Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz'dan Ramazan uyarısı: Herkes hane halkıyla geçirmeli!

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, bulaşın yüzde 85'inin ev içi kaynaklı olduğunun altını çizerek özellikle Ramazan ayında toplanma olmaması ve bu ayın hane halkıyla geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını hızla yayılmaya devam ederken ülkemizde alınan önlemlerin sıkılaştırılması dahi pozitif vaka sayılarının düşmesi içn yeterli olmadı. 62 bin bandında seyreden vaka sayıları özellikle Ramazan ayının gelişiyle birlikte endişelere neden olurken Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Biz biliyoruz ki bulaşların yüzde 85’lik bir bölümü evlerden, ev içerisinden kaynaklanıyor. Durum böyle iken ev içerisindeki toplanmalar çok önem arz ediyor. Ev içerisinde toplanma olmamalı, herkes hane halkıyla bu Ramazan ayını geçirmeli” dedi.

'TEREDDÜT ETMEDEN AŞI OLUN'

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, son dönemlerde artış trendinde olan günlük vaka, hasta, ağır hasta ve vefat sayılarına dikkat çekti.

Sayıların düşmesi için tedbirlerin artırıldığını hatırlatan Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, kamunun aldığı tedbirlerin yanı sıra bireysel tedbirlerin de artırılması gerektiğini söyledi. Kayıpmaz, Ramazan ayının hane halkı ile birlikte geçirilmesi gerektiğini, ev içi toplanmalarda bulaş riskinin oldukça arttığını kaydetti. Kayıpmaz, ayrıca aşılama ile belli düzeyde bağışıklık oluşumu sağlanan ülkelere de değinerek, sırası gelen vatandaşların tereddüt etmeden aşılarını olmalarını önerdi.

"RAMAZAN AYINDA EVDE SOSYALLEŞMEMEYE DİKKAT"

Son dönemlerdeki vaka, ağır hasta ve vefat sayılarının artışına dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Bildiğiniz üzere son dönemde yeni vaka sayılarımız 60 binin üzerine çıktı. Sadece yeni vaka sayıları değil, ağır hasta sayıları ve vefat sayılarında ne yazık ki şuana kadar karşılaştığımız en yüksek düzeyde seyrediyor. Bu da bizim tedbirleri bireysel anlamda sıkılaştırmamız anlamında bir kez daha vurgu yapıyor. Zaten kamu yönetimi yeni ek tedbirleri getirmişti. Ramazan ayının ilk 15 günü içerisinde bu ek tedbirlerin vaka sayılarına ne şekilde yansıyacağı izlenecek. 15 gün içerisinde de vaka sayılarının azalışı yönünde bir yansıması olmasını bekliyoruz. Ama sadece kamu yönetiminin almış olduğu önlemler değil, aynı zamanda bizim birey olarak da dikkat edeceğimiz davranışlar bu noktada çok önemli olacak.

Ramazan ayının içerisindeyiz, Ramazan ayı normal şartlarda sosyalleştiğimiz, sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla, akrabalarımızla buluştuğumuz zamanlardı ama geçen sene de bu sene de artık farklı bir dönemdeyiz ve pandemi halindeyiz. Ondan dolayı mutlaka Ramazan ayı içerisinde evlerde sosyalleşmemeye dikkat etmek gerekiyor. Çünkü biz biliyoruz ki bulaşların yüzde 85’lik bir bölümü evlerden, ev içerisinden kaynaklanıyor. Durum böyle iken ev içerisindeki toplanmalar çok önem arz ediyor. Ev içerisinde toplanma olmamalı, herkes hane halkıyla bu Ramazan ayını geçirmeli. Biz kamunun almış olduğu önlemlere bu şekilde katkı sunarsak, vaka sayılarının ay ortasında düşüşe geçeceğini umuyoruz. Ama tabi ki düşüşe geçmez yine böyle yüksek seyrederse artık ek tedbirlerin alınması o zaman gündeme gelir” ifadelerini kullandı.

"BULABİLDİĞİMİZ HER AŞI BİZLER İÇİN DEĞERLİDİR"

Aşılamanın pandemi ile mücadelede en etkin korunma yöntemlerinden biri olduğunu hatırlatan Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, “Aşılamayı başarılı olarak yürüten ülkelerde, toplum bağışıklığının artık istediğimiz düzeylere ulaştığını ve vaka sayılarının giderek düşüşe geçtiğini görüyoruz. Aşı burada her türlü tereddüt bir yana bırakılarak, bizim pandemi ile mücadeledeki en önemli aracımız. Ön yargılar olabilir, tereddütler olabilir, ama bunları gidermek de bilim insanlarının tavsiyeleri ile olacaktır. Bu arada her aşının, dünya üzerinde kullanılan her türlü aşının, pandemi ile mücadelede çok değerli ve bir o kadar da emek verilerek, güvenlik ve etkinlik testlerinden geçerek piyasaya sürüldüğünü vurgulamamız lazım. Ondan dolayı bulabildiğimiz her aşı bizler için değerlidir. Çünkü biz biliyoruz ki, bu aşıları olanlarda hastalığı ağır geçirme ihtimali olmayanlara göre çok daha düşük.

Hala daha kendilerine aşı tanımlandığı halde aşı olmayan kişiler var. Onlara da bu aşıları çekinmeden güvenle olmalarını tavsiye ediyoruz. Bir virüs ile karşılaştıkları takdirde bu hastalığı daha hafif atlatabilsinler diye. Çünkü daha önceden vurulmuş bir aşı vasıtasıyla vücudun bağışıklık sistemi bu virüsü tanıyor ve ona göre de kendini hazır hale getiriyor. Bu çok önemli. Dolayısıyla aşı sırası gelen bütün insanlarımıza aşılanmalarını bir kez daha hatırlatıyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı

Sağlık Haberleri