Ehl-i sünnet mezheplerinin tamamı, bu âyet-i kerime’de yıkanması emredilen; yüzün, dirseklerle birlikte kolların ve topuklarla birlikte ayakların yıkanmasının farz olduğu konusunda görüş birliği içindedirler (İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, Mısır, 1395/1975, I, 15-16).
Hz. Peygamber ve ashabının abdest alırken ayaklarını yıkadıklarına dair tevatüren (el-Kettânî, Nazmu’l-mutenâsir, Mısır, ts. , s. 59) nakledilen hadisler (Buhârî, Vudû 7, 24, 28, 38, 39, 41, 42; Müslim, Taharet 3, 4, 18; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 59, IV, 112) ayakları yıkamanın farz olduğuna delildir. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.s.), abdest alırken ayaklarını mesh eder gibi yıkayıp da ökçelerine su ulaşmayan kişileri gördüğünde: “Vay o topukların ateşten haline” buyurmuştur (Buhârî, Vudû 27, 29; Müslim, Tahâre 25, 26, 28; Mâlik, Tahâre, 5). Yine Peygamberimizin, abdest alıp da ayağı üzerinde tırnak kadar kuru yer kalan birisi yanına geldiğinde ona: “Dön de abdestini tam al” buyurmaları (Müslim, Tahâre, 31; Ebû Dâvûd, Tahâre 67; İbn Mâce, Tahâra 139), abdestte ayakların yıkanmasının farz olduğuna delildir.
Bu âyet-i kerime ve hadisler gösteriyor ki abdestte çıplak ayak üzerine mesh etmek caiz değildir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı