Cemaatin çoğalması için cuma namazı geciktirilebilir mi?

Namazların vakitleri Cebrâîl (a.s.) vasıtasıyla Hz. Peygamber’e öğretilmiştir. Cebrâil gelerek namazı bir defa ilk vakitlerinde, bir defa da son vakitlerinde kıldırarak namazın vakitlerini göstermiş ve “İşte bu iki vakit arasında geçen süreler, namazların

Hz. Peygamber (s.a.s.) de ashabına bu vakitleri bizzat uygulayarak göstermiştir (Tirmizî, Salât, 1; Ebû Dâvûd, Salât, 2; Nesâî, Mevâkît, 10). Cuma namazının vakti, öğle namazının vaktidir (Mevsılî, el-İhtiyar, I, 82). Cuma namazı bu vakit içinde kılındığı takdirde geçerli olur. Namazların vaktin başlangıcında kılınması daha faziletli olmakla birlikte, daha çok cemaatin katılımını sağlamak amacıyla biraz geciktirilmesinde sakınca yoktur.
Buna göre, cemaatin durumu veya mesai saatleri dikkate alınarak cuma namazının, cemaatin en çok iştirak edilebileceği saatte kıldırılması caizdir, hatta bunun daha uygun olacağı söylenebilir.

İşyeri ve apartman altındaki mescitlerde cuma namazı kılınabilir mi?

Girmek isteyen her Müslümana açık olmak ve ilgili merciden izin alınmak kaydı ile işyeri ve apartmanların namaz için ayrılan bölümlerinde Cuma namazı kılınabilir.
Cuma günü ve cuma vakti çalışmanın ve bu vakitte elde edilen kazancın hükmü nedir?
Cuma namazı; Kitap, sünnet ve icma ile sabit olup, hutbeyi de içeren, cemaatle kılınan iki rekâtlı ve diğer namazlardan farklı özellikler taşıyan ve her mükellefin yerine getirmesi gereken farz-ı ayın bir namazdır (Mevsılî, İhtiyâr, İstanbul, ts. I, 81-82). Allah Teâlâ Cuma namazı vaktinde çalışma ve alış-veriş yapma ile ilgili olarak; “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın, Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz” (Cuma 62/9-10) buyrulmaktadır.

Ayetten anlaşıldığına göre, Cuma namazından önce ve sonra çalışmak ve alış-veriş yapmakta bir sakınca yoktur. Ancak Cuma namazı kılmakla yükümlü olanların Cuma saatinde alış-verişi terk etmeleri ve camiye gitmeleri gerekir. Bu itibarla Cuma namazı kılmakla yükümlü olmayanlar, alış-veriş yapabilirler. Şu kadar var ki; Cuma namazı kılmakla yükümlü olanların cuma saatinde alış-veriş ile meşgul olmaları tahrimen mekruhtur; ancak yapılan alış-verişle elde edilen kazanç helaldir. Ayrıca Cuma namazı kılmakla dînen yükümlü olan satıcının iş yerinde Cuma namazı kılmakla yükümlü olmayan kişiyi çalıştırmasında bir sakınca yoktur (İbn Abidîn, Hâşiyetü Reddi’l-muhtâr, İstanbul, 1984, III, 161).

İş vaktinin cumaya denk gelmesi, cuma namazını kılmamak için geçerli bir mazeret olabilir mi?

Cuma namazı hür, mazereti olmayan ve mukim olan her Müslüman erkeğe, farz-ı ayındır (Cuma, 62/9).
Ayrıca hadis kaynaklarında cuma namazının fazileti, kuvvetli bir farz olduğu ve bu namazı özürsüz olarak terk etmenin büyük günah sayıldığı konusunda sahih hadisler bulunmaktadır.
“Önemsemeyerek üç cumayı terk eden kimsenin kalbini Allah mühürler” (Ebû Dâvûd, Salât, 204; İbn Mâce, İkametü’s-salât, 93; Tirmizî, Cum’a, 7; Nesâî, Cum’a, 2).
“Birtakım kimseler, ya cuma namazını terk etmekten vazgeçerler ya da Allah onların kalplerini mühürler ve artık onlar gafillerden olurlar” (Müslim, Cum’a, 12; Nesâî, Cum’a, 2).


Bu hadis-i şerifler, cuma namazını terk etmenin bir Müslüman için ne kadar sakıncalı olduğunu ifade etmeye yeterlidir. Dinimize göre hasta ve yolcu olanlarla, stratejik önemi haiz yerlerde hizmet verenler hariç, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş her Müslüman erkeğe cuma namazı kılmak farzdır. Hürriyeti bağlanmış veya namaza gitmesi nedeniyle işinden olma ihtimali olan kimse için bu durum geçici bir mazeret sayılır. Bu halde olan kimsenin en uygun zamanda namazını kılabileceği bir iş araması yerinde olur.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri