Her hangi bir devletin Devlet işlerliğinde en önemli yapı, o işlerliği insan gücü olarak sağlayan bürokratik yapıdır. Siyasal rejimi ne olursa olsun her devletin o rejiminin işlerliğini sağlayan bu yapı, yıllarını bu devletin değişik kademelerinde çalışıp, pişmiş, olgunlaşmış insanların oluşturduğu bir yapıdır. Şayet devlet sosyalistse en büyük sosyalist bunlardır; mesela Çin, Kuzey Kore. Şayet devlet şeriat devletiyse en büyük şeriatçi bunlardır, mesela İsrail.
Adına demokrasi denen, sözde halkın kendini kimin/nasıl yöneteceğine kendisinin karar verdiği söylenen rejimlerde cephenin önünde olan, başarı veya başarısızlık durumunda sandığa giderek seçmene hesap vermek durumunda olan siyasal sorumlulardır. Bu sorumlular, devletin işlerliği konusunda da bürokratik yapının da amiri durumundadırlar. Ne var ki, bizim gibi altında koltuk olan herkesin kendini devlet olarak gördüğü ülkelerde durum hiç de siyasilerin amirliğine işaret etmemektedir.
Evet, görüntüde/hiyerarşide durum öyledir ama icraatta ortaya çıkan hiç de öyle değildir. Bunun en önemli nedeni zamanında ehliyetsiz seçilmişlerin getirildiği makamlardır. Hatta bunların içinde öyleleri vardır ki, bunlar atandıkları görevi o göreve başladıktan sonra kendi astları olan bürokratlarından öğrenmişlerdir. Düşünsenize bir bakanlığa atanıyorsunuz ama o bakanlık hakkında isminden başka hiç bir bilginiz yok. Haliyle işinizi görünüşte emrinizin altında olan ama gerçekte yılların hizmeti ve donanımıyla sizin esas duruşa geçmeniz gereken insandan öğreniyorsunuz. İşte bu durum, sonuçta bu tip bürokratların vesayetinin kapısını aralıyor. Yıllar önce bir bakanın müsteşarının bakanın emri olan işleri yapmadığını gerekçe olarak da şu cümleyi kurduğunu duymuştum: "Yakında hükümet düşer, o da çeker gider, biz yine buradayız."
Yaşadığımız siyasal sistem değişikliği bürokratik vesayeti kısa zamanda yok edecek ve ülke hantal yapısından kurtulup daha hızlı kararların alındığı, işlerin savsaklanmadığı bir noktaya kısa zamanda gelecek diye ümit ediyorduk ki, yetkili bir ağızdan, "Bakan Bey'in bürokratlarını ikna edebilirsek cümlesi" haydaaa hala mı? dedirtti.
Evet, zordur bürokratik vesayeti yıkmak. Bürokratlarımıza da haksızlık etmeyelim, "Devlet benim" diyecek kadar devlette çalışmakta kolay bir iş değil hani... Sıradan bir adamı tuvalet nöbetçisi yapıyorsun, iki günde öyle bir havaya giriyor ki, istersen altına yap, işetmedi mi işetmiyor.