Kendisini geliştirmesi için maddi, teknolojik, bilimsel ve teknik imkanlar sunulamayan kişilerin bu imkanları bulabileceği alanları tercih etme suretiyle yer değiştirmesi olarak tanımlanabilecek beyin göçü, ülkemizde son zamanlarda gündemden düşmeyen konular arasında. Tersine beyin göçünü teşvik edecek çalışmalar yapılacağının duyurulması üzerine internet kullanıcılarının arama motorlarında sıklıkla araştırdığı Beyin göçü nedir? | Beyin göçü sebepleri, sonuçları nedir? sorularının cevaplarına biz de haberimizde yer verdik. İşte detaylar...
BEYİN GÖÇÜ NEDİR?
Beyin göçü, yetiştirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve olanaksızlık nedeniyle bilim insanı, hekim, mühendis gibi vasıflı insan gücünün daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesi. İyi eğitimli, üreten, düşünen, nitelikli çalışanların araştırma veya çalışma hedefiyle yurt dışına gitmesi durumudur.
Beyin göçünden bahsedilebilmesi için terk edilen ülke ile göç edilen ülke arasında gelişmişlik ve olanaklar açısından az da olsa bir fark bulunmalıdır. Beyin göçü temelde gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımı olarak değerlendirilir.
Beyin göçü terimini ilk kez, 1950-60'lı yıllarda İngiltere'den ABD ve Kanada'ya göçü ifade etmek amacıyla 1962 yılında Royal Society tarafından kullanılmıştır.
Beyin göçü çoğunlukla fakir ülkelerden zengin ülkelere doğrudur. Güneyden-kuzeye göçe teknoloji ile ilgili öğrenci ve araştırmacılar, kuzeyden-güneye olan göçe daha çok sosyal bilimciler katılır. 2000 yılındaki göçmenlerin %60'ı gelişmekte olan ülkelerden gitmiştir. 1990-2000 arasında OECD ülkelerindeki üniversitelerden mezun olan yabancıların sayısı %63 artmıştır.
OECD ülkelerinin tamamı yabancı beyin göçünü kolaylaştırıcı politikalar yürütürler. Bu ülkeler içinde beyin göçünün 2/3'ü Kuzey Amerika'ya yöneliktir. Beyin göçünden birkaç ülke yoğun olarak yararlanır. ABD'nin payı %51'dir. Buna Kanada ve Avustralya eklenirse %70, Fransa, Almanya ve İngiltere eklenirse oran %85'e ulaşmaktadır.
BEYİN GÖÇÜ TARİHÇESİ
Yetişmiş insan gücü hareketi olarak değerlendirilen beyin göçünün geçmişi çok eski devirlere dayanır. Çeşitli dini, siyasi, bilimsel nedenlere dayanan beyin göçü ilk ve orta çağlarda bulunuyordu. II. Dünya Savaşından önce çok sayıda bilim insanı Hitler'den kaçıp ABD'ye yerleştiler. Bu gelişmelerde Amerika'nın gelişmesinde büyük ölçüde rol oynadı. Albert Einstein da Almanya'dan ABD'ye göç eden bilim insanlarından biridir.
Beyin göçünün tarihinin, bilimin tarihi ile başladığına dair ortak bir görüş bulunmaktadır. MÖ 600-300 yılları arasında beyin göçünün yönü Atina'ya doğruydu. Yolculuğun tehlikeli ve zor olduğu zamanda öğrenci, araştırmacı ve eğitimciler Atina'ya gidiyorlardı. MÖ 300'den sonra bilimin merkezi, beyin göçünün yönü İskenderiye'ye doğrudur. İskenderiye Kütüphanesinin insan gücü ihtiyacı beyin göçü ile sağlanmıştır. Bilimsel çalışma ortamı ve ücretler dünyanın değişik yerlerinden bilim adamlarını buraya toplamıştı.
