Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hakkında açıklamalar yapan Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, ülkemizde gün geçtikçe artan vaka sayısına dikkat çekerek bir ayda yüzde yüze yakın artış olduğunu belirtti.
AKTİF VAKA SAYISI NEDİR?
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, tanısı yeni konan hasta sayısının 1500 civarında seyrettiğini fakat asıl önemin aktif vaka sayısında gizli olduğunu belirtti. 30 Temmuz itibarıyla 10 binlerde olan aktif vaka sayısının 1 eylülde 19 binlere çıkmış olduğunu ve bunun da yüzde 100'e yakın artış olduğunu ifade eden Mustafa Necmi İlhan, aktif vaka sayısının ne olduğunu da okurlar için anlattı.
Koronavirüs tedavisi almış olup tedavisi hala devam eden kişileri içeren aktif vaka sayısının tedavisi evde ve hastanede devam eden tüm kişileri kapsadığını belirten Prof. Dr. İlhan, bu sayının 19 bin olması ve giderek artmasının, koronavirüs tedavi sürecinin daha uzun zaman aldığını ve tedavinin daha da zorlaştığını ifade ettiğini söyledi.
"YENİ TANI ALAN KİŞİLERİN VİRÜS YÜKLERİ ÇOK FAZLA"
Prof. Dr. İlhan, ölüm sayısındaki artışa değinerek bunun sebebinin ağır hasta sayısında vakalardaki virüs yükünün artması olarak açıklayarak "3 pozitiften başlıyor; 4, 5 pozitif daha da yukarı doğru yol alıyor. Bu nedenle de vakaların tedavileri daha uzun sürüyor. Ölüm sayımız yaklaşık 1 haftalık sürede 15-20'lerden 40'lara çıktı. Bunun da nedeni; ağır hasta sayımızda vakalardaki virüs yükü arttığı için artıyor. Virüs yükü artmasından dolayı ağır hastalarımız daha fazla. Şu an tüm koronavirüs hastalarından 20'de 1'i entübe. Bu ne demek? Diyelim ki 1500 kişi tanı alıyorsa bunların içinden 75-80 kişi makineye bağlı hale gelecek anlamına geliyor. Makineye bağlı kişiler arasında vefat ihtimali çok daha fazla." şeklinde konuştu.
"BU SEZON GRİBİ DAHA AZ GÖREBİLİRİZ"
Uzmanlar tarafından iki farklı senaryonun değerlendirildiğini söyleyen Dr. İlhan, "İki senaryo var; insanlar büyük şehirlere, yaşadıkları yerlere dönüş yapıyorlar. Bu dönüşle beraber tatil beldelerine götürdükleri virüsü geri getirebilirler. Geri getiren vatandaşlar, yakınlarını enfekte edebilirler. Burada maske ve fiziksel mesafeye daha çok riayet edilirse hem virüsün bulaşı daha çok azalır hem de maske takmaktan dolayı grip de daha az görülebilir. Bu sezon gribi daha az görebiliriz aslında; ama kurallara çok sıkı uymamız gerekiyor. Kapalı alanlarda kış gelmesiyle daha çok bulunacağız. Bu nedenle bulaş daha fazla olabilir. Kişiler maskeyi sıkı takarlarsa, fiziksel mesafeye dikkat ederlerse koronavirüs bulaşmayacağı gibi grip de bulaşmaz hatta solunum yolu ile bulaşan diğer etkenler de bulaşmaz" ifadelerini kullandı.
"VAKA SAYILARI 2 BİNLERİ GÖREBİLİR"
Vatandaşların önlem alma konusundaki hareketlerine değinen İlhan, "Vatandaşlarımız kurallara uymaz, daha sık bir araya gelirlerse mevsim nedeniyle daha çok kapalı alanlarda bulunacakları söz konusu olacağından vaka sayısının daha çok artmasından endişe ediyoruz. Nereye gidebilir? 2 binleri de zorlayabilir. Herkesin kendi öz disiplini içinde kurallara uymasını bekliyoruz. Bireysel özen olmadan kolluk tedbirleri ile salgının üstesinden gelmek mümkün değil. Sert önlemler ile bir yere varılmıyor." dedi.
"İNSANLAR KORONAVİRÜS DEĞİL GRİP OLDUKLARINI DÜŞÜNÜYOR"
İnsanların koronavirüs olma ihtimallerini geri planda tuttuğunu ve bunun erken tanı konusunun önüne geçtiğini söylyeen Prof. Dr. İlhan, "Son dönemde bazı sosyal medya gruplarında ya da televizyon ekranlarında, 'koronavirüs yok', 'çok fazla abartılıyor' gibi mesajları görüyorum. Ama ister koronavirüs üretilmiş olsun ister başka bir ismi olsun bunun, şu an insanlarımız hayatlarını kaybediyor. Biz hekimler ve bilim insanları olarak açıkçası koronavirüse karşı bu sözlerin yaptığımız işte bizi çok zorladığı kanısındayız. Çünkü insanlar çok geç geliyorlar, koronavirüs olduklarını düşünmüyorlar, grip olduklarını düşünüyorlar. Bu da bizim için sorun olarak karşımıza çıkabiliyor. Kimi mecra ya da vatandaşlar 'koronavirüs yok' diye söylerken bir grup da bunların karşısına bilimsel gerçekleri, Bilim Kurulu'nun açıklamalarını koyarak böyle bir savunuculuk yapabilir. Hepimizin niyeti; insanların hastalanmasını, ölmesini önlemek." değerlendirmesinde bulundu.