Birinci İnönü Savaşı nedir? Birinci İnönü Savaşı sebepleri, sonuçları | Birinci İnönü Zaferi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Birinci İnönü Savaşı'nın yüzüncü yıldönümü dolayısıyla yayımlanan mesajın ardından savaşa ilişkin detaylar merak ediliyor. Peki Birinci İnönü Savaşı nedir? Birinci İnönü Savaşı sebepleri, sonuçları | İşte Birinci İnönü Zaferi detayları...

6 Ocak 1921 tarihinde başlayarak Yunan güçleri ile az sayıda askerimizin karşı karşıya gelip iman gücü ve bayrak, vatan, toprak aşkı sayesinde zaferle çıktığı savaş olan Birinci İnönü Meydan Muharebesinin 100. yıl dönümü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kutlama mesajının ardından internet kullanıcıları da arama motorlarında, Birinci İnönü Savaşı nedir? Birinci İnönü Savaşı sebepleri, sonuçları | Birinci İnönü Zaferi konularını araştırmaya başladı. İşte detaylar...

BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI NEDİR?

I. İnönü Muharebesi, 6 Ocak 1921 tarihinde iki koldan taarruza geçen Yunan kuvvetleriyle İnönü mevzilerinde savunmada olan Ankara Hükümeti kuvvetleri arasında yapılan muharebedir. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını sürdüren Yunanlar, Türk-Batı Cephesi birliklerinin Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Tenkili harekatı ile meşgul olmasından da faydalanarak, İnönü-Eskişehir istikametinde taarruza başladılar. 6-9 Ocak 1921 tarihleri arasındaki muharebeler, örtme ve emniyet kuvvetleri harekatı şeklinde cereyan etti. İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 tarihinde başlamış, Yunan kuvvetlerinin taarruz çıkış hatlarına çekildiği 11 Ocak 1921 tarihine kadar sürmüştür.

BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI SEBEPLERİ

15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal eden Yunanlar, ileri harekata devamla Milne Hattı olarak ifade edilen Ayvalık- Soma-Akhisar-Aydın hattına ulaştılar. 22 Haziran 1920'de iki koldan tekrar ileri harekata geçen Yunan kuvvetleri, Kuzey Grubu ile 30 Haziran 1920'de Balıkesir'i, 8 Temmuz 1920'de Bursa'yı işgal ettiler. Salihli- Afyon istikametinde ilerleyen Güney Grubu ise, 29 Ağustos 1920'da Uşak bölgesini ele geçirdi.

Bu gelişmelerin sonrasında, Yunanistan’daki seçimlerin ardından kurulan hükûmet, İtilaf Devletleri’nin güvenini kazanmak açısından Anadolu’da askeri bir başarı elde etmenin gerekli olduğunu düşünmektedir. Öte yandan Kral Konstantin, Meclisin açılışında yaptığı konuşmada, savaşa devam edileceğini açıkça belirtmişti. Bu siyasi ortam, yeni Yunan Hükümetinin Anadolu’da bir ileri harekata girişmesini siyasi anlamda zorlamaktaydı. Batı Anadolu’daki Türk kuvvetlerinin 1920 yılı sonlarında Çerkez Ethem Ayaklanması ile uğraşıyor olması, bu siyasi zorlama için uygun bir askeri ortam sağlamaktaydı. Gerçekten de Türk kuvvetlerinin esas unsurları Çerkez Ethem kuvvetleri ile mücadele ederken cephe hattında büyük ölçüde örtme kuvvetleri bulunmaktaydı. Çerkez Ethem kuvvetleri 4.650 isyancı kadardı.

İngiliz birliklerinin işgali altındaki İstanbul’daki Yunan Askeri Heyeti, Batı Anadolu’da askeri anlamda belirgin bir hareketlilik olduğunu, Yunan Genelkurmayı’na rapor etmekteydi. Bu nedenle Yunan kuvvetlerinin bir an önce harekete geçmesi gerekli görülmekteydi.

GÜÇLER

Uşak-Bursa hattındaki Yunan Küçük Asya Ordusu kuvvetleri, iki kolorduda, yedi piyade tümeni ve bir süvari tugayından oluşmaktadır. Yunan 3. Kolordusu, İzmir Tümeni, Manisa Tümeni ve Adalar Tümeninden oluşmaktadır ve Bursa yöresinde konuşlanmıştır. Yunan 1. Kolordusu ise Uşak bölgesinde dört tümenden oluşmaktadır.

Türk Batı Cephesi kuvvetleri ise,

Bursa bölgesinde

Gözetleme ve örtme görevindeki 24. Tümen. Tümen, dört piyade alayı, üç süvari bölüğü, Tümen Hücum Taburu’ndan oluşmaktadır. Ayrıca Batı Cephesi Komutanlığı emrindeki Gökbayrak Taburu, cephenin kuzey kesiminde bulunmaktadır. Bu kuvvetler, 245 subay, 5.223 erat, 2.266 tüfek, 27 makineli tüfek ve 10 toptur. Tüfeklerden 1.320 adetinde kasatura yoktur, dolayısıyla Tümenin süngü gücü 946’dır.
Tümen birliklerinin yerleşimi ise,
İznik Gölü kuzeyinde 2. Piyade Alayı ve iki dağ topu,
Yenişehir kesiminde 143. Piyade Alayı, süvari bölüğü ve iki topçu takımı,
İnegöl kesiminde 126. Piyade Alayı, bir süvari bölüğü ve bir sahra top bataryası,
Tümen Karargâhı, bir süvari bölüğü ve hücum taburu, 32. Piyade Alayı, Tümen ihtiyatı
şeklindedir.
Kütahya bölgesinde
Çerkez Ethem Kuvvetleri karşısında 11. ve 61. Tümen’ler ve 1. Süvari Tugayı
Ayrıca Kütahya ve Afyon dolaylarında Güney Cephesi Komutanlığı’na bağlı birlikler bulunmaktadır.

HAREKAT PLANLARI

Türk tarafı

Türk tarafının Batı Cephesi’nde bir harekat planı bulunmamaktadır. Türk Genelkurmayı, Çerkez Ethem sorununu çözmeden, düzenli ordu oluşturulması sürecini tamamlamadan askeri bir harekata girişmeyi zamansız bulmaktadır. Yunan kuvvetlerinin taarruzu karşısında bir Türk harekat planı, ancak Yunan kuvvetlerinin ileri harekatı başladığında, zorunlu olarak gündeme gelmiştir. Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı bir harekatın uygulamaya konulmasından önce de bir Yunan taarruzu olasılığı değerlendirilmekte idi ve ön-planlamalar yapılmaktaydı.

