"Quasimodo Sendromu" ya da bilinen bir diğer adıyla "Beden Dismorfik Bozukluğu", kişinin kendisini kusurlu olarak görmesi, bunları ciddi bir şekilde takıntı haline getirmesi durumudur.
Kişi, aslında kendisinde hiç bulunmayan kusurları hayali olarak görür ve bunları gereksiz yere takıntı haline getirir. Sürekli olmayan ama gözüne varmış gibi görünen kusurlarını düşünür ve tüm yaşamını etkiler.
Bu rahatsızlık ilk defa 1886’da İtalyan Psikiyatr Enrico Morelli tarafından tespit edilmiştir. Adı da Victor Hugo’nun Notre Dame’in Kamburu eserindeki Quasimodo karakterinden gelmektedir.
Bu sendroma yakalanan kişiler kendileriyle asla barışık olmaz, aynaya baktıklarında çok çirkin hissederler. Kendilerini o kadar beğenmezler ki, sosyallikten uzaklaşmayı tercih ederler. Bu kusurlar çoğunlukla yüz bölgesinde hayal edilir.
Kişi sürekli olarak aynaya bakarak kendini inceler, görünüşünün ne kadar kötü olduğunu düşünür. Çoğunlukla ergenlik çağında başlar ve 15-20 yaşları arasında teşhis edilebilir bir hale gelir.Birey sürekli olarak kusurlu bulduğu bölgeleri insanlara teyit ettirme gereksiniminde bulunur. İnsanlardan fikir alarak onları bunaltırlar. Günlerinin büyük bir kısmını kendilerini incelemek için ayırırlar.
Çirkin olduklarını düşündükleri için giyecek kıyafetlere karar vermek, saçlarını ya da makyajlarını nasıl yapacaklarına karar vermek onlar için zordur. Başkalarının da onları çirkin bulduklarını düşünürler.
.
Sürekli estetik yaptırma gereksinimi hissederler, estetik bağımlısı olabilirler. Fakat bu rahatsızlıkları tedavi edilmediği sürece kendilerini beğenmemeye devam ederler.
Aşırı derecede takıntılı bir ruh haline sürükleyen bu sendrom, sosyofobi, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyona da yol açtığı gibi intihara kadar sürükleyebilir.