Başkan Şahin'in Gerçek Hayat Dergisi'nde yayınlanan o röportajı;
Pendik Belediye Başkanı Dr. Salih Kenan Şahin göreve geldikten sonra özellikle eğitim konusuna eğilerek güçlü bir sistem oluşturdu. Belediye, Milli Eğitim ve STK’ların güçlerini bir araya getiren Başkan Şahin, eğitimde bütüncül bir perspektif ortaya konmasını sağladı. Derslikler arttırıldı, idareciler, öğretmenler, veliler ve öğrencilerin her biri için ayrı ayrı programlar yapılarak başarı grafiği arttırıldı.
İstanbul’un giriş kapısı olarak niteleyebileceğimiz Pendik son dönemde eğitimde kat ettiği mesafeler ile şaşırtıyor. Eğitimdeki başarı grafiğinin gittikçe artmasının arkasında ne olduğunu öğrenmek için yolumuzu Pendik’e düşürdük. Pendik Belediye Başkanı Salih Kenan Şahin’in eğitim konusuna verdiği önemi ve uygulamaya koyduğu projelerini duyunca kendisine birkaç soru sormak kaçınılmaz oldu. Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi’nde buluştuğumuz Salih Kenan Şahin eğitim konusunda iş birliği içinde çalıştığı ekibiyle merak ettiklerimize cevap verdi. Adem Ersoy, Asım Şemsi Alan, Şerafettin Taştan ve Cafer Odabaş Pendik’teki eğitim orkestrasını Başkan Şahin’le birlikte yöneten isimler. Belediye, STK ve Milli Eğitim’in birliğinden doğan kuvveti bu ekibe sorduk.
Başkanım, öncelikle neden eğitim konusunun üzerinde bu kadar durdunuz?
KENAN ŞAHİN: İşin esası, şehri kırsaldan farklı yapan insan yoğun yapı bir olması. Bu da aslında bir medeniyet telakkisidir. Şehrin özü medeniyet, medeniyetin özü de nitelikli insandır. Biz eğitimde başarılı olursak şehircilikte de başarılı oluruz. Fiziki olarak bir şeyleri düzeltmek insanları yeterince mutlu etmiyor. Eğer kâmil insan hedefiyle, kanaatkâr insanı üretebilirseniz sorunlar küçülüyor. Ama tamahkâr insanla sorunlar bitmiyor. Şehirde anne babayı mutlu etmenin yolu çocuklarımızın başarısıdır. “Dünyaya nizam veren bir toplum olmak istiyoruz” diyorsak bunun yolu nitelikli toplum olmaktan geçiyor. Belediyeler olarak her birimiz bu konularla ilgileniyoruz. Fakat Pendik Belediyesi olarak bizim farkımız, bütüncül bir perspektif ortaya koymamız. Eğitimde güç birliği modeli. Burada biz Milli Eğitim’in rolünü biz alalım, bu işin belediyecisini, STK’casını yapalım demiyoruz. Güç birliği yapalım ve bundan en iyi sonucu alalım diyoruz. Bu perspektifle 10 yılda ulaştığımız rakamlar inanılır gibi değil.
Bu yapıları nasıl birleştirdiniz?
KENAN ŞAHİN: Bu bir ekip başarısı. 2010’dan sonra şehrin eğitim meselesini masaya koyduk baktık ki vahim durumdayız. Bir belediyenin işi bu değil ama bir şehir yönetimi bakışıyla bakınca iş başka oluyor. Bir belediye sadece altyapıyı, ulaşımı, temizliği çöpü yönetiyorum diyebilir ama bu şehri mutlu ve başarılı kılmaz. Biz de madem bu işleri yapacağız en doğru şekilde yapalım dedik. Önceliklerimize baktık. Derslik sayımız çok kötüydü. 1900’ler civarındaki derslik sayımızı artırmamız lazımdı. İl Genel Meclisi’nin bu konuda çok iyi bir bütçesi olduğunu görünce Belediye olarak arsa ürettik. Normalde Milli Eğitim belediyeden okul arsası ister. Biz peşin peşin arsaları üretiyoruz. Ürettiğimiz her arsayı da sıkı takip ediyoruz. Geldiğimiz noktada yılın başındaki rakamımız 5 bine yaklaştı.
Dersliklerin artması niteliğe nasıl yansıdı?
