Türkiye'nin en büyük adası konumundaki Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde lavanta üretimiyle ilgilenen Dr. Hakan Eyi, hasat döneminde işçi bulmakta zorluk çekince kendi hasat makinesini yaptı.
Gökçeada Devlet Hastanesinde 19 yıldır görev yapan Uzman Dr. Hakan Eyi, 6 yıl önce lavanta konusunda araştırma yapmaya başladı.
Adanın özgün koşullarına uygun tarım arayışındayken, lavanta tarımının daha uygun olduğunu belirleyen Eyi, Şirinköy'deki üretim alanını her geçen yıl genişleterek 30 dekara ulaştırdı.
Adanın zorlu koşulları nedeniyle hasat için işçi bulmakta güçlük çeken Hakan Eyi, yurt dışındaki örneklerden de yola çıkarak tasarladığı makineyi iki ustasıyla 14 ayda hasada uygun hale getirdi.
Dizel bir motor üzerine yapılan 4 tekerlekli araca, lavanta kesimi için bıçaklar ile hasat edilen ürünlerin toplandığı bant yerleştirerek işçilikten ve zamandan tasarruf eden Eyi, elde ettiği ürünleri hediyelik eşya ve sabun olarak değerlendiriyor.
Gökçeada'nın doğal güzelliklerinin yanı sıra özellikle tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi için çok uygun bir alan olduğunu ancak bitkilerin hasadı konusunda işçi sıkıntısı çekildiğini belirten Eyi, "Yurt dışında lavanta hasadı için bazı makineler var ancak bunların Türkiye'ye getirilmesi büyük maliyet. Ben bir doktorum ve lavanta bizim için bir hobi. Bu maddi yükü karşılamam imkansızdı. Ben de bunu biz yapamaz mıyız diye düşündüm ve sonuç gayet başarılı. 14 ayda kendi hasat makinemizi geliştirdik. Çok şükür hasat yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Sonuç güzel." dedi
Eyi, hasat döneminde lavantanın belirli bir sürede bitirilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Yağın uçmaması ve maksimum seviyeye ulaştığında en iyi verimi alabilmeniz için doğru sürede ve hızlıca bir hasat gerekiyor. Biçilen lavantanın kazana uygun zamanda yetişmesi lazım. Hepsi bir zincirin halkası aslında. İşçi bulamayınca, bulduğumuz işçiyi bu tempoda çalıştıramayınca, sayımız eksik olunca çok sıkıntılar yaşadık.
Tabii araştırma yaptık İtalya'da, Bulgaristan'da ve Fransa'da bulduk. Lavanta biçme makinesi yapmışlar. Ama son derece teknolojik ve pahalı makineler bunlar. Bizim bunu kendi başımıza getirmemiz çok zordu. Biz de kendimiz yapmaya karar verdik.
Akıl yürüttük, makineyi tarlaya sokup defalarca test yaptık. Olmadı bir daha söktük, ustalarla akıl yürüttük. Her defasında bir eksiğini saptadık, bir başka parça ekleyerek devam ettik. 14 ayda aynı doktorluk yaptığım gibi makinecilik de yaparak bu işi bitirdik çok şükür. Bu sürenin sonunda artık lavanta biçer duruma geldik." dedi.