49 yaşındaki anne Halvet Baştürk , AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 yaşındaki kızı Aleyna'yı çok geç kucağına alabildiğini ve çok istemelerine rağmen ikinci bir çocuklarının olmadığını söyledi. Aleyna'nın sürekli kardeş isteğinde bulunduğunu ifade eden anne Baştürk, bu isteği Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı yuvada kalan çocuklara kucak açarak gerçekleştirmeye karar verdiklerini kaydetti.
İki kardeş için talepte bulunduğunu ancak biri ikiz üç kardeşi görünce üçünü de yanına almaya karar verdiğini belirten anne Baştürk, bir yıldan bu yana adeta anneliği yeniden yaşadığı kızlarıyla çok mutlu olduğunu aktardı. Kızlarını çok sevdiğini ve her gününün onlarla dolu dolu geçtiğini dile getiren anne Baştürk, "Onlar eve geldikten sonra gün bana yetmiyor. Çok mutluyum, hep onlarla ilgileniyorum. Bir yıldır birlikteyiz, şimdi onlar beni tanıyor, ben de onları çok iyi tanıyorum ama pişmanım, keşke öncesinde başlasaydım. O konuda pişmanım, yoksa çok mutluyum, kızlarımı çok seviyorum." diye konuştu.
Hiç zorluk yaşamadıklarını, ilk bir ayda adeta et tırnak gibi olduklarını anlatan anne Baştürk, onlara her zaman sevgiyle yaklaştığını belirtti. Baştürk, kendilerine bu duyguyu yaşatan ve hiçbir zaman yalnız bırakmayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başta olmak üzere il müdürlüğü çalışanlarına teşekkür etti.
"İLK GELDİKLERİ GÜN HÜZÜNLENDİM"
Özel güvenlik görevlisi baba Bahri Baştürk de (51), koruyucu ailesi oldukları üç evlatlarına şefkatle yaklaştıklarını ve kucaklarını açtıklarını dile getirdi.
Kızları ilk eve geldiğinde biraz tutuk davrandığını ama bu sürecin uzun sürmediğini aktaran baba Baştürk, "Ben işten geldiğimde 'babacığım' diye üstüme atlıyorlar. Çok memnunum. İlk geldikleri gün hüzünlendim, ağladım. İnşallah kaderleri, sonları iyi olur." dedi.
Baba Baştürk, herkese koruyucu aile olma ve tarifi olmayan bu duyguyu yaşama tavsiyesinde bulundu.
"ABLALIK ÇOK GÜZEL DUYGU"
Kardeşleri geldikten sonra hayatının renklendiğini aktaran 17 yaşındaki Aleyna da şöyle konuştu:
"Hep kardeşim olsun istedim. Hep tek oynadım, tek büyüdüm. Ailem beni mutlu etse de evde hep bir sesin eksikliği vardı. Ben de küçük kardeşim olsun, onunla parka gideyim, eğleneyim ona bir şeyler alayım, paylaşalım, çok istedim. Sonra koruyucu aile olabileceğimizi duyunca çok mutlu oldum. Anneme ısrar ettim. Çok güzel bir fırsat, şu an çok mutluyum. Ablalık çok güzel bir duygu. Düşününce ben gerçekten boş bir şekilde yaşıyormuşum, hiçbir eğlencem yokmuş, onlar gelince hayatıma renk geldi."
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Nevzat Özer, koruyucu aileliğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde "Gönül Elçileri" projesiyle başladığını ve büyük bir ivme kazandığını söyledi.
Koruyucu aileliği bir iyilik gönül hareketi olarak tanımladıklarını anlatan Özer, şöyle devam etti:
"Koruyucu ailelik, kalbe ve gönle girme, insanların gönlünü fethetme sanatıdır. Koruyucu aile konusunda ülkemizdeki ivmeyi daha da ileriye götürebilmek için başta Sayın Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk olmak üzere ekibimizle çalışıyoruz. Türkiye genelinde 6 bine yakın koruyucu ailemiz, 7 bin 665 çocuğumuza sıcak yuvalarını ve kalplerini açmış bulunuyorlar. Adana'da, koruyucu ailelikte Türkiye beşincisi, 2019 yılında da koruyucu aile hedeflerini gerçekleştirmede Türkiye ikincisiyiz. Adana'da 187 koruyucu ailemiz var, 254 yavrumuza evlerini açtılar. Bu sayıyı daha da arttıracağız."
Herkesi bu iyilik, gönül hareketine katılmaya davet eden Özer, en az ilkokul mezunu olan, düzenli geliri bulunan 25-65 yaş arasındaki evli veya bekar herkesin bu harekete ortak olabileceğini sözlerine ekledi.