KENAN ŞAHİN: Kalabalık sınıfta başarıyı yakalama şansınız yok. 150 bin öğrenci, 5 bin derslik sınıfta 30 sayısını tutturabilmek demek. Pendik bunu başardı. Milli Eğitim ile aynı masadayız. Her Pazartesi bir araya geliyoruz. Müftü bey de bize katılıyor. Çünkü din eğitimi de var. her hafta eğitimde neleri eksik bıraktık diye konuşuruz.
Derslik sayısını arttırdıktan sonra hangi konuya eğildiniz?
KENAN ŞAHİN: İkinci önemli konu iyi bir okul müdürü. Kaliteyi artırmak istiyoruz. Liyakatlı müdürler atanması konusunda İlçe Milli Eğitim çok ciddi gayret veriyor ama iş orada bitmiyor. Müdürlerin akademik eğitimleri, başarıları, onların motive edilmesi sosyal organizasyonlar konusuyla ilgili çalışmalar yaptık.
ŞERAFETTİN TAŞTAN: Eğitimin kalitesi noktasında müdürlerimize yönelik bir çalışma başlattık. Her yıl müdürlerimize şehir dışında ve şehir içinde programlar yapıyoruz. Bunun yaklaşık 3 gününü Bolu’da yaptık. Birinci aşamada tanıma ve tanışmanın önemini belirten bir atölye çalışması yaptık. Öğrenciyi, öğretmeni, veliyi hatta okulun etrafındaki esnafı tanıma. Çünkü tanıyıp tanıttığınız zaman başarınız yükseliyor. İkinci olarak vizyoner liderlik çalışması yaptık. Kişinin önce kendini tanıması, kurumunu tanıması, ekibini kurması, kendi vizyonu olmayan insanın okuluna bir vizyon katamayacağı yönünde bir atölye çalışmamız oldu. İlk aşamada ‘yol göster’, ikinci aşamada ‘beraber yol yürü’, üçüncü aşamada da ‘yol ol üzerinden yürüsünler’ gibi bir çalışmamız oldu. Üçüncü çalışmamız müdürlere yönelik kültürde liderlik çalışması oldu. Okul kültürü oluşturamazsanız her kadro değişikliğinde tabiri caizse sil baştan oluyor. Dolayısıyla kültürel liderlik çalışmasını yaptık. Dördüncü aşamada emir veren, talimat veren değil, ekibiyle beraber çözüm üreten bir müdür portresi çizdik. Akabinde de kriz yönetimi, problemli öğrenciyle başa çıkma, toplantı sunum teknikleri gibi çalışmalar yaptık.
Müdürler nasıl karşıladı bu eğitimi?
ŞERAFETİN TAŞTAN: İşin motivasyonu için her türlü imkânı kullandık. Çünkü biliyoruz ki okulda en belirleyici kişi müdür. O konuya inanmışsa zaten arkası geliyor. Müdürlükle ilgili temel ihtiyaçlarının doğru kamplarla doğru programlarla kendi aralarında da bir network oluşturarak yapılması lazım. Müdürlerimize yönelik, çok sık onlarla da istişare ederek, akademik camiayla da işbirliği yaparak özel programlar yapıyoruz.
ADEM ERSOY: Özel büro proje koordinatörlüğü diye bir bölüm kurduk. Öğretmen arkadaşlarımızdan proje liderleri olabileceklerinden oluşmuş bir birim burası. Pendik eğitim okumaları diye bir çalışma yapıyoruz. Her ay müdürlerimizle bir kitap okuyoruz. Yaşıyorsa yazarıyla buluşturuyoruz. Eğer o kitabın yazarı yaşamıyorsa, alanın uzmanıyla buluşturuyoruz. Ay sonunda o kitap üzerine tahlillerde bulunuyorlar. Kitapları seçerken özellikle akademisyenlere danışıyoruz. Son çalışmamızı Kemal Sayar’la merhamet üzerine yapmış olduk. Bir önceki kitabımız Saadettin Ökten’in Cumhuriyet dönemi sonrası eğitim süreçlerini anlattığı bir kitaptı. Müdürlerimizin en çok beğendiği çalışma bu. Çünkü okulda bürokratik işler ve öğretmen öğrenci işleriyle bir anlamda kapanıyorlar. Onları okul ortamından dışarıya çıkarıp o kültürel ortamla buluşmak akademisyenlerle buluşturmak gerçekten onlara çok iyi geliyor.
Peki müdür yardımcıları?
