Bursa iftar vakti 2020 ne zaman 29 Nisan? İftara kalan süre ne kadar?

Bursa iftar vakti 2020 ne zaman 29 Nisan Çarşamba? İftara kaç saat kaldı? İftara kalan süre ne kadar? soruları Ramazan ayında iftarı bekleyen Bursalılar tarafından araştırılmaya başlandı. Biz de sizler için bu soruların cevaplarını araştırdık. İşte detaylar.

11 ayın sultanı bu sene de bizleri şereflendirdi. Ramazan ayında oruç tutan ve iftar için saatleri gözleyen illerimizden birisi de Bursa. Bursalılar internette merakla iftar saatini merak etmeye başladı. Peki Bursa iftar vakti 2020 ne zaman 29 Nisan Çarşamba? İftara kaç saat kaldı? İftara kalan süre ne kadar? Tüm merak edilenler haberimizde.

BURSA İFTAR VAKTİ 2020 NE ZAMAN 29 NİSAN?

Bursa iftar saati 29 Nisan: 20:03

ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Oruç tutan bir insanın diğer günlere göre daha dikkatli davranması gerekir. Çünkü kişi aç ve susuz olduğu için çabuk sinirlenebilir.

Bundan dolayı kişinin kendisini sinirlendirecek hareketlerden, ortamlardan uzak durması gerekir. Keza orucun sevabını götürebilir. Günahlardan uzak durulması gerekir, kızmamak, aynı şekilde insanları kızdırmayacak davranışlarda bulunmamak gerekir.

Mümkün olduğu kadar sevap olan işler ve ibadetler yapılmalıdır. Bunlar oruçlu olan insanın yapması doğru olan davranışlardır. Keza insanın orucunu bozacak şeylerden uzak durmak, onu çağrıştıranlardan da uzak durmak gerekir.

Şehevi arzulardan, bunu çağrıştıran filmlerden, dizilerden uzak durulmalıdır. Bunlardan uzak durulursa orucun sevabı daha çok alınmış olur.

ORUÇ TUTMANIN ÖNEMİ NEDİR?

Oruç, nefsin isteklerinden iradî olarak uzak durma olması yönüyle bir irade eğitimine, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de bir sabır eğitimine dönüşmektedir. İnsanın hayatta başarılı olabilmesi için irade hâkimiyeti ve güçlükler karşısında dayanabilme gücü de önemli bir role sahiptir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur. Bu orucun değişik biçimlerde de olsa hemen bütün din ve kültürlerde riyâzet ve mücâhede yolu olarak mevcut olmasını da açıklar.

Toplumsal hayatta huzursuzluklara yol açan taşkınlıklar, büyük ölçüde insanın hayvanî yönünü tatmin eden maddî zevklere düşkünlükten kaynaklanır. Maddî zevk deyince de akla, yeme içme ve cinsel ilişki gibi zevkler gelir. İşte oruç, insanı maddî zevk ve şehvetler peşinde koşturan, dolayısıyla da, Allah'ın haklarına riayet edemediği için kendisine zulmetmesine, insanların haklarına riayet edemediği için onlara zulmetmesine sebep olan nefs-i emmâreyi teskin etmenin de bir ilâcı, aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir. Oruç, yoksulların durumunu daha iyi anlamaya, dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde çaba sarfetmeye de vesile olur. "Tok, açın halinden anlamaz" atasözü de bunu ifade eder. Orucun, dinimizde önemli bir yeri olan sabır konusuyla irtibatı da burada hatırlanmalıdır.

"Namaz ve sabırla yardım isteyin" (el-Bakara 2/153) ve "Sabredenlere ecirleri hesapsız olarak tastamam verilir" (ez-Zümer 39/10) gibi âyetler, "Oruç sabrın yarısıdır" (Tirmizî, "Da'avât", 86) diyen ve orucun Allah için olup mükafâtını da kendisinin hesapsız olarak vereceğini bildiren hadislerin ortak anlamı, orucun sabır boyutunu ve bunun fazilet ve sevabının yüksekliğini anlatır. Bütün bunlara ilâveten orucun sağlık açısından pek çok yararları bulunduğu da uzman hekimler tarafından ifade edilmektedir. Ramazan orucu zahiren bakıldığında, bir yıl boyunca çalışan vücut makinesinin dinlenmeye ve bakıma alınması gibidir.

RAMAZAN AYININ ÖNEMİ NEDİR?

Ramazan ayı, ay takvimine (aya göre hesaplanan) göre, dokuzuncu ayın adıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. Çünkü kutsal kitabımız Kur'an bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Kur'an'da bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen "kadir gecesi" yine bu ay içinde kutlanır. Ayrıca İslam'ın temel ibadetlerinden olan oruç da bu ayda tutulur. Bu nedenle Ramazan ayı, Müslümanlar için en kutsal aydır ve ona "on bir ayın sultanı" denilmiştir.

Ramazan ayını değerli kılan nedenlerden birisi, Kutsal kitabımız olan Kur'an'ın bu ayda indirilmiş olmasıdır. Yüce Allah Kur'an'da " Ramazan ayı insanları kurtuluş yolan götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an'ın indiği aydır. "(Bakara suresi, ayet 185) buyurmuştur. 

Kur'an', Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiştir. Bu nedenle Kur'an insan için hayati değer taşır. Kur'an okumak bir ibadettir. Peygamberimiz Allah'ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur'an'ı çok okumayı teşvik etmiştir.

Müslümanlar, ramazan ayında Kur'an okumaya her zamankinden daha çok özen gösterirler. Bunun için evlerde veya camilerde bir araya gelerek, her gün Kur'an'dan yirmi sayfa okurlar. Ramazan ayının sonuna gelindiğin de ise Kur'an'ı baştan sona bir kez okumuş olurlar. Buna hatim denir. Daha sonra hatim duası yapılır. Müslümanlar yüzyıllar boyu bu geleneği devam ettirmişlerdir.

Ramazan ayını önemli kılan etkenlerden biri de, dinimizin temel ibadetlerinden olan orucun bu ay içinde tutulmasıdır. Yüce Allah Kur'an'da "…Kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun" (Bakara suresi, 185. ayet) buyurarak, ramazan ayında oruç tutulmasını emretmektedir. Bu nedenle Müslümanlar ramazan ayı boyunca oruç tutarlar.
Ramazan ayı oruç, ibadet ve sabır ayıdır. Allah'ın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı aydır. Sevgili Peygamberimiz, ramazan ayında içtenlikle yapılan dua, ibadet ve iyiliklerin Allah katında daha değerli olacağını bildirmiştir.

İFTARDA NASIL BESLENMELİDİR?

On bir Ayın Sultanı Ramazan ayına günler kala Eyüpsultan Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü beslenme ve diyet uzmanı Şeyda Demirçelik, Ramazan Ayında nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bilgi verdi. Şeyda Demirçelik, ” Üç ana öğün ve birkaç ara öğün şeklinde önerilen beslenme düzeni yerini 2 ana öğüne bırakmaktadır. Öğün saatlerinin geç olması ve gece metabolizma hızının düşmesi öğünlerde tüketilen besinlerin vücutta yağ olarak depo edilmesine neden olmakta ve bu da istenmeyen kilo artışlarına sebebiyet verebilmektedir” dedi.

Demirçelik, “Uzun süren açlık sonrası kan şekerinin düşmesi sonucu hızlı ve çok fazla miktarda yemeye eğilim olmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için oruç 2 bardak ılık su 1-2 adet hurma ile açılmalıdır. 1 kase çorba ve avuç içi büyüklüğünde pide ile yemeğe devam edilmeli, sonrasında 15-20 dakika ara verilmelidir. Unutulmamalıdır ki beyne tokluk sinyali 15-20 dakikada ulaşmaktadır. Ardından ana yemeğe geçilmeli, lokmaları yavaş ve iyi çiğneyerek yemeye dikkat edilmelidir. İftarda; ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleriyle hazırlanmış et, tavuk veya zeytinyağlı sebze yemekleri, etli sebze yemekleri, kuru baklagilleri tercih etmeli, ağır hamur işleri, kızartma, kavurma, yağda kızartılmış şerbetli hamur tatlılarından uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu.

Demirçelik, “İftar ve sahur arasındaki zaman diliminde öncelikle yeterli su tüketimi sağlanmalıdır. Metabolizmayı hızlandıran ve yağ yakımına destek olan yeşil çay 1-2 fincan tüketilebilir. Hamur işleri ve şerbetli tatlılar yerine, lif içeriği yüksek taze meyveler, yoğurt gibi probiyotik ürünler, kan şekerini dengeleyen ve tokluk hissi sağlayan yulaf ve çiğ fındık, ceviz, badem gibi sağlıklı besinlerden oluşan bir ara öğün daha sağlıklı bir seçim olacak ve kilo kontrolünün sağlanmasına yardımcı olacaktır” dedi.

Gündem Haberleri