Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada CHP adayının İsmail Küçükkaya ile görüşmesine ilişkin "Burada önemli olan her iki adaya da eşit mesafede durulması. İsmail Bey CHP adayı ile yüz yüze, benimle de telefonla görüşme gerçekleştirmiştir. Ekrem Bey, siyaseten kabul edilemez bir iş yapmıştır. Benim danışmanımla görüştüysen CHP adayının da sadece danışmanıyla görüşmen gerekir." dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Beyaz TV ve Kanal 24 TV ortak canlı yayınında açıklamalarda bulunuyor.
Binali Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
CHP ADAYININ İSMAİL KÜÇÜKKAYA İLE GÖRÜŞMESİ
Burada önemli olan her iki adaya da eşit mesafede durulması. İsmail Bey CHP adayı ile yüz yüze, benimle de telefonla görüşme gerçekleştirmiştir. İsmail Bey, Ekrem Beyle yüz yüze otelde görüşme gerçekleştirmiş benimle de telefonda görüşmüş, geçiştirilecek bir şey değil, gayriahlaki bir durum.
"CHP ADAYI SİYASETEN KABUL EDİLEMEZ BİR İŞ YAPMIŞTIR"
Kaç dakika görüştüklerinin bir önemi yok. Tarihi bir program gerçekleşti. Yayın önce adayların moderatörle ilişkilerinde aynı yolu izlemesi gerekir. Böyle mi olmuş? Hayır. Ne var bunda diyemeyiz. Bu gayr-i ahlaki bir durumdur. Ekrem Bey siyaseten kabul edilemez bir iş yapmıştır. Bunu kamuoyundan saklı tutarak gerçekleştirmesi kendisinin güvenilirliği konusunda soru işaretlerini artırmıştır.
"İSMAİL KÜÇÜKKAYA'DAN BU YAŞANANLARA CEVAP ALAMADIM"
Yüz yüze görüşme gibi bir teklif almadım. Moderatörün savunması şöyle: Danışmanınızla görüştüğüm için sizinle görüşemeye gerek duymadım. Benim danışmanımla görüştüysen, CHP adayının da sadece danışmanıyla görüşmen gerekirdi. Bu görüşmeyi kimse bilmiyor. Yayından sonra ortaya çıkan bir durum" dedi. Yıldırım "Sordum fakat İsmail Bey'den bunun cevabını alamadım. Rakibinle yüz yüze bir odada görüşmeniz ayrı şey benimle telefonda görüşmen ayrı şey. İsmail Küçükkaya'dan bu yaşananlara cevap alamadım.
"MODERATÖRÜN İLİŞKİSİ PROGRAMIN DEĞERİNİ AZALTMIŞTIR"
Olması gereken iki tane rakibin program öncesi belirlenen kurallar çerçevesinde her iki adaya da eşit mesafede durulması, kamuoyunun takdirine bırakıyorum, adaylara dürüst muamele yapılmamıştır, görüşme kamuoyundan gizlenmiştir. Keşke bu güzel program yayın öncesi ortaya çıkan bir durumla anılmasaydı, iyi bir sınav verilemedi, rakibimiz ve moderatörün ilişkisi programın değerini azaltmıştır.
"NE SORULURSA SORULSUN DÜRÜSTÇE CEVAPLAR VERMEYİ TERCİH ETTİM"
Ortak yayında verdiğim cevaplar konusunda moderatörün tutumu, davranışını önemsemedim. Ne sorulursa sorulsun dürüstçe cevaplar vermeyi tercih ettim. Tabi ki önemli olan herkesin dikkat kesildiği bu yayında herkesin duymak istediği mesajları vermekti. Rakibimle programı çok sağlıklı yürütebildiğimi söyleyemem. Birçok konuda doğru olmayan ifadeler, tutarsızlıklar... Sürekli bunları düzeltmekle geçti. Daha fazla girmemiz gereken konulara daha az zaman ayırabildik.
"HATA YAPTIM, ÖZÜR DİLERİM' DESEYDİ MESELE KAPANIRDI"
Buna ne söyleyelim, artık cümle alem biliyor ki böyle bir şey oldu. Görüntülerle de ses kayıtlarıyla da ortaya çıktı. Hatta yakın arkadaşı Fatih Portakal bile bunun yanlış olduğunu buna karşılık bir tavır alması gerektiğini, kamuoyunu rahatlatıcı bir şey söylemesi gerektiğini, görüntüler var elimizde, yayımlamak istemiyoruz dediğini hepimiz biliyoruz. Bütün bunlara rağmen yol yakınken "Tamam ben böyle bir hata yaptım, özür dilerim..." deseydi mesele kapanırdı.
"Böyle bir şey söylemedim" dedikten sonra bunun ortaya çıkmasıyla millete yalan yalan söylemiş oldu. Şimdi özrü milletten dilemesi gerekir. Validen özür dilemesi yetmez. Siz İstanbul'u yönetmeye adaysınız, alelade bir insan değilsiniz. Söylediğiniz bir şeyi "Yok söylemedim" diye inatla sürdürürseniz insanlar size nasıl güvenecek?