Caferiyye mezhebinde hükümlere ulaşmada kaynak olarak kullanılan sünnet malzemesinin Sünnilerden farklı olup, masum kabul edilen imamların hadislerinin de kaynak değeri taşıması, icma anlayışındaki farklılık, kıyasın delil olarak kabul edilmemesi ve akıl delili gibi usul konularındaki ayrılıklar, füruda farklı sonuçlara varılması sonucunu doğurmuştur.
Ehl-i Sünnetle, Caferiyye arasında cidii yakınlıklar görülmektedir. Caferî alim M. Cevad Mağniye el-Fıkh ale’l-mezâhibi’l-hamse isimli eserinde Caferiyye mezhebinin fıkhî görüşlerinin genellikle dört ana Sünnî mezhepten biriyle örtüştüğüne dikkat çekmiştir. Caferiyye mezhebinin Ehli sünnet fıkıh mezheplerinden ayrıldığı temel fıkhî meseleler şu şekilde sayılabilir:
1- Abdestte ayakların üst kısmını bileklere kadar mesh etmek abdestin farzlarındandır. Abdestte ayakları yıkamak caiz olmadığı gibi mestler üzerine yapılan meshde geçerli değildir.
2- Daha yıkanmamış ve soğumuş ölüye dokunmak gusül abdesti almayı gerektirir.
3- Secde sadece yeryüzü cinsinden olan şeylerle, yerin bitirdiği ancak yenmeyen şeylerin üzerine yapılabilir. Yenilen ve giyilen şeylerle, altın, gümüş, akik, firuze gibi şeylerin üzerine secde edilmez.
4- Ezanda “Hayye ale’l-felâh”tan sonra “Hayye ale’l-hayri’l-amel” cümlesinin eklenmesi gereklidir; zira bu ezanın bir parçasıdır. “Eşhedü enne Aliyyen Veliyyullah” cümlesi ise ezan metninin parçası olmamakla birlikte, şehadet cümlelerinden sonra okunması müstehaptır.
5- Namazda kasıtlı olarak elleri bağlamak namazı bozar.
6- Para ve sikke halinde basılmamış altın ve gümüş zekata tabi değildir.
7- Ticaret mallarından elde edilen kârdan humus (kazancın beşte biri) verilir.
8- Müt’a nikahı caizdir.
9- Erkek, hanımının halası veya teyzesini rızalarını almak koşuluyla aynı nikahta bir araya getirebilir.
İki şahit huzurunda yapılmayan boşamalar geçerli değildir
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı