Biseksüel ne demek? Nedir? Biseksüel olmak ne anlama gelir?

Biseksüel ne demek? Biseksüel olmak ne anlama gelir? Nedir? Ne kadar yaygındır? Biseksüellik bir hastalık mıdır? soruları arama motorlarında sıkça araştırılan konulardan birisidir. Biz de sizler için bu merak edilenleri derledik. İşte detaylar.

Biseksüellik özellikle günümüzde en çok duyfuğumuz kavramlardan birisidir. Bundan dolayı da internette oldukça merak edilip araştırılmaktadır. Peki Biseksüel ne demek? Biseksüel olmak ne anlama gelir? Nedir? Ne kadar yaygındır? Biseksüellik bir hastalık mıdır? Tüm merak edilenler haberimizde.

BİSEKSÜEL NE DEMEK?

Biseksüellik, her iki cinsiyetten olan insanlara karşı cinsel olarak ilgi duyma, ve onlarla duygusal veya cinsel bir ilişki içine girme potansiyelidir. Biseksüel bir kimse hem erkek hem de kadınla birlikte olabilir. Pekçok kimse her iki cinsiyetten kişilerle cinsel etkinlik içine girer, ancak kendilerini biseksüel olarak tanımlamaz. Benzer şekilde, bazı diğer insanlar da yanlızca bir cinsiyet ile cinsel ilişkiye girerler veya hiç cinsel ilişkiye girmezler, ancak yine de kendilerini biseksüel olarak tanımlarlar. Bir kimsenin biseksüel olup olmadığını saptamaya yarayacak bir davranışsal "test" yoktur.

BİSEKSÜELLİK BİR HASTALIK MIDIR?

Biseksüellik ya da eşcinsellik bir hastalık değildir. Çünkü cinsel yönelim bir zihinsel hastalık olarak adlandırılamaz. Günümüzde halen bazı toplumlar ya da aileler eşcinsellik veya  biseksüelliği çok ağır bir ruhsal hastalık olarak görmekte ve tedavi arayışına girmektedir. Eşcinselliğin tedavisi olarak sunulan uygulamalar mevcuttur ancak bu tedaviler gerçekten eşcinsel ya da biseksüel yönelimi olan kişilerde ciddi depresyon, yoğun kaygı, özgüven kaybı hatta intihar eğilimlerine kadar yol açabilmektedir. Eşcinselliğin veya biseksüelliğin bir hastalık olduğu yaklaşımı 40 yıl önce terk edilmiştir. Kişi cinsel kimliğiyle ilgili yoğun bir karmaşa ya da cinsel yönelim kararsızlıkları yaşıyorsa, terapi ancak bu durumda destekleyici ve yol gösterici olabilir. Burada önemli olan, kişinin bu karmaşayı, toplum ve aile baskısından dolayı mı yoksa gerçekten bir seçim yapamamaktan dolayı mı yaşayıp yaşamadığı sorusudur. Terapide bu karmaşanın asıl nedeni bulunmalı, kişinin aile ya da toplumsal baskı olmadan ne istediği, neyin gerçekten onda arzu ya da çekim yarattığı ortaya çıkarılmalıdır.

BİSEKSÜELLİK HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER NELERDİR?

  • Biseksüellik eşcinsellikten daha yaygındır.
  • Biseksüellik kadınlarda daha yaygındır. Ya da kadınlar daha kolay biseksüel olduklarını kabul etmektedir.
  • Biseksüellerin çoğu toplumda reddedilme endişesiyle kimliğini gizlemeyi tercih etmektedir.
  • Eşcinsellik sonrası biseksüel olan ya da biseksüellik sonrası eşcinsel şekilde hayatını devam ettiren çok sayıda kişi vardır. Biseksüellik bazen bir basamak olabilir.
  • Biseksüel olmak, kadına ve erkeğe aynı oranda ilgi duyulacağı anlamına gelmez. Kadına da erkeğe de ilgi duyma potansiyeliniz olduğunu, ama ilgi duyduğunuz iki cinsiyetten birinin daha üstün arzu uyandırabileceğini gösterebilir.

Biseksüelliğin ve  eşcinselliğin oluşumuyla ilgili çok sayıda araştırma mevcuttur. Cinsel kimlik kişinin kendi cinsel kimliğini nasıl algıladığıdır. Eşcinselliğin nasıl tanımlandığı da bu noktada önemlidir, çünkü biseksüel ilişki aslında içinde eşcinsellik barındırır. Eşcinselliğin biyolojik ve hormonal kökenli olduğunu savunan çok sayıda araştırma vardır. İlk görüş eşcinselliğin sebebinin hormonal olduğunu düşünür. İkici görüşe göre ise cinsel kimlik bir seçimdir. Neden olarak sadece hormonal ya da seçim demek yeterli değildir. Çünkü arzu ve çekim gücü içten gelen bir dürtü ve duygudur. Genetik yatkınlık, hormonal bozukluklar, çocukluk döneminde şiddete maruz kalmak, tacize ve tecavüze uğramak, çocuklukta karşı cinsle yaşanmış kötü bir deneyim, ciddi aile sorunları, baba ve otorite figürlerinin çocuğun hayatında var olmaması, çok otoriter bir anne veya babanın varlığı, erkek çocuğu gibi yetiştirilen kız çocukları, kız çocuğu gibi yetiştirilen erkek çocukları, eşcinsel  eğilimleri olan kişilerin model alınması, medyanın eşcinselliği özendirici yayınları, eşcinselliği veya biseksüelliği tetikleyen nedenler arasında sayılabilir. Burada biseksüelliği içine almamızın nedeni, biseksüelliğin, eşcinselliğin bir basamağı ya da eşcinselliğin biseksüelliğin bir basamağı olarak görülmesidir.

BİSEKSÜELLİK NE KADAR YAYGINDIR?

Bu konuda pek az çalışma yapıldığı için, biseksüelliğin ne kadar yaygın olduğunu söylemek kolay değildir; cinsellik hakkındaki çoğu çalışma heteroseksüellik veya homoseksüellik üstüne yoğunlaşmıştır. Kinsey tarafından 1940 ve 1950’lerde yapılan araştırma, [cinsel] etkinlikleri ve ilgilerine dayanarak, kadınların % 15-25 ve erkeklerinse % 33-46 kadarının biseksüel olabileceğini ortaya koymuştur. Biseksüellikler pekçok şekillerde nüfusunun içinde gizlidir. Kültürümüzde, genellikle bir kimsenin (önvarsayılan bir varsayım olarak) ya heteroseksüel ya da (görünüşüne veya davranışsal ip uçlarına dayanarak) homoseksüel olduğu varsayılır. Biseksüellik bu standart kategorilere uymadığı için, sıklıkla ya reddedilir ya da görmezlikten gelinir. Kabul edildiğindeyse, tek [kendi başına] bir kimlikten ziyade “kısmen heteroseksüel kısmen de homoseksüel” [bir kimlik] olarak görülür. Biseksüellik katı cinsel kategorilerin geçerliliğini sorgulamaya açtığı için dünyaya karşı kabul edilmiş olan bakış tarzını tehdit eder, ve farklı cinsellik alanlarının varlıklarının kabul edilmesini cesaretlendirir. Basmakalıplaşmış bir biseksüel görünüş veya davranış biçimi olmadığı için, biseksüellerin genellikle ya heteroseksüel ya da homoseksüel oldukları varsayılmıştır. Bilinçliliği yükseltmek için, biseksüeller kendi gözle görünür topluluklarını oluşturmaya başlamışlardır

BİSEKSÜELLİK VE KİNSEY ÖLÇEĞİ İLİŞKİSİ NEDİR?

Hayvan bilimvi Alfred Kinsey 1940 yılında heteroseksüellikten eşcinselliğe cinsel eğilimin sürecini inceleyen bir ölçek düzenlemiştir. Kinsey Ölçeği (Kinsey Scale) adı verilen bu yapı bireyin cinsel tecrübesini ya da cevabını belli bir süre içerisinde değerlendirmeye yarar. Ölçekte sıfır (0)'dan altı (6)'ya kadar rakamlar bulunur. Sıfır (0) heteroseksüelliği altı (6) ise eşcinselliği tanımlar. İki (2) ve dört (4) arasında kalan bireyler biseksüel olarak kabul edilir. Sosyolog Martin S. Weinberg ve Colin J. Williams prensipte bir (1) ve beş (5) ölçeğinde değerlendirilen kişilerin de biseksüel olduğunu söyler. 

Kinsey Ölçeği konsepti 1978 yılında yayınlanan ''Homosexualities'' yayınından sonra oldukça değişmiştir.

Bireyin heteroseksüel, eşcinsel ya da biseksüel ilgileri nasıl geliştirdiğine dair net bir sebep yoktur. Bazı bilim insanları bu tercihlerin genetik yqa da çevresel sebeplerle oluşabildiğini öne sürer.

Amerikan Pediatri Akademisi cinsel eğilimin tek bir sebeple açıklanamayacağını bunun için genetik, hormon ve çevresel etkileri hesaba katmak gerektiğini belirtir. 

Amerikan Psikoloji Birliği bireyin cinsel eğilimi hakkındaki sebeplerin kişiden kişiye değişebileceğini söyler.

Magnus Hirschfeld, bireyin cinsel eğiliminin anne karnında belirlendiğini açıklar.

Sigmund Freud ise her bireyin aslında biseksüel olduğuna inanır.

Heteroseksüellik, eşcinsellik ve biseksüelliğin beyin yapısı, kromozon, evrim, erkeksileşme, doğum öncesi hormonlar ve cinsel dürtü ile ilgili olduğu da öne sürülür.

CİNSEL YÖNELİM KAVRAMLARI VE ANLAMLARI NELERDİR?

LGBTIQA: “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, İnterseksüel, Queer ve Ally” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltmadır.

Heteroseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak karşı cinse ilgi duyan kadın veya erkektir.

Homoseksüel (Eşcinsel): Duygusal ve/veya cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan kadın veya erkektir.

Lezbiyen: Kadın homoseksüel veya duygusal ve/veya cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan kadındır.

Gey: Erkek homoseksüel veya duygusal ve/veya cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan erkektir.

Biseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak her iki cinse de ilgi duyan kadın veya erkektir.

Aseksüel: Cinselliğe ilgisiz veya isteksiz olan kişidir.

Sapkın Cinsel Yönelim: Duygusal ve/veya cinsel olarak sapkın temalara ve insan olmayan nesnelere ilgi duyan kadın veya erkektir. Kişinin cinsel partnerine ya da kendisine gerçek anlamda acı verdiği, partnerini ya da kendisini aşağılayıcı davranışlarda bulunduğu, cinsel davranışların çocuklara ya da rızası olmayan yetişkinlere yöneltildiği durumları içeren göstermecilik (exhıbıtıonısm), gözetlemecilik (voyeurısaa), pedofili, transvestizm, fetişizm, sadizm ve mazoşizm ve 400’e yakın cinsel sapkınlığa kişiyi yönelten bir cinsel yönelimdir.

Transgender: Türkçedeki travesti ve transseksüel tanımlamalarının her ikisini de kapsayan İngilizce terim.

Transseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak kendisini karşı cinse ait hisseden, karşı cinse benzeme isteği duyan veya karşı cinsten biriymiş gibi hisseden kişidir.

Travesti (Travstizm): Cinsel haz almak için karşı cinsin kıyafetlerini giyen kişi anlamında, genellikle erkekler için kullanılır. Bir cinsel yönelim değildir, travesti kişi herhangi bir cinsel yönelime sahip olabilir. Bu nedenle genellikle eşcinsellikle karıştırılır ancak travestiler heteroseksüel veya homoseksüel olabilirler.

CD (CrossDresser): Karşı cins ile özdeşleşmiş kıyafetleri giyen kimsedir ve çoğunlukla heteroseksüel olan kişilerdir. Kadın ise erkek kıyafetleri, erkek ise kadın kıyafetleri giyen kimsedir. Kavram, kıyafetlerin yanı sıra, karşı cins ile özdeşleşmiş aksesuarları; saç, sakal, bıyık, kaş modellerini ve makyajı da kapsar. Crossdresser kimseler bunu cinsel yönelimlerinin bir sonucu olarak yapabilecekleri gibi; kimliklerini gizlemek, herhangi bir sanat gösterisinde yer almak ya da cinsel bir fetiş olarak da yapabilirler. Crossdresser'in illa erkek olması şart değildir, kadın crossdresser'larda vardır. Ayrıca her crossdresser'in transeksüellikle ilgilisi olmadığı gibi her crossdresser'da gay veya lezbiyen değildir. Kavram İngilizce cross (karşı) ve dress (giyinmek) sözcüklerinden oluşur. İngilizcede ilk olarak, 1911 yılında, Almanca transvestite kelimesine karşılık olarak oluşturulmuştur. Crossdresser sadece giyim yönünden kadını taklit eder, travesti ise cinsel bağlamda da kadını taklit eder, aralarında pek fark yok gibidir ama travestiler cinselliğe daha yatkınlar, CD’ler ise kendilerini kadın yerine koyarak tatmin ederler.

Drag Queen: Abartılı kadın kıyafetleri giyen ve bilinçli olarak bir kadın karikatürü gibi davranan erkektir. Queen sözcüğü İngilizcede eşcinsel erkek anlamına da gelir ve drag queenler genellikle eşcinsel erkeklerdir.

Queer: Heteroseksüellik dışındaki cinsel yönelimleri kapsayan genel terimdir. “Sorgulayan, henüz karar vermemiş, emin olmayan” anlamında kullanılan Questioning kelimesinden gelir.

Ally: Yanında olan, müttefik anlamına gelir. LGBTİQ olmayan ama bu bireyleri destekleyen, onların mücadelesine katılmak isteyen bireyler Ally olarak adlandırılır.

Biyolojik Cinsiyet: Kişinin kadın veya erkek olarak tanımlanan biyolojik özelliklerinin tümüdür. Cinsiyet, insanın biyolojik olarak dişi ya da erkek olmasını belirleyen temel özellikleri tanımlar. Cinsiyet kimliğinin ilk tohumları biyolojik olarak döllenme sürecinde atılır. Kişi doğduğu anda bedensel cinsiyeti bellidir yani bütün çocuklar dişi ya da erkek cinsel organları ile doğarlar. Çok nadir olarak, hem kız hem erkek organına sahip olarak doğanlar olabilir. Cinsiyet kimliği; kromozomları, dış genital organları, iç genital organları, hormonsal yapıyı ve ikincil seks özelliklerini içeren kişinin biyolojik cinsel özellikleridir.

İnterseksüel: Her iki cinse ait dış genital organlar ya da iç üreme sistemleri ile doğan kişidir. Erkek ya da kadın olmayan, arada ya da o ikisinin çok dışında kalan bireyleri temsil eder.

Cinsel Rol (Gender Role - Toplumsal Cinsiyet): “Erkeksi roller ve kadınsı roller” olarak bilinen kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen özellikler, kültürel değerler, tutumlar, roller ve sorumlulukların tümüdür. Sosyal öğrenme kuramına göre cinsiyet rolünü öğrenme, ilk çocukluktan başlayan ve yaşam boyunca süren bir süreçtir. Çocuklar kız veya erkek davranışları ödüllendirildiğinde, cezalandırıldığında ve erkeksi/kadınsı davranış modellerini gözlediklerinde cinsel rollerini öğrenirler. Yani çocuk cinsiyeti ile ilgili farklılıkları gözlem ve deneyimleri ile öğrenmektedir. Erkeksi roller; “kontrol”, “genital olarak sekse odaklaşma”, “nesnelleştirme, fiksasyon ve fethetme”, “performans ve sonuç”, “erotizm”, “arzulama” ve “eril enerjinin dışa vurumu” şeklinde gelişirken, kadınsı roller ise; “teslimiyet”, “genelleşmiş tensel haz”, “aşk veya romantik bağlılık”, “hissetmek ve süreç”, “romantizm”, “arzulanma” ve “dişi enerjinin dışa vurumu” şeklinde gelişir.

Hayat ve Yaşam Haberleri