Mazeretsiz olarak oruç tutmayanlar büyük günah işlemiş olurlar. Zira Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur; “Bir kimse, Allah’ın tanıdığı bir ruhsat olmadan, ramazanda bir gün orucunu tutmazsa, bütün yılın orucu o günün yerini tutmaz. ” (Ebû Dâvud, Savm, 38; Ayrıca bkz. Buharî, Savm, 29)
Ailesinin rızkını temin etmek için ağır işlerde çalışmak zorunda olup da, oruç tutmaları sağlığına zarar verenlerin o günlerde oruç tutmayıp, daha sonra kaza edebilecekleri, kaza etme imkânlarının olmaması durumunda her gün için bir fidye vermeleri yolunda görüşler vardır (İbn Âbidin, Reddu’l-Muhtâr, Mısır 1966, II, 420). Çok ağır olmayan günlük işlerde çalışmak, orucu terk için özür sayılmaz. Kur’an-1 Kerîm’de şöyle buyurulur:
“Öyle erkekler vardır ki, onları ne bir ticaret, ne bir alış¬veriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar. ” (Nûr, 24/37). Unutulmamalıdır ki, Hz. Peygamber (s.a.s.) Arabistan sıcağında yazın uzun günlerinde de oruç tutmuş, orucunu terk etmemiştir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı