Fazla tuzlu beslenme sistemik kan basıncını ve böbrek hücreleri içindeki basıncı artırıyor. Damarlarda artan basınç da damarların büzülmesine yol açıyor. Bu da kalp yetmezliği ve kalp krizi için risk yaratıyor.
Prof. Dr. Sedat Üstündağ, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de 18 yaş üzeri erişkin bireylerde hipertansif hasta oranının yüzde 30, kronik böbrek hastalığı olanların oranının da yüzde 16 olduğunu, her iki hastalığın da ileri yaşlarda daha da yaygınlaştığını belirtti.
Türkiye'de 50-60 yaş aralığı dikkate alındığında toplumun yaklaşık yüzde 54'ünün hipertansiyon, yüzde 20’sinin ise kronik böbrek hastalığından muzdarip olduğunu aktaran Üstündağ, yeni tip corona virüsün kronik hastalığı olanlarda daha ağır seyrettiğini kaydetti.
Sağlık Bakanlığının açıkladığı önlemler dışında özellikle hipertansiyon ve böbrek hastalarının tuz kullanımına çok dikkat etmesi gerektiğini anlatan Üstündağ, şu ifadeleri kullandı;
"Eğer tuz kaybettiren bir hastalıkları yoksa, hipertansiyon ve kronik böbrek hastalarına evde bulundukları bu dönemde de tuz tüketimine mutlaka dikkat etmelerini tavsiye ediyorum.
Biliyorsunuz böbreklerimiz bir günde en fazla 5 gram sofra tuzunu uzaklaştırabiliyor ama ülkemizde günlük diyetimizle bir günde ortalama 15 gram tuz tüketiyoruz.
Tuzu aşırı tüketirsek kan basıncımız düzene girmez, kan basıncı kontrol altında değilse bu kez böbrek hastalığımız çok hızlı ilerleyebilir."
Üstündağ, ince bir dilim ekmekte 200 miligram, bazı peynirlerin 100 gramında 5 gram, parmesan peynirin 100 gramında yaklaşık 20 gram tuz bulunduğunu belirterek, "Kronik böbrek hastalığı veya hipertansiyonu olan hastalara önerim, lütfen evde kaldığınız şu günlerde mümkün olduğunca işlenmemiş gıdaları tercih edin, yemek pişirirken veya sofrada tuz ilavesi yapmayın." uyarısında bulundu.