Yunan kuvvetlerinin taarruzu başladığında hızla oluşturulan harekat planına göre,

Batı Cephesi’nde, Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı olan harekat geçici olarak durdurulacak, 11. Tümen ve aktarabilecek diğer birlikler hızla İnönü Cephesi’ne kaydırılacak ve bu bölgede kesin savunma yapılacaktır. Çerkez Ethem kuvvetleri karşısında Gediz bölgesinde 61. Tümen ile 1. Süvari Tugayı kalacaktır. Çerkez Ethem kuvvetleri taarruz edecek olursa Kütahya’ya kadar oyalama muharebeleri yapılacak, Kütahya kesin olarak savunulacaktır. Batı Cephesi Komutanlığı ayrıca, İnegöl’de bulunan 126. Alay’a, Yunan kuvvetlerini elden geldiğince oyalamasını emretmiştir. Böylece Yunan taarruz planı ve kuvvetlerinin düzeni konusunda kesin bilgi edinilmiş olacak, hem de İnönü mevzilerine kuvvet kaydırmakta zaman kazanılmış olacaktır.
Güney Cephesi’nde, Çerkez Ethem kuvvetleriyle uğraşmakta olan kıt’alar derhal Afyon ve Dumlupınar mevzilerine döneceklerdir. Afyon’daki iki alay hemen Dumlupınar mevzilerine aktarılacak ve Yunan ileri harekatı bu mevzilerde karşılanacaktır. Cephe Komutanlığı emrindeki süvari unsurları, İnönü mevzileri yarılacak olursa Ankara yönünü örtmek üzere hazır tutulacaktır.
Batı Cephesi Komutanı Albay Mustafa İsmet (İnönü) Bey'in savunma tertibi şöyledir. Mevzilerin kuzey kesimi 24. Tümen, güney kesimi ise 11. Tümen'le işgal ve savunulacaktır. Polatlı'dan getirilen depo alayı ile 4. Tümen, cephe ihtiyatını oluşturacaktır.

Türk üst komutanlığı bu ön planlamalarda, Yunan kuvvetlerinin esas olarak iki hattan taarruz edebileceklerini hesaplamaktadır.

Bursa’nın doğusunda, İnegöl’den Yalova’ya kadar olan hatta konuşlanmış Yunan kuvvetlerince, güney-doğuya,
Eskişehir yönünde ve Uşak dolaylarında konuşlanmış Yunan kuvvetlerince kuzey-doğuya, yine Eskişehir yönünde.
Kuzey-batıdan gelecek bir taarruz, savunulabilecek doğal mevziler vardır. Bununla birlikte Söğüt - İnönü hattı, en gerideki mevzidir, Eskişehir’e kadar savunmaya uygun mevzi yoktur. Daha güneyde Afyon’a kadar olan arazi dikkatle incelenmiş, savunmaya uygun bölgeler tek tek belirlenmiştir.

İnönü Mevzii

İnönü Savunma Mevzii, yaklaşık 30 km'lik bir savunma hattıdır. Kazancı Deresi, mevzii ikiye ayırmaktadır. Kuzeyde kalan savunma hatları, Bursa – Yenişehir – Bilecik – Söğüt yaklaşımını karşılayacak durumdadır. Güneyde kalan savunma hatları ise Bursa – İnegöl – Pazaryeri – Karaköy yaklaşımını örtmektedir. Mevzii, 5 Temmuz 1920 tarihinde 20. Kolordu Komutanlığı tarafından planlanmış, izleyen aylarda tahkimat çalışmaları sürdürülmüştü. Siperlerin çok büyük bir kısmı, “boy siperi” haline getirilmişti. Asıl savunma hatlarının ilerilerinde ön savunma hatları da oluşturulmuştu.

Mevzilerin kuzey kesimi, ileri gözetleme mevzileri oluşturmaya olanak sağlayan arazi yapısı nedeniyle oldukça sağlam konumdadır. Ancak güney kanat, Yunan kuvvetleri Mezit Vadisi’ni aşmayı başaracak olursa, kuşatılma tehdidi altında kalırlardı. Bu riski önleyebilmek için Türk tarafı, Kurşunlu güneyine düşen Kınık Boğazı’nda, yeterince fazla topçu unsurlarınca desteklenen, hareketli birlikler konuşlandırmıştır.

Yunanistan tarafı

Yunan harekat planı, sınırlı hedefli bir plandır. Siyasi amaç, Batı Anadolu’da askeri bir başarı elde ederek Batılı devletler karşısında saygınlık korumaktır. Askeri amaç ise Bilecik - Bozüyük - Eskişehir bölgesinde toplanmakta olan Türk kuvvetlerini dağıtmak, bu kuvvetlere ait askeri malzemeyi ve demiryolu hattı ile demiryolu köprülerini imha etmektir. Söz konusu demiryolu hattı, Ankara – Eskişehir hattının kuzeye yönelen ayrımıdır ve Bilecik üzerinden Adapazarı ve İzmit’e devam etmektedir. Plana göre harekata katılan birlikler, ele geçirilen malzemenin geriye taşınması tamamlanıncaya kadar bölgede kalacak, sonrasında geri çekilecektir.

General Papoulas komutasındaki Yunan Küçük Asya Ordusu, harekat için üç taarruz grubu olarak düzenlenmiştir. Ana Taarruz Grubu, 3. İzmir Kolordusu’dur. Kuvvetin ağırlıklı bölümü sağ kanatta olmak üzere Bursa – Eskişehir hattında taarruz edecektir. Sağ kanat, Türk kuvvetlerinin Eskişehir üzerinden geri çekilmesini önleyecektir. Yan Taarruz Grubu, ana grubun kuzey hattından Yenişehir - Bilecik - Söğüt hattından taarruz edecek olan İzmir Tümeni’dir. Güney Taarruz Grubu ise 1. Kolordu’dur. Uşak’dan Banaz yönünde taarruz edecek olan kolordunun görevi, Türk Güney Cephesi’nin kuzeye kuvvet kaydırmasını önlemektir.

1. İnönü Muharebesi Trikupis'in anılarında Avgin Savaşı olarak geçiyor ve bu savaş hakkında Yunan Generali aşağıdaki satırları yazıyor:

"Bütün gün devam eden Avgin Savaşı, en kanlı savaşlardan biri olmuştur. Bizimle kıyas kabul etmeyecek kadar fazla sayıda Türkle çarpışıyorduk. (General Trikupis'in kaynak belirtmeden verdiği Tarafların sayıları ve kayıplar ile ilgili bilgiler, diğer kaynaklarla çelişmekte.) Türk ordusundan Yarbay Hakkı bu hususla ilgili olarak şunları yazmıştır: 'Batı Cephesi (Türk), İnönü'deki düşmandan (Yunan) sayıca çok üstün idi.' Subaylarla askerlerin hareketi sırf yiğitlik ve fedakarlıktan ibaretti. Fakat Türkler de işitilmemiş bir cesaret ve taassupla dövüşerek birbirini takip eden mukabil hücumlar yaptılar."

Trikupis'in hatıralarından ilgili satırlar, 1. İnönü Muharebesi'nin aşağıdaki ilgili günlerine eklenmiştir.

Yunan ileri harekatı

Bursa doğusunda örtme kuvveti olarak bulunan 24. Tümen komutanlığı, 3 Ocak 1921 tarihinde Batı Cephesi Komutanlığı’na gönderdiği raporda, İznik Gölü güneyinde ve Bursa dolaylarında Yunan kuvvetlerinin toplanmakta olduğu ve Bursa’ya yeni kuvvetler getirildiği bilgisini iletmiştir. Tümen Komutanlığı, elde edilen bu bilgiler ışığında Yunan kuvvetlerinin Pazaryeri genel hattından taarruz etmelerinin beklenmesi gerektiğini bildirmektedir. Bu istihbarat üzerine Geyve’den Bursa güneyine kadar hilal şeklinde konuşlanmış olan 24. Tümen kuvvetleri Pazaryeri yönüne yoğunlaştırılmıştır. Tümenin süvari unsurları ise İnönü Mevzii’ne kaydırılmış, Gökbayrak Taburu ise, Yunan kuvvetlerinin Köprühisar yönünde taarruz etmesi durumunda geri hatlarına hücum etmek üzere Bozüyük’e getirilmiştir.

Altı Ocak

Yunan kuvvetlerinin Bursa civarında toplanmış olan 3. İzmir Kolordusu, 6 Ocak 1921 sabahı saat 07:00’de Eskişehir genel yönünde iki ana kol halinde taarruza başlamışlardır. Kolordu’nun İzmir Tümeni, kuzey taarruz grubu olarak Yenişehir yönünde iki hat üzerinden taarruz etmektedir. Kolordu’nun güney taarruz grubu olan takviyeli Adalar Tümeni ise İnegöl yönünde iki hat halinde harekata başlamıştır. Kolordu’nun büyük bölümünü oluşturan bu taarruz grubudur.

Adalar Tümeni birliklerinin taarruz hatları,

sağ kol, üç piyade ve bir süvari alayı ile birer dağ ve sahra topçu grubundan oluşmaktadır. Tümen, Kestel - Aksu – İnegöl hattından taarruz etmektedir.
sol kol ise bir piyade alayı, bir süvari bölüğü ve bir dağ bataryasından oluşmaktadır. Erdoğan - Boğazköy - Süpürtü yönünde ilerlemektedir.
İzmir Tümeni birliklerinin taarruz hatları ise,

İki piyade ve bir süvari alayı ile bir dağ topçu grubu ve iki sahra bataryasından oluşmaktadır. Grup Yenişehir yönünde taarruz etmektedir.
Tümene bağlı Bir taburluk bir kuvvet ise Narlıca -Mustafalı - Derbent - Köprühisar - İncirli yönünde taarruz edecektir.
Yenişehir bölgesinde İzmir Tümeni’nin bir piyade taburu ve bir süvari alayından (üç bölük) oluşan ileri müfrezesi, Menteşe’deki Türk süvari bölüğüne taarruz etmiştir. Süvari bölüğü kısa bir çatışmadan sonra geri çekilmiştir. Yunan birlikleri saat 09:30’da Menteşe’yi işgal ettiler. Yunan süvari alayı ileri harekata devam ederek saat 12:30 dolaylarında Yenişehir’i işgal etmiştir. İzmir Tümeni’nin ileri harekatı, saat 18:00 dolaylarında Ebeköy’de durmuştur. Bölgedeki Yunan ilerleyişini karşılamakla görevli 143. Alay, Köprühisar – Günece hattında kalmıştır.

Yunan taarruzunun en kuzey kesimindeki bir taburluk bir kuvvet, Gökbayrak Taburu’nun Mustafalı’daki bir buçuk mangalık gözcü postasına taarruz edip geri atmışlardır. Mustafalı’nın hemen doğusundaki müfreze, bu ileri hareketi durdurmuştur.

İnegöl bölgesinde Yunan Adalar Tümeni’nin sağ kolundaki üç piyade ve bir süvari alayı, İnegöl önlerindeki bir piyade ve bir süvari bölüğünden oluşan Türk kuvvetlerine taarruz etmiştir. Türk kuvvetlerinin geri çekilmesi üzerine öğleye doğru İnegöl’ü işgal etmişlerdir. Bu kuvvetler ileri harekata devam ederek gün sonunda Hasanpaşa köprüsüne ulaşmış ve ileri harekata son vermişlerdir. Adalar Tümeni’nin sol kolu ise Boğazköy üzerinden Süpürtü’ye ulaşmış ve orada konuşa geçmiştir.

Gün sonuna doğru Yunan kuvvetlerinin ileri harekatı sonlanmıştır. Türk 24. Tümeni’nin gün içindeki etkinliği, Yunan kuvvetlerinin miktar ve harekat planları hakkında bilgi edinmek, geniş bir alana yayılmış olan unsurlarını gerekli şekilde kaydırmak yönünde olmuştur. Bazı köy ve kasabaların girişinde Türk müfrezeleri ile Yunan kuvvetleri arasında çatışmalar olmuştur. Yunan topçusunun ateşe başlamasıyla bu müfrezeler geri çekilmişlerdir. Esasen 24. Tümen’in görevi, Yunan ileri harekatının hızını olabildiğince yavaşlatmak, araziyi kademe kademe savunarak, asıl savunma hattı olan İnönü Mevzii’ni kıt’a kaydırmalarıyla güçlendirilmesi için zaman kazanmaktı. Bu arada harekat alanının kuzey kesiminde, Dırazali’nin doğusundaki Gökbayrak Taburu, sürekli olarak süvari keşif kolları çıkararak Yunan birliklerinin durumunu izlemiş, bu birliklerin geri hatlarına bir baskın verme olanaklarını araştırmıştır.

Akşam saatlerinde Tümen’in 143. Alay’ı ile bir tabur eksiğiyle 32. Alay’ı, Köprühisar - Camönü - Günece hattında, Yenişehir yönünden ilerleyen Yunan kuvvetlerine karşı savunma düzeni alması emredilmiştir. 143 Alay komutanı Binbaşı Refet Bey, biraz daha doğudaki İncirli sırtlarında mevzi almıştır. İnegöl kesiminde ise 126. Alay ve 32. Alay’ın 1. Taburu Sülüklügöl - Nazifpaşa hattında savunmaya geçmiştir.

Uşak bölgesinde ise Yunan kuvvetleri üç köyün işgali ardından ileri harekatlarını durdurmuşlardır.

Trikupis: "Taarruzumuzun ilk günü, öğleden sonra saat beş sıralarında Türkler, Samantaş'ın 2/39 Evzon Alayına hücum ederek kırıldılar ve tard edildiler. Çekilirken alayın cephesi önünde 300'den fazla Türk ölüsü vardı. Türkler çok defa cephaneleri olmadığı için el bombası ve süngüye başvuruyordu."

Yedi Ocak

Eskişehir bölgesinde 7 Ocak 1921 sabahı 07:00’da Yunan İzmir Tümeni ileri harekata geçmiştir. Tümene bağlı bir Yunan taburu ile süvari müfrezesi Terzliler yönünde ilerlemiştir. Bir süvari bölüğü bu ileri hareketi durdurmuştur. Bir piyade alayı ile bir süvari alayı da, saat 07:30 dolaylarında Köprühisar köprüsünü geçerek İncirli savunmasının bir kesimine taarruz etmiştir. Bu taarruz 143. Alay’ın 3. ve 32. Alay’ın 2. taburları tarafından saat 09:00 dolaylarında geri atılmıştır. Alay topçusu, köprüyü havaya uçurmuştur. Bu bölgedeki Yunan birlikleri gün boyu herhangi bir ileri harekata girişmemişlerdir.

İzmir Tümeni’nin sol kolunu oluşturan birlikler İznik Gölü’nün güneyi boyunca ilerleyerek Dırazali - Derbent sırtlarını işgal ederek bu hatta durmuşlardır. Gökbayrak Taburu ise bölgeye ulaşan unsurlarıyla Kızılhisar – Camönü hattı ile Yunan birliklerine cephe tutulmuştur. Taburun diğer unsurları Aydoğdu - Eyerce sırtlarına yerleşmiştir. Bu sırtlar, İncirli bölgesindeki Yunan birliklerini sol kanadını tehdit eder durumdadır.

İnegöl hattından ilerleyen Adalar Tümeni’nin sağ taarruz kolu Hasanpaşa - Eskikaracakaya yönünden ilerlemiştir. Tümen’in asıl kuvvetleri ise Nazifpaşa mevzilerine karşı üç koldan taarruza geçmiştir. Sülüklügöl’deki iki bölük, bu taarruz karşısında geri çekilmiştir. Nazifpaşa mevziindeki 126. Alay komutanı, Sülüklügöl - Büyükelmalı yönünde gelişen Yunan taarruzu ile kuşatılma tehlikesine karşı, Pazaryeri yönünde çekilmek için 24. Tümen Komutanlığı’ndan onay istemiş, bu onay verilmiştir. Gerçekte Alay Komutanı muharebeyi, Gümüşdere gibi uzak bir yerden yönetmekteydi, muharebenin gidişatı yönünden sağlıklı bilgi edinememekteydi. Tümen Komutanlığı’na yetersiz bilgi iletilmiş, Tümen Komutanlığı da bu bilgilere dayanarak kararı onaylamıştı. Bununla birlikte Tümen Komutanlığı’nın emrinde “…Düşmanın … cepheden esaslı bir taarruzu yoksa, ihtiyat kuvvetinin … kuşatan düşmana karşı gönderilmesi uygun olur. Bununla beraber duruma göre karar vermekte serbestsiniz.” denilmektedir. Tümen Komutanlığı durumu Batı Cephesi Komutanlığı’na bildirmiştir. Batı Cephesi Komutanlığı ise, 24. Tümen’in, düşmanı elden geldiğince oyalamakla görevli olduğunu, sağ kanadın uzatılarak mevzinin korunmasını emretmiştir. Ancak Tümen Komutanlığı, Cephe Komutanlığı'nın bu emrini iletmek için Alay Karargâhına ulaşamamıştır. Çekilmenin net emirlerle düzenlenmemiş olması sonucu taburlar karışık bir şekilde geri çekilmeye başlamışlardır. Alay Komutanı’nın elinde sadece bir tabur kalmış, diğer unsurlarla bağlantısı ortadan kalkmıştır.

Nazifpaşa mevziindeki birliklerin çekilmesi ardından ilerleyen Yunan kuvvetleri, Büyükelmalı – Gümüşdere – Eskikaracakaya hattına kadar ilerlemişlerdir.

Yunan ileri harekatının ikinci günü olan 7 Ocak 1921 günü, Uşak ve Kütahya bölgelerinde Yunan birliklerinin herhangi bir faaliyeti olmamıştır. Çerkez Ethem kuvvetlerinden 300 kişilik bir süvari birliği, 61. Tümen’e taarruz etmiş, topçusuyla da Gediz’e ateş açmıştır.

Gün sonunda Batı Cephesi Komutanlığı, 24. Tümen Komutanı’nın önerisini yerinde bularak İncirli hattındaki birliklerin geri alınması emrini vermiştir. 24. Tümen Komutanı, Yunan kuvvetlerinin bulundukları hattan kuzey-doğu yönünde taarruz ederek bu birlikleri kuşatabileceklerini düşünmüş ve geri alınmalarını önermişti. Emre göre, bu birlikler geride bir tabur ve dağ topunu örtme müfrezesi olarak bırakıp Gökpınar - Kepirler hattına çekileceklerdir. Ancak 143. Alay Komutanı, bölgeye ulaştığında savunmaya uygun bulmamış, birliklerini daha güneye çekerek Çakırpınar’ın kuzeyindeki sırtlarda konuşlandırmıştır.

Sekiz Ocak

İncirli Mevzii’ndeki 143. Alay, 3. Bölük’ü mevzide bırakılarak 7 – 8 Ocak gecesi Gülpınar – Kepirler Hattına çekilmiştir. Alay Komutanın bölgeye geldiğinde savunmaya uygun bulmayarak Çakırpınar’ın kuzeyinde mevzi almıştır. 32. Alay’ın iki taburu da Bilecik yönünde hareket etmiştir. Bu taburlar Yenişehir müfrezesinin güney kanadını örtmekle görevlendirildiler.

Pazaryeri Mevzii'nde bir gün önce hatalı sevk ve idare edilen 126. Alay hâlen toparlanabilmiş değildir. Alay komutanlığına atanan, 24. Tümen piyade komutanı Yarbay Şevki Bey, 126. Alay’dan toplanabilen 90 tüfek ve iki taburadan oluşan bir kuvvet ile Pazaryeri önlerinde savunma yapmakla görevlidir. “Pazaryeri Müfrezesi” olarak adlandırılan bu birlik, Pazaryeri doğusunda toplanabilmiş değildir. Sadece Hücum Taburu, şosenin iki yanında mevziye girebilmiştir. 32. Alay’dan bir tabur ile 126 Alay’dan 90 tüfek, Pazaryeri’nde, Eskişehir’den gelen Depo Taburu ise Pazaryeri’nin doğusundaki sırtlardadır.

Yunan Adalar Tümeni 8 Ocak sabahı saat 10:00 dolaylarında üç koldan yürüyüşe geçmiştir. Kolların hedefi Pazaryeri’dir. Ön hattaki Hücum Taburu, saat 10:30’dan sonra Adalar Tümeni’nin taarruzuna dayanamayarak geriye doğru dağılmıştır. Yarbay Şevki Bey, saat 11:30’da tüm müfrezenin Pazaryeri’nde toplanarak mevzi alması için gerekli emirleri vermiştir.

Pazaryeri Müfrezesi'nin tehlikeli durumu üzerine 24. Tümen Komutanı saat 13:00’de 143. Alay’a, Bilecik’e çekilme emri vermiştir. Batı Cephesi Komutanlığı ise aynı saatte Bilecik’teki üç tabur ve dağ topunun Ahmetler’e kaydırılarak bu hattın örtülmesini Yarbay Şevki Bey’in müfrezesinin ise Fıranlar’da mevzi almasını emretmiştir.

Adalar Tümeni kuvvetleri saat 14:15'te Pazaryeri’nin doğusuna ilerlemeye başlamışlardır. Ahmetler – Fıranlar hattındaki Yarbay Şevki Bey müfrezesi kısa sürede geri çekilmiştir. Bir gün önceki komuta boşluğunun neden olduğu düzensiz çekilme, bir tümenlik kuvvet karşısında bozguna dönüşmüştür. Bir geri çekilme planı yapılmadığı için çeşitli yönlerde çekilmiş olan birliklerin komutanları arasında iletişim kopmuştur. 24. Tümen'in güney kanadını oluşturan bu birliklerin ileri hatta bir savunma düzenine geçmeleri bu yüzden olanaklı görülmemektedir. Öte yandan Ankara'dan gönderilen 4. Tümen'in ilk bölüğü İnönü Mevzileri'ne ulaşmış bulunmakta idi. 11. Tümen de mevziye ulaşmak üzere idi. Bu tümenin bölgeye alınması, Yunan taarruzu başlamadan önceki Türk savunma planında öngörülmüştü. Taarruz başladığında Tümen, harekete geçmişti. Bu durumda İnönü Mevzii ilerisinde savunma yapmanın gereği kalmamıştır. Yunan taarruzu öncesindeki Türk savunma planına göre, kesin savunma İnönü Mevzii’nde yapılacaktı. Gerekli kıt’a kaydırmaları sağlanmış bulunmaktadır. 9 Ocak sabahı İnönü Mevzii’nde dört piyade alayının savunmada yerini alması, saat 16:00 itibarıyla kesinlik kazanmıştır.

Bu gelişmeler üzerine Batı Cephesi Komutanlığı saat 15:00’de 24. Tümen’e, tüm kuvvetleriyle 8 Ocak akşamına kadar Bozüyük doğusuna çekilme emri vermiştir. Tümen, Yeniçepni ve Yürükçepni hattına çekilerek İnönü Mevzii’nin, demiryolu kuzeyindeki bölümünü savunacaktır. Genelkurmay Başkanlığı’nın Batı Cephesi Komutanlığı emrine girmek üzere Ankara’dan gönderdiği 4. Tümen ise Mevzii’in güney bölgesinde savunmaya geçecektir.

Kuzeyde Gökbayrak Taburu saat 12:00’de Derbent’in doğu sırtlarındaki Yunan mevzilerine taarruz etmiştir. Başlangıçta bu sırtları işgal eden tabur, takviyeli Yunan taarruzlarına saat 16:00 sonrasına kadar karşı durmuştur. 24. Tümen’in geri çekilme emri kendisine ulaşan Tabur Komutanı Cemal Bey, Çerkeşli’ye çekilmiştir.

Cephenin güney kesiminde ise öğleden sonra Adalar Tümeni’ne bağlı bazı birlikler ileri harekata devam etmiş, zayıf Kuva-i Milliye müfrezelerini atarak Muratdere’yi işgal edip burada durmuşlardır.

Dokuz Ocak

8-9 Ocak gecesi 24. Tümen birliklerinden bir piyade taburu ile bir süvari bölüğü Yeniköy batısında örtü kuvveti olarak bırakılmış, Tümen’in diğer unsurları Söğüt yönünde çekilmektedir. İnegöl Müfrezesi birlikleri ise İnönü Mevzii’ne çekilmiştir.

Batı Cephesi Komutanlığı’nca Gökbayrak Taburu’na verilen emirde ise, Osmaneli’nin batı kesiminde, güneye cephe alarak mevzilenilmesi ve Yunan birlikleriyle temasın kesilmemesi istenmiştir.

24. Tümen’in çekilen birlikleri saat 06:30 ile 09:30 arasında Söğüt’e ulaşmış, birliklerin yorgun ve bazı erlerin yalınayak olması dolayısıyla mola vermişlerdir.

Yunan İzmir Tümeni’nin öncü unsurları saat 07:30’da ileri harekete geçmiştir. Yeniköy’de artçı kuvvet olarak bırakılmış olan piyade taburu ve süvari bölüğü, saat 12:55'te, ilerleyen Yunan süvarisiyle çatışmaya başlamıştır. Kısa süre sonra Yunan piyadesi de çatışmaya katılmıştır. Çatışmalar, saat 16:00 dolaylarına kadar sürmüş, müfreze, artan baskı sonucu Söğüt yönünde çekilmiştir.

Saat 11:10’da Adalar Tümeni’nin sağ kolu Muratdere - Kovalıca yönünde, Tümen’in asıl kuvvetleri ise Karaköy üzerinden Bozüyük yönünde ilerlemeye başlamıştır. saat 14:00’de İnönü Mevzii ileri kesiminde, İntikam Tepesi ve Zevare Tepesi yönünde Yunan kuvvetleriyle 4. Tümen’in 58. Alayı arasında piyade ateşi başlamıştır. Alay’ın 3. Tabur’u, Karaağaç’ın batısındaki tepeden çekilmiştir. Bu arada cephe hattındaki yeni düzenlemeyle, 4. Tümen’in 58. Alay’ı Akpınar - Kovalıca hattını, 11. Tümen ise Kovalıca - Kandilli hattını savunacaktır.

11. Tümen’in 70. Alay’ından 3. Tabur, Kovalıca’nın batı yanındaki sırtlarda, 1. Tabur ise kuzey batısındaki Taşlıtepe’de mevziye girerek, Karaağaç kuzeyindeki Yunan müfrezesiyle muharebeye başlamıştır.

Karaağaç’ın batısındaki tepeye üç taburluk Türk taarruzu her ne kadar tepeye 500 metre kadar yaklaşmışsa da daha fazla ilerleyememiştir. Saat 16:00 dolaylarında Yunan ileri hareketi durmuş, Yunan birlikleri Alibeydüzü - Bozüyük - Saraycık hattına çekilmiştir. Yunan birliklerinin çekildiği İntikam Tepesi, Türk kuvvetlerince yeniden işgal edilmiştir.

Batı Cephesi Komutanlığı, saat 16:30’da, İnönü Mevzii’nde 4. ve 11. Tümen’lerin, 11. Tümen Komutanı tarafından sevk ve idare edilmesini emretmiştir. Aynı saatte 4. Tümen Komutanı, birliklerinde cephane kalmadığını 11. Tümen Komutanlığı’na rapor etmiştir.

9 Ocak günü çatışmaları, Türk savunma hatlarının güney yarısında gerçekleşmiştir. İzleyen günlerde bu bölgeden geniş kapsamlı bir Yunan taarruzu, Cephe Komutanlığı’nca öngörülmektedir. Ankara Hükümeti’nin düzenli ordu birliklerinde hâlen ciddi donatım sorunları bulunmaktadır. Özellikle giysi konusunda pek çok eksiklik vardır. Örneğin, erattan bir bölümüne postal ya da hiç olmazsa çarık sağlanamamıştır, yalınayak savaşmakta ve yürümektedirler. Piyade silahlarında tektiplilik yoktur, bu yüzden değişik çap ve nitelikte cephane gerekmektedir. Erat, gelen cephane yığını içinden kendi silahına uygun olanı seçip bulmak zorundadır, bu durum da zaman kaybına ve savunmada yetersizliğe yol açmaktadır.

Kütahya kesiminde ise Çerkez Ethem kuvvetlerinden 300 kişilik bir müfreze, 14. Süvari Alayı’na taarruz etmiş ve alayı geri atmıştır. Çerkez Ethem kuvvetlerinin bölgedeki diğer taarruzu ise yöneldiği piyade bölüğü tarafından geri atılmıştır.

On Ocak

Yunan taarruzunun başlamasından, 10 Ocak tarihine kadar olan çatışmalar, Birinci İnönü Muharebesi'nin ön çatışmalarıdır, ilerleyen Yunan kuvvetleriyle Türk örtü kuvveti olan 24. Tümen arasındaki çatışmalardır. 10 Ocak ve izleyen günkü çatışmalar ise, asıl İnönü Mevzii'ndeki Türk kuvvetleriyle gerçekleşmiştir. Birinci İnönü Muharebesi, esas olarak bu iki günkü muharebelerdir.

10 Ocak 1921 sabahı İnönü Mevzii’ndeki Türk kuvvetleri,

24. Tümen. 32. ve 143. Alaylar, 2. Alay’ın 1. Tabur’u
4. Tümen. 58. Alay
11. Tümen. 70., 126. ve 127. Alaylar
Tüm bu birlikler, 6.000 asker, 300 süvari, 50 Makineli tüfek ve 28 toptur. 4. ve 11. tümenler, 11. Tümen komutasında cephenin güney kesimini, Akpınar - Karaağaç - Kandilli bölümünü, 24. Tümen ise kuzey kesimini savunacaktır. Bölgeye gelmekte olan birlikleri ise, 174. Piyade Alayı, bir piyade taburu ve Kütahya’dan sabah saat 05:30’da yola çıkmış olan 2. Süvari Grubu’dur. Toplam olarak 4.000 kişi, 850 tüfek, 8 makineli tüfek ve 700 kılıçtır. Bu kuvvetlerden 2. Süvari Grubu, iki süvari alayından oluşmaktadır. Her Alay, üçer süvari ve birer makineli tüfek bölüğüdür. Toplamda 1.800 savaşçıdır. Yine bu kuvvetlerden 174. Piyade Alayı’nın 1. Taburu, 10 Ocak muharebelerine katılabilmiştir.

Yunan Kuvvetleri , iki piyade tümeni, bir suvari tugayı ve kolordu bağlı birlikleri olmak üzere 18.000-20.000 asker, 200 süvari, 150 ağır Makineli tüfek ve 50 toptur.

Yunan taarruz Planı

Taarruzun kuzey kanadını oluşturan İzmir Tümeni, saat 05:30’da ileri harekata başlayarak Bilecik – Söğüt üzerinden ilerleyecek ve Adalar Tümeni emrine girerek İnönü Mevzii’nin kuzey kanadına taarruz edecektir.

Yunan taarruzu

Yunan kuvvetlerinin 9 Ocak’taki taarruzları, yoklama taarruzları niteliğindeydi. Türk kuvvetleri hakkında gerekli bilgiyi edinen Yunan Üst Komutanlığı, 10 Ocak sabahı saat 06:30’da, her günkünden daha erken bir saatte taarruza geçmiştir. Takviyeli Adalar Tümeni’nin İnönü Mevzii’nin güney kanadında 11 Tümen cephesine taarruzuyla şiddetli bir çatışma başlamıştır. Bölgedeki yoğun sabah sisi, taarruz eden taraf açısından olumlu bir koşul yaratmaktaydı. Bu sis, öğleye kadar, zaman zaman kalkmış, zaman zaman yeniden arazi üzerine çökmüştür. Sis yüzünden Türk topçu bataryaları piyadeyi yeterince destekleyememişlerdir.

Sis, Yunan taarruzunu İntikamtepe’deki Türk müfrezesi için baskın haline getirmiştir. Böylece ilk taarruzda Yunan kuvvetleri bu tepeyi işgal etmişlerdir. İki taburluk Türk karşı taarruzu bir sonuç getirmemiştir. Kovalıca’nın batı sırtlarındaki tabur mevzilerine yönelen Yunan taarruzu ise, karşı taarruzla geri atılmıştır. Saat 10:00 dolaylarında sisin kalkması üzerine Yunan topçusu, İntikam Tepesi’nin her iki yanıda uzanan Türk mevzilerini top ateşi altına almış ve bir tabur kadar Yunan kuvveti Bardanyol Tepesi üzerine taarruza geçmiştir.

Bardanyol Tepesi’ndeki 70. Alay, 1. Tabur’u ile 58. Alay 2. Taburu, buradaki mevziler Türk tarafınca tutulabilmiştir.

Öğleye kadar İnönü Mevzii’nin güney kesiminde çatışmalar yoğun bir şekilde sürmüştür. Batı Cephesi Komutanı Yarbay İnönü, cephenin güney kesiminin sabit hale geldiğine, Yunan taarruzun artık cephenin kuzey yarısına yöneleceğine karar vermiştir. Ona göre asıl tehlike cephenin kuzey yarısındadır. 24. Tümen, bu uzun cepheyi tümüyle örtememiş ve demiryolunun hemen kuzeyinde 2 kilometre genişlikte bir bölge açık kalmıştı. Batı Cephesi Komutanı, Yunan kuvvetlerinin sağ kanadı kuşatmak yönünde hareket halinde olduğunu saptayarak saat 11:45'te tümenlere gereken emirleri vermiştir. Ancak elde yeterince ihtiyat birliği bulunmamaktadır. 174. Alay’ın 1. Taburu, 24. Tümen’in 100 kadar mevcudu kalan Hücum Taburu ve Karargâh Muhafız Süvari Bölüğü, ağızdan verilen emirlerle bölgeye gönderilmiştir. Ayrıca 11. Tümen’e bir emir gönderilerek Yunan kuvvetlerinin Poyra yönünde ilerlediği, Tümen ihtiyatlarının derhal İnönü İstasyonu kuzeyine gönderilmesini emretmiştir.

11. Tümen Komutanı, Tümen Hücum Taburunu, yolda rastladığı Depo Taburunu ve sahra bataryasından bir takım alarak İnönü İstasyonu’nun kuzey batı kesimine hareket etmiştir. Ayrıca Kandilli’de bulunan iki tabura, burada bir bölük bırakarak İnönü yönünde ilerleme emri gönderilmiştir. Komutayı, 4. Tümen komutanı yarbay Nazım Bey üstlenmiştir.

Öğleden hemen sonra Yunan kuvvetleri İnönü Mevzii’nin kuzey kesiminde iki koldan ilerlemeye devam etmişlerdir. Bir kol, daha kuzeyde Teke Tepe sırtlarını işgal ederken diğer kol, Poyra üzerinden İnönü İstasyonu yönünde ilerlemektedir. Saat 13:00 dolaylarında bu kuvvetlerin bir kısmı, Oluklu’nun 1,5 – 2 kilometre batısında 143. Alay’ın 3. Taburu hatlarına taarruz etmiştir. Tabur, Poyra ve Rızapaşa tepelerindeki bataryalardan topçu desteği görmektedir. İsabetli topçu ateşi, Yunan taarruzunu durdurmuştur. İnönü İstasyonu yönünde ilerleyen Yunan kuvvetleri karşısında bölgeye gönderilen kuvvetler zayıf kalmıştır. 11. Tümen Komutanı’nın bizzat komuta ettiği birlikler de henüz mevzilere ulaşamamışlardır.

Bu durumda saat 13:10’da Cephe Komutanlığı’ndan 11. Tümen Komutanlığı’na gelen emirde, Yunan kuvvetlerinin İnönü İstasyonu’nu işgal etmek üzere olduğu, 24. Tümen’le temas kurularak Eskişehir yönünün örtülmesini emretmiştir. 11. Tümen ayrıca 4. Tümen’le de temas kurarak İnönü – Oklubalı hattını tutacaktır. Üç tümene de gönderilen bu genel çekilme emri, 24. Tümen’in diğer unsurlarının mevzilerinde tutunmamaları ve 10 kilometre kadar doğuya ve güneye çekilmişleri üzerine zorunlu olarak alınmıştır. Bunun üzerine Batı Cephesi Komutanı, saat 13:10’da 4. ve 11. tümenlerin de geri çekilmesi emrini vermiştir. Ayrıca Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey, 24. Tümen tarafından boşaltılan bölgeye konuşlanan Yunan topçusunun, 4. ve 11. Tümen mevzilerini ateş altına almak üzere olduğunu görmüştür.

Her iki tümen cephesinde Yunan taarruzu devam ettiği için, çekilme emri uygulanamamıştır. Geri çekilme emrinin uygulanmasına saat 16:00’da başlanmıştır. Yunan kuvvetleri çekilen Türk birliklerini izlememişlerdir. Saat 18:00’de tümenler, İnönü doğusundaki sırtlar gerisinde toplanmıştır. 174. Alay’ın 1. Taburu ise İnönü kuzeyindeki sırtta saat 22:00’ye kadar savunmaya devam etmiştir. Saat 13:10’da gönderilen çekilme emri, 24. Tümen’e ancak saat 17:35'te ulaşmıştır. Bu saate kadar tümen birlikleri Rızapaşa sırtları – Oluklu’nun 1 kilometre doğusu – Poyra doğu sırtları hattında savunmada bulunmaktaydı.

Trikupis: "Savaşın beşinci günü III. Tümen'in sağında savaşa giren X. Tümen, kuvvetli bir baskı karşısında Düzağaç'a çekildi. Türkler daha evvel X. Tümen'in işgal ettiği tepeyi alarak bizi yandan top ateşine tuttu ve o andan itibaren X. Tümen ile irtibat kesildi."

11 Ocak
Batı Cephesi Komutanlığı 10 Ocak akşamı saat 22:30'da verdiği emirde, ordunun Beşkardeş dağı - Zemzemiye - Oklubalı sırtları batısında savunma düzeni alacağını bildirmiştir. Buna göre 24. Tümen cephenin kuzey kesimin, 11. Tümen ise güney kesimini savunacaktır. 4. Tümen, ihtiyatta tutulacaktır. Gece, birliklerin bu yeni emirlere göre mevzi alması ve düzenlenmesiyle geçmiş, herhangi bir çatışma olmamıştır.

11 Ocak sabahı tüm bölgede hava açık ve güneşli olmuştur. Ancak ilerleyen saatlere karşın Yunan kuvvetlerinin bir ileri harekatı olmamıştı. 174. Alay Komutanı, Yunan birliklerinin Oluklu sırtlarına doğru çekildiği yönünde köylülerden bilgi almış, bunu saat 04:30'da 24. Tümen Komutanlığı'na rapor etmişti. Ancak rapor saat 08:35'te komutanlığa ulaşmıştır. Zaten bu alay, emirleri yanlış anlamış ve geri mevzilere çekilmemişti. Dolayısıyla Yunan keşif unsurları en azından bu bölgede Türk kuvvetlerini eski mevzilerinde görmüşlerdi.

Farklı birliklerden gönderilen raporlar da Yunan kuvvetlerinin çekilmekte olduğu yönündedir. Öğle saatlerinde 174. Alay mevzilerinden batarya dürbünüyle 24. Tümen Komutanı'nın gözlemleri de bu durumu açıkça göstermektedir. Alay'ın süvari keşif kolu Akpınar'a kadar ilerlemiş ve Yunan kuvvetine rastlamamıştır.

Öğleden sonraki saatlerde, Batı Cephesi Komutanlığı, Yunan birliklerinin çekilmekte olduğundan artık emindir.

Trikupis: "Altıncı günü, Tümen'in vaziyeti kritik olduğu için, mutlaka lüzumlu olduğuna kanaat getirerek alayların birbirlerini destekleyerek geri çekilmelerini emrettim. Evvela topçu kumandanına, piyadenin çekilişini desteklemesi için birbirini takip edecek topçu mevzilerini tespit etmesini bildirdim. Saat 17'de Türkler, yalnız cepheden değil, fakat sağ kanadımızdan ve bilhassa kuzeyden - daha evvel X. Tümenin çekildiğini söylediğimiz yerden- hücum ederek III. Tümenin arkasını çevirmek istedi. Türklerin geniş bir sahada yaptığı taarruzu durduracak ihtiyat kuvvetimiz olmadığı ve bizim topçu, cephane yokluğundan piyadenin çekilişini destekleyemediği için, daha evvel verdiğim emri tamamlamak üzere bütün tümenin çekilmesi emrini verdim. Geceleyin saat 23 sıralarında Tümen, bizim ile Tükler arasındaki mesafeyi açacak şekilde gerilemeye başladı."

BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI KAYIPLAR

Türk tarafı

  • Ölü: 95
  • Yaralı: 183
  • Tutsak: 211 (Yunan kaynaklarına göre)
  • Toplam: 489

Yunan tarafı (Yunan ordusu tarih araştırma bölümüne göre)

  • Ölü: 51
  • Yaralı: 130
  • Toplam: 181

Trikupis'e göre Yunan kayıpları

105'i Subay olmak üzere 2000. (Kayıpların yaralıları içerip içermediği belirtilmemiş.)
Yunan Askeri Ansiklopedisine göre Yunan kayıpları: 

  • Ölü: 8 subay, 48 er
  • Yaralı: 9 subay, 145 er

BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI SONUÇLARI

Türk tarafı, her ne kadar sürekli geri çekilmiş olsa da, Yunan kuvvetlerinin Eskişehir yönünde ilerlemesini durdurmuş olduklarını ileri sürerek savaşı, kesin bir zafer olarak tanımlamaktadırlar. Yunan tarafı ise, harekatın zaten sınırlı hedefli olduğu ve planlanan hedeflere ulaşıldığı gerekçesiyle bunu reddetmektedirler. Bu tartışmalar günümüzde de sürmektedir.

Savaşı, Türk tarafının zaferi olarak değerlendiren çevrelerde ileri sürülenlerin görüşler temelde, Türk tarafının belirli bir miktar malzeme kaybetmesine, bölgedeki demiryollarının imha edilmiş olmasına karşın, toprak kaybetmediği olgusuna dayanmaktadır. Yunan kuvvetlerinin geri çekilmesinin ise, plan ne olursa olsun, gerek Türk, gerek dünya ve gerekse de Yunan kamuoyunda, Yunan kuvvetlerinin zaferi olarak algılanmadığı ileri sürülmektedir. Çünkü, savaş sonrasında, kazanan tarafın, karşı tarafa iradesini kabul ettirdiği bir antlaşma yoktu.

Savaştan hemen sonra Türk tarafında durum bu şekilde değerlendirilmiş, Ankara'da geniş çaplı kutlamalar yapılmıştır. Gerek Türk kamuoyu, gerekse de Türk Silahlı Kuvvetleri, muharebeleri kesin bir zafer olarak değerlendirmiştir.

TBMM'nin kurmuş olduğu düzenli ordunun Batı Cephesi'ndeki ilk başarısıdır.
TBMM Hükümeti'nin moralinin ve otoritesinin artmasını sağlamıştır. Böylece devlet mekanizması işlemeye başlamış, vergilerin düzenli olarak alınması ve askere alma işlemleri düzen içine girmiştir.
İsmet Paşa, albaylıktan tuğgeneralliğe yükselmiştir.
Bu zafer, yeni Türk devletinin iç durumunu kuvvetlendirmiş ve dıştaki itibarını arttırmıştır. Bunun sonucunda; Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır.
İtilaf Devletleri yeni durumu görüşmek üzere Londra Konferansı'nı düzenlemişler ve TBMM'yi konferansa davet etmişlerdir.
İstiklâl Marşı kabul edilmiştir. (12 Mart 1921)
İtilaf devletlerin Yunanistan'a güveni azalmıştır.
Afganistan ile dostluk antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma TBMM'nin Müslüman bir ülke ile yaptığı ilk antlaşmadır.
Birinci İnönü Muharebesinden sonra Teşkilat-ı Esasiye (İlk Anayasa) ilan edilmiştir.
Birinci İnönü Muharebesi'nin önemini Mustafa Kemal Atatürk bu sözlerle ifade etmiştir:

İç Haberler Haberleri