M.S. 500 yılından sonra dünyanın bilim merkezi İran'ın doğusu olmuştur. Cündişapur Üniversitesi dünyanın her yanından özellikle de Hristiyan bilim adamları toplanmıştır. 8. ve 9. yüzyıllar boyunca Emevi ve Abbasiler devrinde Bağdat ve Şam'da bilimin merkezi olmuştur. Kurulan merkezlere önceleri bireysel, teşvikler sonrasında Suriyeli, Yahudi, Hindu ve İranlı araştırmacılar ilgi göstermiştir.
Avrupa'da orta çağda Avrupa ülkeleri arasında beyin göçü gerçekleşmiştir. Bu zamanda devletler tarafından beyin göçünü teşvik eden ve yasaklayan kararlar alınmıştır. 8.yy'dan sonra manastır ve kiliselerde yapılan eğitim daha sonra üniversitelerde yapılmaya başlanmıştır. Avrupa'da 1250'de 20 olan üniversite sayısı, 15.yüzyıl sonlarında 80'e ulaşmıştır. Haçlıların 1204'de, Osmanlıların 1453'de İstanbul'u alması ile bilim adamları Avrupa'ya gitmiştir. Bu bilim adamları Padura, Oxford, Heidelberg ve Prag'da bilim merkezlerinin kurulmasına öncülük ettiler. Mili devletlerin kurulması ile 14. ve 15. yüzyıllardan sonra beyin göçü durdurulmaya çalışılmıştır.
BEYİN GÖÇÜ SEBEPLERİ NELERDİR? BEYİN GÖÇÜ NEDEN OLUR?
Gelişmiş olan ülkeler var olan büyük bilimsel ve teknolojik rekabette, sahip oldukları demografikyapılarından ve kendi içsel dinamiklerinden nitelikli bireylere ihtiyaç duyar. Yüksek eğitimli bireylere duyulan ihtiyaç gelişmiş ülkelere doğru bir akış yaratmaktadır. Bu akışın ardında beyin göçünün sebepleri olarak adlandırabiliriz. Beyin göçünün sebepleri genel olarak adlandırılmasının yanında itici ve çekici sebepler olarak da ikiye ayrılıp detaylandırılır.
BEYİN GÖÇÜNDE İTİCİ SEBEPLER
Az gelişmişlik oranı, ülkede işsizlikoranlarının yüksek olması, nitelikli kişilerin düşük ücretlerle çalıştırılması, ülkede uygulanan maaş politikalarının yanlışlığı, yöneticilerin niteliksiz olması, ülkede nitelikli kişi sayısında artış olmasına rağmen bu kişileri kullanama durumu. Bu itici sebeplerin yanına ülkede araştırma koşullarının gelişmemiş olması, gençlere fırsat tanımama, nepotizm oranının yüksekliği gibi nedenlerde itici sebepler olarak kabul edilir.
BEYİN GÖÇÜNDE ÇEKİCİ SEBEPLER
Ekonomik durumda iyileşme, yüksek maaş beklentisi içinde olma durumu, daha kaliteli bir yaşam arzusu, gelişmiş araştırma koşullarına kavuşma, şehir merkezlerinin cazibesine kapılma ve yabancı eğitimde prestiji yakalama arzusu çekici sebepler olarak kabul edilir.
Verilen itici ve çekici sebepler beyin göçünün sebepleri arasında yer almaktadır. İtici sebepler beyin göçünün sebepleri belirtilirken bu davranışı gerçekleştiren itici olayları temsil eder. Beyin göçünün sebepleri arasında bir başlık olarak belirtilen çekici faktörler ise bu davranışın gerçekleşmesine sebep olan çekiciliği belirtmektedir.
Beyin göçünün sebepleri üzerinde çok fazla çalışmalar yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalar genellikle gelir alanına ve ekonomi alanına önem atfetmiştir. Beyin göçünün sebepleri arasında ekonomik sebepler görülmektedir. Bu sebepler içerisinde düşük maaş varlığı, ekonomi politikalarında yer alan istikrarsızlıklar, yüksek vergi oranları ve bireylerin gelecek endişesi içinde yaşamaları sıralanmıştır. Siyasal sebepler olarak siyasi politikalarda istikrarsızlık ve etnik ayrımcılık başı çekmektedir. Siyasetin iş hayatına müdahalesi, nepotizmin yüksek olması sayılmaktadır.
Beyin göçünün sebepleri içinde ülkede bilime ve teknolojiye önem vermeme de görülür. Ülkede bilim kültürünün oluşmaması, entelektüel gelişimin olmaması da büyük sebepler arasındadır. Fikir üretmenin para etmemesi, buluşların desteklenmemesi, araştırma yapılarına gerekli önemin verilmemesi, araştırmaların desteklenmemesi de diğer sebeplerden sayılabilir. İşsizlik oranlarının yüksek olması en önemli sebepler arasındadır. En yüksek işsizlik oranına üniversite mezunlarının sahip olması bu hareketi hızlandırmaktadır. İşsizlik olgusunun ardından gelen daha iyi yaşama arzusu, farklı şehirlerin cazibesine kapılma durumu bu hareketin nedenleridir.
Beyin göçünün sebepleri arasında yer alan diğer önemli özellik ise eğitim sisteminin çarpıklığı olarak belirtilmektedir. Fırsat eşitsizliği, çarpık bir eğitim anlayışı, sadece ezberci bir anlayışı barındıran bir sistem ülkedeki gençlerin beyinlerini kısırlaştırmaktadır. Bunların yanında akademik anlamda bir kültürün oluşmaması, kurumsallık kültürünün olmaması, bireylere yükselme fırsatı tanınmaması bireylerin yaratıcılıklarını öldürmekte ve ülkenin üretim kapasitesinin önüne set koymaktadır. Eğitim ve ilerleyen kariyer yolculuklarında sorunlarla karşılaşan bireyler kendilerini geliştirebilecekleri ve çalışma koşulları daha iyi olan ülkelere göç etmektedir. Bu da beyin göçünün sebepleri arasında en etkili bir sebep sayılır.
BEYİN GÖÇÜNÜN SONUÇLARI NELERDİR?
Beyin göçünün sonuçları çeşitli açılardan incelenerek, birçok alana etkisi olduğu anlaşılmıştır. Nitelikli birey sermayesinin az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere gidişi, gelişmiş ülkelerin ekonomik ve bilimsel olarak kalkınmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda göç veren ülkenin kalkınmasını yavaşlatmaktadır. Beyin göçü hareketi, göçü alan ülkenin lehine bir davranış olarak görülürken göç veren ülkenin aleyhine bir durum olarak nitelendirilir. Yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre göç veren ülke olumsuz olarak etkilenmektedir. Bununla beraber ülke ekonomisinin gelişmesinin yavaşladığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca göç veren ülkenin ekonomik büyüme oranlarını düşürdüğüne dair saptamalar bulunmaktadır.
Beyin göçünün sonuçları göç gönderen ve göç alan ülkelerin bakış açısından bakıldığında olumlu ve olumsuz birçok sonuç ortaya çıkmaktadır. Beyin göçünün sonuçları göç gönderen tarafından incelendiğinde nitelikli bireylerin ve öğrencilerin yokluğuna bağlı olarak üreten kesimin kaybına neden olur. Göç gönderen ülkenin eğitime ayırdığı kaynaklarının çok düşük oranda geri dönüşüne neden olur. Bu sonuçlar olumsuz sonuçlardır. Göç gönderen ülke için olumlu sonuçlar şunlardır; teknolojik anlamda ihracat fırsatları doğurur. Daha yüksek standartlar arayan kişileri teşvik edilmesini sağlar.
Beyin göçünün sonuçları göç alan ülkeler açısından da sonuçları bulunmaktadır. Göç alan ülke için olumlu sonuçlar şunlardır; göç gönderen ülkelerle bilgi akışı sağlanır, girişimcilik sektörü genişler, ücret modernizasyonu sağlanır ve göçmenler kültürel çeşitlilik getirir ve yaratıcılığın artmasını sağlarlar. Olumsuz etkisi ise yabancı rakiplere (düşman ülkelere) teknoloji transferine neden olur. Aynı zamanda yüksek beceriler elde etme uğruna lokal iş gücü üzerinde caydırma etkisi yaratır.
Beyin göçünün sonuçları göç alan ve göç gönderen ülkeler perspektifinden incelenmiştir. Bu ülkelerde bıraktığı olumlu ve olumsuz sonuçlar hakkında bilgi verilmiştir. Bu bilgilerin yanında beyin göçünün sonuçları küresel düzeyde de bulunmaktadır. Küresel anlamda beyin göçünün sonuçları; uluslararası teknoloji birimlerinin kurulmasını sağlar. Buna örnek verilecek olursa Silikon Vadisi. Bu teknoloji birimleri uluslararası bilgi akışının sağlanmasında önemli bir yer edinir. İş gücü için iyi istihdam olanaklarının sağlanmasını sağlar.
Göç gönderen ülkeler açısından beyin göçünün sonuçları üç grupta toplanabilir; işsizlerin iş bulması, işçi havaleleri, işçilerin geri dönüşleri. Göçmenlerin geri dönmeyip gelişmiş ülkelere yerleşmesi, yetişmiş insan kaybı olup, göçün en ağır maliyetidir.
TERSİNE BEYİN GÖÇÜ NEDİR?
n göçü, başarılı öğrencilerin ve nitelikli bireylerin göç hareketinin eğitime yatırım ilkesi doğrultusunda ülkeye döndüklerinde ayrılmalarından kaynaklanan sermaye kaybını telafi edecek beceriler ortaya koyan hipotezi temsil eder. Beyin kazanımı olarak tanımlanır. Tersine beyin göçü, zamanında ülkesinden ayrılarak gelişmiş bir ülkeye giden başarılı öğrenci veya bireyin ülkesine geri dönerek sermaye kazanması ve bilgi üretmesi için çalışmasıdır. Tersine beyin göçü gerçekleşebilmesi için bir şart bulunur. Bu şart, göç eden bireyler beceri ve eğitimlerinde göç etmeselerdi kazanacaklarından daha yüksek dönüşler elde etmek zorundadırlar. Bu şart sağlanmazsa tersine beyin göçü gerçekleşmesi oldukça zayıftır. Tersine beyin göçü gerçekleştiren kişiler kazanımlarını ülkelerinde iyi ve faydalı işlerde kullanmalıdır.
Göç veren ülkelerin ekonomik ve sosyal şartları zamanla iyileştikçe göç eden kişilerin geri dönme eğilimlerinde artış gözlenir. Geri dönme eğilimi gösterenlerin büyük çoğunluğu ortalama beceriye sahip olan kişiler oluşturur. Tersine beyin göçü yapan kişilerle ülkenin beyin kazanımı etkisi ortaya çıkar. Aynı zamanda ülkenin sermayesinde artma gözlenir. Tersine beyin göçü eylemini teşvik etmek için ülkeler politikalar uygulamaktadır. Bu politikaların başında ücret getirisi yer almaktadır. Ücret getirisi sayesinde göç edenleri kendi ülkelerine kazandırmaya çalışılır. Ülkeler bu alanda oldukça fazla çalışmaktadır. Ülkemizde de bu doğrultuda ilk adım 2001 yılında atıldı. 2001 yılında atılan bu adım 2023 yılına kadar uzatılmasına karar verildi. 2001’den itibaren teşvik edici uygulamalar yürürlüğe konulmakta ve bu alanda çalışmalar düzenlenmektedir.
Kaynak: iienstitü