Hakkari'nin TBMM'ye sevk edilen kanun tasarısı ile isiminin Çölemerik olarak değiştirilecek olması herkes tarafından merakla araştırılıyor. Peki çölemerik ne demek, ne anlama geliyor, çölemerik kelimesinin anlamı nedir? Sahipsiz yeşil alan anlamına gelen Kürtçe Kökenli Çölemerik kelimesi Çölemerg'ten geliyor.
HAKKARİ YERİNE ÇÖLEMERİK
Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sevk edilen kanun tasarısına göre, Hakkari ve Şırnak il olmaktan çıkarılıyor. Hakkari'nin adı Çölemerik, Şırnak'ın adı da Nuh olarak değiştirilecek.
İlçe haline getirilmesi önerilen Hakkari'nin eski adı Kürtçe Colemêrg'den gelen Çölemerik'ti.Bu haber sonrası herkes Çölemerik'in ne anlama geldiğini aramaya başladı.
"SAHİPSİZ YEŞİLLİK" DİYEN DE VAR "ÇÖL VALİSİ" DİYEN DE
Kimileri sosyal medyada Çölemerik'in 'sahipsiz yeşillik' anlamına geldiğini kimileri de Osmanlı zamanında bu bölgeye verilen ismin 'Çöl Valisi' anlamına geldiğini iddia etti.
ÇÖLEMERİK NE DEMEK? NE ANLAMA GELİYOR?
Kürtçe kökenli Çölemerg kelimesi, Türkçe'ye Çölemerik olarak geçiş yapmıştır. Kelime manası olarak 'sahipsiz yeşillik' anlamına gelmektedir.
ÇÖLEMERİK VE HAKKARİ TARİHİ
Hakkâri’nin târihi çok eski devirlere dayanır. Mağaralar içinde bulunan eşyâlar ve kaya resimleri bu bölgenin eski yerleşim merkezi olduğunu gösterir. Bölgeye Sümerler, Âsuriler, Bâbilliler, Medler hâkim olmuştur. M.Ö. 6. asırda Medler bölgeyi Bâbillilerden ele geçirdiler. M.Ö. 4. asırda, Makedonya Kralı İskender, Medleri yenerek İran’ı ve bu bölgeyi ele geçirdi. Fakat iskender ve Bizanslılar bu bölgeye fiilen hâkim olamadılar. İskender’in ölümünden sonra Makedonya Krallığı, generalleri arasında taksim edildi. Bu bölge, Selevkos (Asya) İmparatorluğunda kaldı. Selevkos’un mîrâsına Roma İmparatorluğu sâhip oldu. Fakat bölge Roma ile Partlar, sonra da Sâsânîler arasında devamlı el değiştirdi. M.S. 395’te, Roma İmparatorluğu bölününce Doğu Roma (Bizans), bu topraklara sâhip olmak istedi, fakat hiçbir zaman bu bölgeye hâkim olamadı.
Hazret-i Ömer zamânında bölge, İslâm orduları tarafından 640 senesinde feth edildi. Selçuklu Türkleri Anadolu’ya geldiklerinde Hakkâri bölgesi, Bağdat’taki Abbâsi halîfelerine bağlı idi. 1054’te Selçuklular, Hakkâri bölgesine hâkim oldular. 1122-1262 arasında Selçuklulara bağlı Musul Atabegleri (Zengiler), bu bölgeyi Selçuklular adına idâre ettiler. 1142 senesinde Atabeg İmâdeddîn Zengi. Aşip Kalesi yerine İmâdiye Kalesi ve şehrini kurdu. 1262’de İlhanlılara bağlanan Hakkâri’yi Abbâsî âilesinden gelen Hakkâri Beyleri idâre ettiler.
Karakoyunlu Bayram Hoca’nın hâkimiyeti sırasında 1349’da Celâyirlilerin eline geçen Hakkâri, 1366’da yeniden Karakoyunluların, 1387’de Tîmûr Hanın, 1405’te yeniden Karakoyunluların eline geçti. 1468’de Uzun Hasan’ın gönderdiği Sofi Halil ve Arabşah Beylerin Hakkâri Beylerini yenmesi üzerine Dümbüllü Türkmenleri bölgeye hâkim oldular. Bu hâkimiyetleri sırasında 1472’de Çölemerik’te “Meydan Medrese”yi yaptırdılar.
Hakkâri Beylerinden Gübâli oğlu Esedüddîn, 1468’de gizlice Mısır’a gitti. Kölemenlerin emrine girdi. Mısır’daki Nasturîlerin yardımı ile Hakkâri’ye geldi. Tiz Kalesine girerek Dümbüllü Türkmenlerini bozguna uğrattı ve bu bölgeyi ele geçirdi. Ölümünden sonra yerine Zâhid Bey geçti. Esedüddîn’in sülâlesine Şenbolar dendi. Zâhid Bey, Gevar (Yüksekova) ile Akdamar’ı elegeçirdi. Zâhid Beyin oğulları Seyyid Mehmed Vastan’da, Mâlik Bey Çölemerik’e 4 km uzaklıktaki Bay Kalesinde hüküm sürdüler. Yeğenleri Zeynel, bir baskınla Bay Kalesini ele geçirdi. Mâlik Bey, Vastan’a gitti. Bir müddet sonra Seyyid Mehmed Bey, Bay Kalesini ele geçirerek bütün Hakkâri’ye hâkim oldu.
Yavuz Sultan Selim Hanın 1514 Çaldıran Seferinden sonra bölge, 1534’te Van bölgesi ile birlikte Osmanlı hâkimiyetine girdi. Safevîler, bir ara Hakkâri’ye hâkim olmuşsa da, Kânûnî Sultan Süleymân Hanın 1548’de Van fethi ile birlikte Hakkâri yeniden Osmanlı idâresine bağlanmıştır. Seyyid Mehmed Bey, Osmanlılar adına bu bölgeyi idâre etmiştir. Fakat Seyyid Mehmed Bey ile oğlunun bâzı hareketleri sebebiyle bölge yeğeni Zeynel Beye Ocaklık olarak verildi. Zeynel Bey, Çölemerik Kalesini merkez edinmiş, burasını onarmış, Dize’deki (Üzümcü köyü) kurşun ve başka bir yerdeki kükürt ocaklarını işlettirmiştir. Tebriz Seferi sırasında 1583’te şehid olmuş ve yerine oğlu Zekeriya Bey geçmiştir. Son “Ocaklı” Hakkâri Beyi Şenbolu Nurullah ile Cizreli Bedirhan Beyler birleşerek, 1843’te Tiyari ve 1846’da Tohum Ocaklarında oturan Nasturîleri yenerek ocaklarını yağma ettiler. Osman Paşa gelerek her ikisinin ocaklık hakkını kaldırdı (1847).
Osmanlı idâresinde Hakkâri, Van Beylerbeyliğinin 14 sancağından (vilâyetinden) birini teşkil etti. Tanzimattan sonra da Van vilâyetine bağlı 2 sancaktan biriydi. 5 kazâsı vardı. Bu kazâlardan biri “İmâdiye” Irak’ta kaldı. “Başkale” ise Van’a bağlandı.
Hakkâri’nin merkezi “Çölemerik” kasabası idi. Süryânilerin “Gülârmak”, Ermenilerin “İlmar” ve Türklerin de “Çölemerik” dedikleri bu kasabanın Koçanis Manastırında Birinci Dünyâ Harbine kadar Nasturî patriği oturdu.
Rusların 1858’de Türklere savaş açması sonunda Dağıstandaki Şeyh Şâmil ile işbirliği yapan Şemdinlili Seyyid Tâhâ, Ruslara savaş îlân etti. Vefâtı üzerine kardeşi Şeyh Sâlih, Âzerbaycanlıları ve Hakkârilileri Ruslara karşı ayaklandırdı. Bu sırada Cizre’de bulunan İzzeddîn Şir, Yezîdî ve Nastûrîlerle işbirliği yaparak Rusya adına Musul ve Bitlis bölgesini 1854’te işgal ve yağma ettiler. Diyarbakırlı Hacı Tîmûr Ağa, bu hâinleri 1855’de yendi ve cezalandırdı. 1855-1865 arasında Van sancağına bağlı olan Albak, Çölemerik, Gevaş (Yüksekova), Beytüşşebap, Çal-Tiyari, Şemdinan (Şemdinli) ve Kotur ilçeleri Erzurum’a bağlandı. 1865’te Van vilâyeti yeniden kurulunca tekrar Van’a bağlandılar.
Birinci Dünyâ Harbinde Ruslar, Çölemerik’i 24 Mayıs 1915’de işgâl ettiler. Nasturî lideri Merşamun’u Hoy’a götürdüler. Onun vâsıtasıyla bütün Nastûrîler ayaklandı ve silahlı çeteler kurarak Türk ordusuna ve halkına saldırdılar. Müslüman ve Türk halkı, Rus ve Nastûrî zulmünden civar bölgelere kaçtılar. 1918’de Çölemerik ve Gevaş (Yüksekova) Türkler tarafından kurtarıldı. İsyancı Nastûrî ve Ermeniler, Urmiye bölgesine çekildiler. Eski yerlerine gitmek isterken Vâli Haydar emrindeki Türkler, Nastûrîleri yendiler.
Millî mücâdele (İstiklâl Harbi) sıralarında Şemdinlili Seyyid Tâhâ ile Şahaklı Simiko, Yirminci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ile işbirliği yaptılar ve onu desteklediler. Böylece Seyyid Tâhâ kuvvetleri, Nastûrî ve Ermeniler’in bölgeye girmelerini önlediler. 1926’da yapılan Ankara Antlaşması ile Musul ve Hakkâri’nin beş bölgesi sınır dışında kaldı. Çölemerik, Gevaş (Yüksekova) ve Şemdinan (Şemdinli) ilçelerinden meydana gelen Hakkâri vilayeti kuruldu. Bir ara Van’a bağlanan Hakkâri 4.1.1936 târih ve 2885 sayılı kânunla vilâyet (il) oldu.