Ankara'da yaşayan 18 yaşındaki Eda Nur Kaplan, 30 Temmuz günü iki kişinin cinsel saldırısına uğradığını belirterek polise şikayette bulundu. Bunun üzerine gözaltına alınan şüphelilerden Mehmet A., sorgusunun ardından delil yetersizliği gerekçesiyle serbest bırakıldı. Yusuf G. ise aranmasına karşın bulunamamış ve ifadesi alınamamıştı.
GENÇ KIZ İNTİHAR ETMİŞTİ
Bu olaylardan kısa bir süre sonra genç kız, 7 Ağustos Cumartesi günü saat 01.00 sıralarında Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi'ndeki sitenin 15'inci katında bulunan evlerinin balkonundan atlayarak intihar etti.
Olayın ardından 18 yaşındaki Kaplan'a cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla aranan Y.G, Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Ahlak Büro Amirliği ekiplerince yakalanmıştı. Emniyetteki işlemlerin ardından Ankara Adliyesi'ne getirilen şüpheli, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi. Daha sonra ise "nitelikli cinsel saldırı" suçundan tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüpheli Y.G, "konutu terk etmeme" adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Daha sonra Ankara Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelinin serbest bırakılmasına itiraz etmiş, tekrar gözaltına alınan şüpheli çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
İDDİANAME MAHKMEYE GÖNDERİLDİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında hazırladığı iddianameyi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Olay tarihinde Eda Nur Kaplan'ın, arkadaşlık sitesinde tanıştığı Yusuf Güzelyurt ile görüşmeye karar verdiği kaydedildi.
Kaplan'ın, 31 Temmuz'da ablasıyla Güzelyurt'un bulunduğu eğlence mekanına gittiği, ilerleyen saatlerde şüpheli Mehmet Ardıçoğlu'nun da gruba dahil olduğu kaydedilen iddianamede, Eda Nur Kaplan ile Yusuf Güzelyurt'un bir süre sonra eğlence mekanından ayrılarak, Ardıçoğlu'nun sahibi olduğu otele gittikleri anlatıldı.
Burada Güzelyurt'un, alkolün etkisiyle kendisinde olmayan Eda Nur Kaplan'a cinsel saldırıda bulunduğu, daha sonra aynı eylemi şüpheli Ardıçoğlu'nun da gerçekleştirdiği belirtilen iddianamede, şu tespite yer verildi:
"Cinsel saldırı eylemi, Eda Nur Kaplan'ın vücudu üzerinde işlenmiştir. Bu suçun işlenmesi sırasında ve bu suçun işlendiği süreyle sınırlı bir zaman dilimi içerisinde, Kaplan'ın, içinde bulunduğu durumun şartları ve aldığı alkolün etkisi ile direnemediğinin, şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemler esnasında rızasının da bulunmadığının kabulü gerektiği değerlendirilmiştir. Bu itibarla her iki şüphelinin de Eda Nur Kaplan'a karşı 'nitelikli cinsel saldırı' suçunu işledikleri yönünde haklarında kamu davasının açılması için yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varılmıştır."
İSTENEN CEZA BELLİ OLDU
İddianamede, "nitelikli cinsel saldırı" suçunu gerçekleştirdiği belirtilen Güzelyurt ve Ardıçoğlu'nun, Türk Ceza Kanununun 102/3-a maddesi uyarınca, en az 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Soruşturma aşamasında ifadesine başvurulduktan sonra serbest bırakılan Aşkın Kaya hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
GENÇ KIZIN İFADESİ
Sabah Gazetesinde yer alan habere göre Eda Nur Kaplan ifadesinde şunları söylemişti:
"Mehmet, Yusuf, ben ve ablam bir mekanda oturarak alkol aldık. Bir süre sonra beraber eğlence mekanına giderek biraz daha içtik. Daha sonra ablam lavaboya girdi. Bu sırada Yusuf bana 'iyi değilsin gel seni eve bırakayım' dedi. Ben de alkolün etkisiyle kabul ettim. O esnada ablam lavaboda olduğu için ona haber veremedim. Yusuf araçtayken 'Çok alkollüsün bu şekilde eve gitmen uygun olmaz gel seni otele götüreyim de gece orada kal sabah kendine gelince evine gidersin' dedi. Ben de bir şey söylemedim. Yusuf beni kandırarak 01.30 sıralarında bir otele götürdü"
"ZORLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRDİ"
Odaya girer girmez Yusuf bana bir şey söylemeden cinsel tacizde bulunmaya başladı. Benimle zorla cinsel ilişkiye girdi. Ben alkolün etkisiyle çok tepki gösteremedim. Akabinde Yusuf üstünü giyinerek bana hitaben kredi kartımı unutmuşum alıp geleceğim diyerek otel odasından ayrıldı. Yusuf gittikten sonra ben üstümü bile giyinmeden uyuyakalmışım.
BAŞKASI ODAYA GİRDİ
Yaklaşık 1 saat sonra bana ismini Tayfur olarak tanıtan Mehmet A., odaya girmiş. Benim haberim yoktu. Bir anda gözlerimi açtığımda rızam ve isteğim olmadan ilişkiye girmeye çalışıyordu.
Gücümü toplayarak istemediğimi söyledim. Tayfur'u iterek ne yapıyorsun diye sordum, Tayfur, 'Bir şey yapmıyorum' diyerek ilişkiye devam etti. Yarı baygın olduğum için karşı koyamadım, bağırmadım sadece kendimi kasabildim. Bana kendi telefonunu verdi, 'Al ablanı ara taksiye bin ve git' dedi.
Mekandan ayrılırken telefonumu yanıma almamıştım, telefonum ablamın çantasındaydı. Tayfur'un telefonuyla ablamı aradım ve taksiye binerek eve gittim. Kendime geldikten sonra olayı ablama anlattım. Ardından müracaatta bulunmak üzere polis merkezine geldim, benim rızam ve isteğim olmadan bana zorla cinsel saldırıda bulunan Yusuf ve Tayfur'dan şikayetçiyim..."
"ANNE KÜÇÜK KIZIN DAYANAMIYOR ARTIK, UNUTMAYIN BENİ"
Ayrıca genç kızın annesine intihar etmeden önce attığı mesajda kullandığı ifadeleri yürekleri yaktı. Eda annesine attığı mesajda," Anne küçük kızın bazı şeylere dayanamıyor artık. Kızını çok harcadılar. Kimseye bir şeyini anlatamadı. Hep içine attı. Ama o da çok birikti. Dayanamıyor artık. Hiçbir şeylerin güzel olacağına inancı kalmadı. Her gün canı acıyacağına bir gün acısın deyip gidiyorum. Hakkını helal et. Ömer'i, ablamı, Aleyna'yı Almanya'yı çok seviyorum. Unutmayın beni. Hakkımı yerde bırakmayın lütfen. Ben katlanamıyorum, dimdik duramıyorum siz durun. Neyse hepinizi çok seviyorum, iyi bakın kendinize. Ben yapamadım ama siz güzel günler için yaşayın" diye yazmıştı.