Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Yaklaşık 15 bin kişinin sınavlarda başarılı olması ve belge almaya hak kazanması iş piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü artıracaktır. Mesleki becerileri belgelendirilmiş kişilerin istihdam edilmesini teşvik etmek için asgari ücretin yüzde 10'u ve SGK işveren primlerinin tamamını 6 aya kadar proje bütçesinden karşılayacağız" dedi.
TOBB öncülüğünde hayata geçirilen Mahir Eller Projesi'nin açılış toplantısı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda konuşan Bakan Selçuk, Türkiye'nin Myanmar'dan Afrika'ya, Halep'ten Bosna'ya uzanan büyük bir coğrafyada umudu yaşatan tek ülke olduğunu dile getirdi. Selçuk, Türkiye'nin 2017 yılı itibariyle insani yardımlarda dünyada birinci sırada yer alarak model ülke haline geldiğini aktardı. Yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli olmak üzere toplam 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıldığını ifade eden Selçuk, "Bu anlamda dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi konumundayız. Bize sığınan hiçbir kardeşimizi geri çevirmedik ancak Suriye'de yaşanan bu felaket küresel bir sorun olarak karşımızda durmakta. Türkiye'nin yanı sıra dünya ülkelerinin de sorunun çözümüne katkı sunmaları bu açıdan önemli. Bizler hiç kimseden yardım beklemeden insani, ahlaki ve vicdani sorumluluğunuzu yerine getiriyoruz, hiç tereddüt etmedik. Çünkü Suriye gönül coğrafyamızın ayrılmaz bir parçası. Kamu kurum ve kuruluşlarımız, sivil toplum örgütlerimiz ile birlikte barınma, gıda, eğitim ve sağlık başta olmak üzere psiko-sosyal destek hizmetinden çalışma hakkına kadar her alanda Suriyeli kardeşlerimizin yanlarında olduk. Ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli mültecilerin yüzde 71'ini kadın ve çocuklar oluşturmakta ve dolayısıyla kadın ve çocuklara yönelik yürütülen sosyal uyum çalışmaları da ayrı bir önem teşkil ediyor. Suriyelileri bir arada tutmak ve aile bütünlüğünü korumak adına çocukların düzenli olarak eğitime kazandırılması, annelerinin iş ve meslek edinerek ailelerine destek olmaları, sosyal uyum açısından atılması gereken iki önemli adım. Bugün gerek kamplarda ve gerekse şehirlerde Suriyeli çocuklar eğitim öğretim imkanından yararlanmaktalar. Kendi çocuklarımız için sağladığımız her türlü eğitim imkanını hiçbir ayrım yapmaksızın Suriyeli çocuklarımız için de sunuyoruz. Savaşın toplumlarda açtığı en ağır yara bildiğimiz gibi kadın ve çocuklar üzerinde oluyor. Bu yara insanların zihninde, yüreğinde asla kapanmayacak bir yara olarak da devam ediyor" şeklinde konuştu.
"421 bin mülteciye psiko-sosyal destek hizmeti verildi"
Bakanlık olarak Suriyelilere yönelik hizmetlerin en etkin şekilde sürdürüldüğünün altını çizen Selçuk, göç sorununun yakından takip edildiğini söyledi. Kadınlara, çocuklara, engellilere ve yaşlılara ve bütün dezavantajlı gruplara yönelik çalışmaların sürdürüldüğü bilgisini veren Selçuk, "Bu çerçevede 2014-2018 yılları arasında başta çocuklar olmak üzere kadın engelli ve yaşlı yaklaşık 421 bin mülteci kardeşimize psiko-sosyal destek hizmeti verdik. Özellikle bakım ve rehabilitasyon süreçlerinin ardından Suriyeli kardeşlerimize sağladığımız eğitim, iş ve meslek edindirme kurslarıyla sosyal uyum sürecinin önemli kısmını da tamamlamış oluyoruz. Sosyal Uyum Yardımı Programı ile de 1 milyon mülteci kardeşimize ulaşmayı hedeflemiştik, çok şükür bugün bu hedefi de aşarak toplam 2 milyar 744 milyon lira kaynak aktardık. Bu proje ile 12 ilde yüzde 65 i geçici koruma altındaki Suriyeli, yüzde 35'i vatandaşlarımız olmak üzere toplam 20 bin kişiye ulaşılacak olması önemli bir hedef. Bu çalışmada 3 bin kişinin istihdam edilmesi, mültecilerle birlikte vatandaşlarımızın ekonomik uyumuna ciddi katkı sağlayacaktır. Yaklaşık 15 bin kişinin sınavlarda başarılı olması ve belge almaya hak kazanması iş piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü artıracaktır. Mesleki becerileri belgelendirilmiş kişilerin istihdam edilmesini teşvik etmek için asgari ücretin yüzde 10'u ve SGK işveren primlerinin tamamını 6 aya kadar proje bütçesinden karşılayacağız. Sosyal entegrasyonun sağlanması, kültürel ve ekonomik uyumun kalıcı hale getirilmesiyle mümkün olur. Suriyeli kardeşlerimiz uzun yıllardır ülkemizde bu uyumu başarıyla gerçekleştirmiş, sosyal ve ekonomik hayatımıza değer katmışlardır. Türkiye olarak çalışan, üreten, bu topraklara değer katan her bireyi desteklemeye devam edeceğiz" dedi.