Müdür yardımcılarımıza da seminerler veriyoruz. Vizyon sahibi insanlarla buluşturarak onların kültürel gelişimlerine katkı sağlamak bizim için önemli. Her ay bir yöneticilik becerilerini geliştirecek bir seminer de uyguluyoruz. Müdür yardımcıları okulda bütün yükü yüklenen bir grup. Onların motivasyonu bizim için önemli. İdarecilerimizin motivasyonlarını sağladığımız zaman baştan aşağı doğru okulun içinde gidecektir diye düşünüyoruz.
KENAN ŞAHİN: Her bir yönetici aşamasının kalitesini artırmanız lazım. Burada da işin uzmanlarıyla beraber bir araya geldik. Pendik’te Milli Eğitimin hiçbir programının imkânsızlığı yok. Organizasyon için mekân, para, eğitimcinin masrafı… bunların hepsini Belediye olarak biz finanse ediyoruz. Milli Eğitimin hangi konuda kendi açısından bir organizasyonu varsa onunla ilgili giderler konuşulmaz bile. Kamu kaynağı konusunda israf içinde olmayız ama eğitim en önemli meselemiz.
(Yapımı tamamlanma aşamasında olan Spor Lisesi önümüzdeki eğitim öğretim döneminde ilk öğrencilerini ağırlamaya hazırlanıyor)
600 milyon bütçemiz var. Eğitim için yaklaşık 20 milyon harcıyoruz. Çok büyük bir para değil. Müdürlerimize de okullarda temizlikçiye, tadilata ihtiyaç duyuyorlarsa karşılayacağımızı söyledik. Geçen yıl 6 milyonluk bir bütçeyi tahsis ettik. Dezavantajlı okullara pozitif ayrıcalık yaptık. Böyle olunca da müdürlerimizin eli çok güçlendi. Müdürler ne amaçla orada olduklarının farkındalar. Böyle olunca da mekânsal olarak şikâyetler de azaldı. Şimdi 40 kişilik sınıfta eğitim kavramı Pendik’te neredeyse tarihe karıştı. Liselerde tekli eğitime geçmiştik Bir lisenin ikili eğitimi dışında bütün liselerde tekli eğitime geçtik. Tekli eğitimi çok önemsiyoruz çünkü lise öğrencisinin günün dolu dolu geçirmesi çok önemli. Onları okulda sadece akademik derslerle değil sosyal ve kültürel aktivitelerle de destekliyoruz.
Öğretmenler de bu yapıda çok önemli. Onlara yönelik ne gibi çalışmalar var?
ADEM ERSOY: Öğretmenlerimize yıl içinde pek çok etkinlik yapıyoruz. Öğretmenlerimize yönelik 6 tane projemiz var. Bunlardan en önemlisi Vizyoner Öğretmenler Kulubü. Öğretmenlerimize seminerler düzenliyoruz. Kendi ilgi alanlarına ve isteklerine yönelik seminerlere katılabiliyor. Dört günde 520 oturum yaptık. Bunların yüzde 90’ı atölye çalışması şeklinde. Steam atölyeleri, dil derslerine yönelik materyal üretme, aşçılık, el sanatları, din eğitimine kadar öğretmenler kendi ilgi ve alanlarına göre seçim yapıyorlar. Bu sene beşincisini yapacağız. Eğitimler başlayınca öğretmenlerimiz devamını istedi. Bunun üzerine Vizyoner Öğretmen Akademisi’ni açtık. Bizden sonra Diyarbakır’dan Mardin’e kadar arayıp siz bunu nasıl yapıyorsunuz diye sordular. 10 hafta boyunca alanında uzman eğitimciler tarafından dersler veriliyor. Fitness, yüzme gibi alanlarda öğretmenlerimize özel kontenjan ayrılıyor. Öğretmenlerin hem motivasyonlarını hem de akademik becerilerini geliştirecek eğitimler yapıyoruz. Bunun yanısıra günü birlik Bursa gezilerimiz de var. Motivasyonu arttırıcı en çok beğenilen projelerimizden biri.
(Prof. Dr. Hulusi Behçet Anadolu Lisesi)
Buradan nasıl geri dönüşler aldınız?
KENAN ŞAHİN: Öğretmenler şehrin eğitim konusunda özel bir projeksiyonu olduğunu hissettiği zaman kendisini sürece dahil ediyor ve çok büyük katkı sağlıyor. Bugün sahadaki 7 bin öğretmenin bin tanesi süreci çok aktif şekilde destekliyor. Müdürlerimizin tamamı bu işi sahiplendi, bizim kadar kafa yoran, sahiplenen, katkı sağlayan bir ordu haline geldik. Bu da her geçen gün öğrencinin kalifikasyonuna katkı sağlıyor. Tabi bir de veliler var.
Velilere ulaşmayı nasıl sağladınız?
KENAN ŞAHİN: En zor çözdüğümüz ama en önemli kısım veliler. Çünkü veliler çocuğunun kendi hayallerini gerçekleştirmesini istiyor. Biz ise çocuk kendini gerçekleştirsin diyoruz. Velilerin bu bilinçte olması lazım. Velilerle ilgili okul aile birliği üzerinden ve de velilere yönelik seminer programımız var. Her yıl ortalama 500 civarında seminer yapıyoruz. Genel olarak memnuniyet yüksek. Okul aile birliklerinin giderlerini yönetiyoruz. Bu birlikler üzerinden de velilerin şehre aidiyetlerini geliştirecek programlar yapıyoruz. Bu yıl ana konumuz geri dönüşüm. Sıfır atık çalışması yapıyoruz. Bu kente entegrasyon açısından da bir fırsat.
En son öğrenciler kaldı?
KENAN ŞAHİN: En çok iş yaptığımız kısım öğrenci boyutu. 10 yıldır her Pazartesi bir liseyi ziyaret ediyorum. Kaymakamımız, İlçe Milli Eğitim müdürümüz de ayrı ziyaretler yapıyor. Bayrak törenine katılıyorum, gençlere hitap ediyorum ardından okulun öğretmenleri ile oturup bir değerlendirme yapıyoruz. Gençler Soruyor programı ile de gençlerle iletişimi yüksek tutarak, öğretmenlerle iletişim kurarak, müdürlerle görüşerek eğitimde ne olup bittiğini görüyorum.
(İTO Anadolu İmim Hatip Lisesi)
Dil konusunda özel bir projeniz olduğunu duydum. O nedir?
KENAN ŞAHİN: Dil eğitimi konusuyla çok yakından ilgileniyoruz. Biz bir medeniyet yaklaşımı olan bireyler olarak ümmetin vahdetini çok önemsiyoruz. Ümmetin vahdeti önünde en önemli engel dil problemi. Dilimizi anlamayınca tercümeler üzerinden anlaşıyoruz. Tercümelerin de nasıl nifak saldığını görüyoruz. Bu nedenle Arapça dil eğitimi önemli. Medrese usülü eğitim gören hocalarımız Arapça biliyor ama konuşamıyor. Konuşan bir Arapça olsun diye Ömer Çam Anadolu İmam Hatip lisemizde Arapça hazırlık sınıfı koydurduk. Suriye’den ülkemize göçen öğretmenlerimiz de hoca problemimizi çözdü. En iyi hocaları seçtik. Farklı bir müfredat uyguladık ve hazırlık sınıfını bitirenleri de yurt dışına yolladık.
ASIM ALAN: Ömer Çam Anadolu İmam Hatip lisesi Arapça hazırlıklı olan bir okul. Şimdi İngilizce hazırlığımız da açıldı. Ülkemizde dil öğretimini yaşayarak ve kullanarak öğrenmediğimiz için bir eksiklik çekiyoruz. Gramer yüklüyoruz ya da metin okuma yüklüyoruz, ama kullanmayınca dil bir şekilde kayboluyor ya da unutuluyor. Şehir Üniversitesi’nden, Marmara İlahiyat’tan, Yalova Üniversitesi’nden bu işin duayeni hocalarımızla istişare ederek ciddi bir yol haritası belirledik. Projenin adına da “Konuşarak Arapça Öğreniyorum” ismini koyduk. Ana dili Arapça olan hocalarımızla çalışıyoruz. Bunların ücretlerini belediyenin desteği olmasa yürütemeyiz. Hazırlık sınıfını bitiren öğrencilerimizi yurt dışı programlarına götürüyoruz. Altı hafta yurt dışı deneyimi yaşıyorlar.
(Pendik Uluslar Arası Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi)
Gençlere kültür sanat alanında yaptığınız pek çok proje var. Spor konusunda bir çalışma var mı?
KENAN ŞAHİN: Belediye olarak spor alanında da gençlerimizi destekliyoruz. İlkokuldan başlayarak Milli Eğitimle beraber sürdüğümüz projeyle 4 yıl boyunca yetenekli öğrencileri seçiyoruz. Şimdi Türkiye’nin çok önemli bir spor lisesini Pendik’te yapıyoruz. Şampiyon adaylarına bu lisede esnek bir program uygulanacak.
Kaynak: GerçekHayat