Süt ile ilgili dinî hükümlerin tahakkuk etmesi için emzirmenin 0-2 yaş arasında gerçekleşmiş olması gerekir (Bakara 2/233; Serahsî, el-Mebsût, V, 136). Süt erkek çocuğun sütannesine karşı durumu, öz annesine karşı durumu gibidir. Zira nesep yoluyla mahrem olan emzirme ile de mahrem olur (Buhârî, Nikah 20; Şehâdât, 7; Müslim, Radâ 1; Mevsılî, el-İhtiyâr, III, 118). Ancak kadının vücudunun kollar, baş, boyun ve dizden aşağı bacaklar dışında kalan yerlerini, mahremi olan sütoğlunun görmesi caiz değildir (Nur 24/31).
Öte yandan ölünün, kendi cinsinden biri tarafından yıkanması gerekir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi, I, 304). Dolayısıyla oğul/sütoğul annesinin cenazesini yıkayamaz. Yıkayacak kadın bulunamazsa, erkek evlat, annesine teyemmüm ettirir.
Çocuğun sütsüz memeyi emmesiyle süt akrabalığı gerçekleşmiş olur mu?
Süt hısımlığının oluşması için, emziren kadının sütünün bebeğin midesine ulaşması gerekir. Süt akrabalığın gerçekleşmesi için gerekli olan süt emme miktarı konusunda fıkıh bilginlerince farklı görüşler ileri sürülmüştür.
Bazıları süt akrabalığının oluşması için süt emme çağında bir damla sütün mideye ulaşmasını yeterli görürken, bazıları da beş defa doyasıya emmeyi gerekli görmüşlerdir (Merğinânî, el-Hidâye, I, 243; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 1971). Buna göre; boş memeyi emmekle süt akrabalığı oluşmaz.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı