Cemal Kaşıkçı'nın cesedi nerede, nasıl öldü? Cemal Kaşıkçı'yı kim öldürdü?

2 Ekim'den beri kayıp olan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın sır dolu ölümü ile ilgili detaylar ortaya çıkıyor.Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'yı öldürüldüğünü itiraf etmesinin ardından Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğu Dünyada merak konusu oldu.Peki Cemal Ka

Suudi Arabistan'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki konsoloslukta öldürüldüğünü resmi olarak açıklamasından sonra dünyada ve Türkiye’de binlerce insan tek bir soruya kilitlendi: Cemal Kaşıkçı'nın cesedi nerede? İngilizce olarak açılan #WhereIsTheBody etiketine binlerce paylaşım yapıldı.Tüm dünyada yankı uyandıran muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölümünün kesinleşmesi ile son dakika detayları gelmeye devam ediyor. Ölümü ile ilgili ortaya farklı iddiaların atıldığı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı nasıl öldürüldü? Cemal Kaşıkçı'nın cesedi nerede, nasıl öldü? Kaşıkçı'yı kim öldürdü?

CEMAL KAŞIKÇI'NIN CESEDİ NEREDE?

Riyad yönetimi tarafından gazetecinin ölümüyle ilgili paylaşılan bilgiler arasında cesedinin akıbetine yer verilmedi.Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğuna dair bir açıklama yapılmadı.Savcılık ve Türk polisi Suudi konsolosluğuna girerek burada arama yapmıştı.Reuters, Suudi yetkililere göre Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin yerel bir işbirlikçiye teslim edildiğini iddia etti. Reuters'e konuşan bala başka bir Suudi bir yetkili ise cesede ne olduğunu bilmediklerini söyledi.Suudi Arabistan Başsavcılığının dosya hakkındaki soruşturmayı sürdürdüğü ve olayla ilişkili 18 Suudi Arabistan vatandaşının gözaltına alındığı aktarıldı.

CEMAL KAŞIKÇI'YI KİM ÖLDÜRDÜ?

Amerikan New York Times gazetesi, Suudi Arabistan’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın üst düzey danışmanlarından istihbarat yetkilisi General Ahmed el Assiri’yi sorumlu tutmaya hazırlandığını yazdı. Gazeteye göre, Suudi Arabistan  yönetimi, General Assiri’nin Muhammed bin Selman’dan Kaşıkçı’yı yakalaması için sözlü yetki aldığını ancak Assiri’nin bu yetkiyi ya yanlış anlayarak ya da yetkilerini aşarak gazeteciyi öldürdüğünü söyleyecek.

Amerikan New York Times (NYT) gazetesi ise Suudi  Arabistan’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden, Veliaht Prens Muhammed  bin Selman’ın üst düzey danışmanlarından istihbarat yetkilisi General Ahmed el  Assiri’yi sorumlu tutmaya hazırlandığını yazdı.   

Gazete, Suudi Arabistan’ın planlarından haberdar olduğunu belirttiği 3  kaynağına dayandırdığı haberinde, Suud yönetiminin Prens Selman’a yakın  isimlerden General Assiri’yi Kaşıkçı’nın ölümünden sorumlu tutmaya hazırlandığını  öne sürdü. 

NYT’ye göre kaynaklar, "Suudi yöneticilerin, General Assiri’nin  Muhammed bin Selman’dan Kaşıkçı’yı yakalaması için sözlü yetki aldığını ancak  Assiri’nin bu yetkiyi ya yanlış anlayarak ya da yetkilerini aşarak gazeteciyi  öldürdüğünü söyleyeceklerini" aktardı.  

PRENS SELMAN'I KURTARMAK İÇİN İDAM EDİLEBİLİRLER İDDİASI

Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı cinayetini kabul etmesinin ardından gelişmeleri değerlendirdi.

Kışlakçı gözaltında 18 önemli ismin olduğunu belirterek '' Öldüğünü kabul ettiler. Tabi şu anda önemli olan şey cesedin nerede ve ne halde olduğudur. Bu 18 kişinin önümüzdeki günlerde idam edildiğini duyacağız. Bu 18 kişinin içerisinde Türkiye'ye gelen 15 kişinin hepsi var. Prens Selman'ı kurtarmak için bu kişileri feda edeceklerini düşünüyorum.'' dedi.

CEMAL KAŞIKÇI NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?

Eleştirileri "muhalefet" değil "nasihat" çerçevesindeydi. Ama kendisi bir gazeteciden fazlasıydı. Haliyle onu hedef yapan şey, mütevazı reform talebi ya da "Yemen'deki savaş İslam dünyasındaki liderliğimize zarar veriyor" uyarısının ötesine geçiyor.

Kaşıkçı'nın talep ettiği evlilik belgesi için Washington'daki Suudi Büyükelçiliği tarafından İstanbul Başkonsolosluğuna yönlendirilmesi, böylelikle suç mahalli olarak Türkiye'nin seçilmesi, Körfez medyasının Kaşıkçı'nın Katar, Türkiye ve İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) ile bağlantıları üzerinde durması, bir gazeteciyi aşan hesaplaşmayı resmediyor.

CEMAL KAŞIKÇI KİMDİR?

Cemal Kaşıkçı 13 Ekim 1958'de Suudi Arabistan'ın Medine kentinde dünyaya geldi. 1985 yılında ABD'deki Indiana State University'den mezun olan Kaşıkçı, sonrasında ülkesine dönerek gazetecilik yapmaya başladı.

1991 - 1999 yılları arasında Al Madina gazetesinin yazı işleri müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği vekilliği yapan Kaşıkçı, bu süreçte Afganistan gibi ülkelerden haberler geçti, 1987-95 yılları arasında eski El Kaide lideri Usame bin Ladin ile Afganistan ve Sudan'da söyleşiler yaptı.

Daha sonra İngilizce yayın yapan Arab News'in başında dört yıl çalışan Kaşıkçı, buradan geçtiği Al Watan'ın yazı işleri müdürlüğünde 52 gün görev yapabildi, gazetede ülkedeki dini yapıyı eleştiren yazıların çıkması üzerine görevden alındı.

Bunun üzerine ülkeyi terk eden Kaşıkçı, İngiltere ve ABD'de Suudi Arabistan Büyükelçiliği yapan Prens Türki al Faysal'ın danışmanlığına getirildi. 2008 yılında tekrardan Al Watan'ın yazı işleri müdürlüğüne getirildi ve 2010 yılında gazetede yayınlanan eleştirel yazılar nedeniyle bir kere daha görevden alındı. Suudi gazeteci, radikal İslam'ın önüne geçebilmek için ülkedeki din eğitiminin gözden geçirilmesi gerektiğini, din eğitiminin yalnızca dini okullarda verilmesini, çocuklara bir dinin empoze edilmemesi gerektiğini savunuyordu. Suudi Arabistan'da Selefi mezhebinin temelini oluşturan din adamlarından İbn Teymiye'nin görüşlerine bu kadar itibar edilmemesi gerektiğini söylüyordu. Yazı işleri müdürlüğünü yaptığı dönemde Al Watan'da da ülkedeki radikal İslamcılığı eleştiren yazılar ve karikatürler yayınlanması, ülkedeki ulemanın en çok tepkisini çeken konular arasındaydı. Kaşıkçı'nın görevine son verilmeden önce kıdemli bir din adamı, gazetenin alınmasının günah olduğunu söyleyen bir fetva yayınlamıştı.

Yazılarında Suudi Arabistan'ın Katar'a yönelik politikalarını ve Yemen savaşını eleştirdi.

Suudi Arabistan'da 2017'de yolsuzluğa karşı yapıldığı açıklanan ve çok sayıda prensin gözaltına alındığı operasyonun, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın iktidarını pekiştirme operasyonu olduğunu savundu:

"Muhammed bin Salman adaleti kendi istediği gibi uyguluyor. Hafif eleştirilere bile tamamen toleranssız."

Gündem Haberleri