Polemikleri ve açıklamalarıyla gündeme gelen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu skandal bir olayla gündeme geldi. İnternet ortamında düzenlenen Taksim Toplantıları'nın onur konuğu olan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Mustafa Kemal Atatürk yerine "Gazi Mustafa Kemal” ifadesini kullandı. Bunun üzerine Eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, Kaftancıoğlu’na “Atatürk adını kullanmamak tercihiniz mi?” sorusunu yöneltti. Kaftancıoğlu bu soruya “Kişilerin isimlerinden söz ederken, belirli alışkanlıklarla bunların özel atıflarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek, kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum” yanıtını verdi.
ÇOK SAYIDA CHP'Lİ TEPKİ GÖSTERDİ
Kaftancıoğlu'nun ifadesine çok sayıda CHP'li sosyal medyadan tepki gösterdi. İşte o tepkiler:
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafını paylaşarak,"Partimizin bir il başkanı Atatürk demeyi tercih etmezmiş. Millet gönlüne koyup haykırdıktan sonra sen demesen ne yazar. Ama unutma burası CHP.Kafası karışık olanlar iyi bilsin, bu partide 10 Aralık’tan önce 29 Ekim gelir. Mustafa Kemal’in askerleriyiz!" ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine çok sayıda CHP'li Kaftancıoğlu'na sert tepki gösterdi. Gelen tepkiler üzerine Kaftancıoğlu Twitter hesabından yazılı bir açıklama yaptı.
Kaftancıoğlu açıklamasında,"Ülkemizde bugün yoksulluk, adaletsizlik, işsizlik gibi derinleşen sorunlar var. Demokrasiyi askıya, anayasayı rafa kaldıran tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği derin bir krizle mücadele ediyoruz. Gece gündüz çalışarak sahici gündemimiz olan halkımızın sorunlarına ve örgütümüze odaklanarak, İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar parolasıyla mücadeleye devam ediyoruz. Çünkü bizim Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak gibi olmazsa olmaz sorumluluklarımız ve hedeflerimiz var." ifadelerini kullandı.
"AÇIKLAMA YAPMA İHTİYACI HİSSETTİM"
"Ülkemiz ve halkımız adına böyle zor zamanlarda gündem dışı bir meseleyle ilgili konuşmak zorunda kalmaktan rahatsız olsam da yazarına değil ancak hakikate saygı gereği bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim." diyen Kaftancıoğlu," Partimizin 97. kuruluş yıl dönümüne denk gelen 9 Eylül akşamı ülkemizin kıymetli demokrasi buluşmalarından olan Taksim Toplantılarına konuşmacı olarak katıldım. “Türk siyasetinde örgütün yeri ve seçim güvenliği” başlığı altında, sahici gündemimize dair verimli bir toplantı gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Kapalı olduğu ifade edilen soru cevap bölümünde ise kıymetli isimlerle pek çok konuya dair fikir alışverişinde bulunduk.Toplantının bir bölümünde şahsıma yöneltilen bir soru üzerinden Sözcü Gazetesi’nde Serpil Yılmaz’ın kaleme aldığı metin, hem partime, örgütümüze hem de toplantıya görüş, öneri ve sorularıyla katılan çok değerli isimlere büyük bir haksızlık içermektedir." ifadelerini kullandı.
"ŞAHSIMA YÖNELİK İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONU YAPILDIĞINI GÖRDÜM"
Kaftancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplantıda Uluç Gürkan moderasyonu gerçekleştiren Av. Osman Bey aracılığıyla konuşmam boyunca iki kez Gazi Mustafa Kemal ifadesini kullandığımı ve bunun özel bir nedeni olup olmadığını merak ettiğini sormuştur. Yanıtımda ise özet olarak kişilerin kavramların kategorize edilerek ayrışmanın bir unsuru yapılmasını doğru bulmadığımı ve alışkanlığım gereği bu şekilde kullanıyor olduğumu ve kendimi yakın hissettiğimi ifade ettim. Toplantıyla ilgili bugün Sözcü Gazetesi’nde Serpil Yılmaz’ın hazırladığı bir metinde ise şahsıma yönelik bir itibarsızlaştırma operasyonu yapıldığını gördüm. Evet söylediklerim yazılmış ancak devamında yapılan yorumlarla farklı bir noktaya daha doğrusu çekilmek istenen noktaya getirilmiş bir yazı vardı.
Aynen cümlesinin yarısını manşete taşıyarak ve ses kayıtlarında da asıl önemli olanın cümlenin devamı olduğunu gören ancak göstermek istemeyenler tarafından Fazıl Say röportajında yapıldığı gibi..."
SERPİL YILMAZ'A YÜKLENDİ
Kaftancıoğlu,"Söylediklerimi ve söylemediklerimi çarpıtmanın da tek başına yeterli olmayacağı düşünülerek bir “bilirkişi” olarak görüşüne başvurulan kişinin bana dair verdiği “CHP’ye üye bile olmaması gerekir” hükmü “habere” eklenmiş. Bu “haber” aslında “gazetecilik nasıl yapılmamalı” konusunda dersler barındırıyor. Keşke Serpil Yılmaz, toplantıyı daha dikkatli dinleyerek kurtuluş mücadelesini ve devamında Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma devriminin nasıl başarıldığını toplantıda da aynı günkü konuşmasını birkaç kez referans gösterdiğim Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu zahmet edip dinleyebilseydi eğer şahsımın ve partimin Atatürk’e ve Cumhuriyet'e olan bakışını daha iyi idrak edebilirdi." dedi.
Kaftancıoğlu şunları kaydetti:
"Söz konusu yazının yayımlanmasıyla birlikte bugün sosyal medya üzerinden hakaret, küfür ve tehditlerle şahsıma saldıranlar, bu haberin yazılmasındaki asıl dert ve niyetin ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz, devam eden ve planladığımız onlarca siyasal çalışmaya tek bir satır dahi ayırmadan şahsımı hedef haline getirmek için kaleme alınan bu yazıyla ilgili kanaati vatandaşımıza, örgütümüze bırakıyorum. Söz konusu yazıyı, toplantıda görüş, öneri ve sorularıyla ülkemizin geleceği için ortaya katkı sunan çok değerli katılımcıların takdirine bırakıyorum."
"MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü SAHİPLENMEYE DEVAM EDECEĞİM"
Kaftancıoğlu açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Şahsımı, Kenan Evren’in sözde Atatürkçülüğü’nden ayrıştırma çabamı bazıları anlamamazlıktan gelebilir ama başta CHP’liler olmak üzere halkımız beni de partimi de gayet iyi anlamaktadır. Atatürk’ü statik, donmuş yorumlara hapseden cuntacılara ve bugünün idealar dünyasındaki şaşkınlara karşı; hep ileriye bakan, aklı, bilimi ve devrimciliği öne çıkaran dinamik Mustafa Kemal Atatürk’ü sahiplenmeye devam edeceğim.
Varsın hiçbir üretimi olmayan, 83 milyonun ortak değerlerini yüzyıllarca sömüreceği mirası sanan ve aslında Atatürk’ü anlamayı değil daima “kullanmayı” tercih eden birileri bundan rahatsızlık duysun.
Hakikate saygım gereği toplantının ses kayıtlarının toplantıyı düzenleyenlerde olduğunu hatırlatmayı görev sayarım. Hatırlamak isterim ki bugün fikri hür, irfanı hür kuşaklar, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak maratonda koşmaktan başka bir onura, makama ihtiyaç duymazlar."