın bir karar vermesi gerekiyor. Aynı kararı, Rum kesiminin de vermesi gerekiyor."

"BİZ, FRANSA'NIN YANLIŞLARINA KARŞI TEPKİ GÖSTERİYORUZ"

Almanya'nın son AB Zirvesi'ndeki tutumunu takdirle karşıladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, Fransa'nın ise son AB Zirvesi'nde olumsuz tutumunu devam ettirdiğini fakat son noktada bu tutumunu yumuşattığını belirtti.

Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile geçenlerde telefonda görüştüklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Karşılıklı, birbirimize yönelik açıklamalardan vazgeçelim' dedi. Ben de 'Karşılıklı açıklamalardan vazgeçelim de sahada da birbirimize karşı olumsuz tutumdan da vazgeçelim. Siz her yerde Türkiye aleyhine karar aldırmaya çalışırsanız, biz bunu ister istemez eleştiririz.' dedim. Bu konuda şimdi, arkadaşlarımız hatta bugün Büyükelçiliğimiz de Paris'te bir toplantı yapacak. Bir yol haritası üzerinde çalışacağız. Bizim, Fransa ile durup dururken ne alıp veremediğimiz var? Biz, Fransa'nın yanlışlarına karşı tepki gösteriyoruz."

"O zaman Fransa ile normalleşme gelebilir mi?" sorusuna Çavuşoğlu, "Fransa ile normalleşme gelebilir ama Fransa'nın, Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra bize yönelik takındığı tavrı değiştirmesi lazım." yanıtını verdi.

"TÜRKİYE'NİN AB'YE, AB'NİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR"

Türkiye-AB ilişkilerine değinen Çavuşoğlu, "Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı var. Biz bunu hiçbir zaman saklamadık. Ama aynı şekilde AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacı var." dedi.

Çavuşoğlu, Avrupa'daki ırkçılık, yabancı düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, aşırı akımların yükselmesi gibi olumsuz durumların ve bazı üye ülkelerin yarattığı sorunların ilişkileri gölgelediğini vurgulayarak, "O yüzden AB'nin bir bölgesel aktör olarak, başka bir aktör Türkiye'ye tavrı makul, aklıselim, dayanışmaya ve iş birliğine yönelik olmalı. Böyle olduğu zaman Türkiye'den karşılık bulur." diye konuştu.

"SAHADA ATILACAK ADIMLARI EV SAHİBİ AZERBAYCAN İLE GÖRÜŞMEMİZ GEREKİYOR"

Türkiye'nin, Azerbaycan'ın haklı davasına güçlü destek verdiğini belirten Çavuşoğlu, "Şimdi bir ateşkes var, bir fırsat var sorunun tamamen kalıcı bir şekilde çözülmesi için. Bunun Ermenistan'a ve Ermenistan halkına faydasını da biz hatırlatıyoruz." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Karabağ konusunda Rusya ile gözlem merkezi çalışmalarının geldiği aşamaya ilişkin, "Çalışmalar başlıyor. Rusya ile mutabakat zabıtlarını imzaladık. Diğer taraftan sahada atılacak adımları tabii, ev sahibi Azerbaycan'la görüşmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Şu anda Azerbaycan'la detayların görüşüldüğünü ve "ev sahibi nereyi gösterirse gözlem noktalarının orada olması gerektiğini" aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"En kısa zamanda bu gözlem merkezini kuracağız ve burada ateşkesin kalıcı olması için gereken adımları atacağız. Bunun bir an önce hayata geçmesinde fayda var. Son günlerde Ermenistan'ın bazı ihlalleri oldu. Azerbaycan karşılığını verdi ama tabii burada Rusya'nın da sorumluluğu var.

Diğer tarafta Rusya'nın da aynı şekilde Karabağ'ın Laçin tarafında, Ermenistan'a yakın bölgelerinde ayrıca üçlü anlaşma gereği Rusya'nın da orada barış koruma güçleri var. Dolayısıyla Rusya'nın da bu ihlalleri durdurması gerekiyor. Aksi taktirde Sayın Aliyev ne yapabileceğine dair gerekli mesajı verdi."

Çavuşoğlu, "Her şey iyi giderse Ermenistan'la sınır kapılarının açılmasının" söz konusu olup olmayacağına ilişkin soru üzerine "Kapıların açılması, bu sürecin sağlıklı işlemesine bağlı." değerlendirmesinde bulundu.

"DEVRALMAK İÇİN KAZANMANIZ GEREKİYOR"

Çavuşoğlu'na, bütçe görüşmelerinin yapıldığı TBMM Genel Kurulundaki hitabı sırasında, İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan'ın "Bütçeyi iktisatlı kullanın, yılın ikinci yarısında biz alacağız." sözleri üzerine sarf ettiği "Siz de mi Biden'den umut bekliyorsunuz yoksa? Ülkede seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var?" ifadelerine gelen eleştiriler de soruldu.

Erozan'ın işaret ettiği "yılın ikinci yarısında" bir seçim olmadığının altını çizen Çavuşoğlu, "Bu kadar emin nasıl konuşabilir bir milletvekili? 'Seçim olduğu zaman biz devralacağız' dese, ben de derim ki 'Seçim olduğu zaman devralmak isteyebilirsiniz ama bunun için kazanmanız gerekiyor. Benim de söylediğim son derece net." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Erozan'ın emekli bir büyükelçi olduğunu ve bir diplomatın böyle konuşmaması gerektiğini söyleyerek, "Benim söylemek istediğim buydu; 'Seçim yok, hayrola, neden bu kadar eminsiniz?', 'Seçim olsa da size vermezler' derken yanlış bir ifade kullandım. 'Olsa da halkımız size iktidarı vermez' niyetiyle yanlış bir kelime çıktı. Ben onu kabul ediyorum." ifadesini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, "seçim olsa da halk sizi iktidara getirmek istemez" demek istediğinin TBMM'deki görüşmeler sırasında da anlaşıldığını ancak daha sonra sözlerinin farklı yere çekildiğini kaydetti.

Siyaset Haberleri