Çorum Alaca'da Türkiye’nin en büyük üçüncü gök taşı çiftçi Mutlu Yılmaz'ın bulunduğu tarlaya düştü. Geçen yıl Nisan ayında nohut ektiği sırada tarlasına düşen 68 kiloluk gök taşına gözü gibi bakan Yılmaz, dünya literatürüne ‘Gerdekkaya’ ismiyle giren gök taşını, değeri verildiğinde satmak istiyor.
Alaca ilçesinde 12 haneli Gerdekkaya köyünde oturan çiftçi Mutlu Yılmaz, geçen yıl tarlasındaki nohudu hasat ederken, gördüğü büyükçe bir taşı kaldırmaya çalıştı. Ancak taşı, çok ağır olması nedeniyle yerinden hareket ettiremedi. Görünüşünün farklı olduğunu düşünen Yılmaz, komşularının yardımıyla taşı bulunduğu yerden alarak evine getirdi. Yılmaz, dışı gri renkte olan 68 kilo ağırlığındaki taştan kopardığı bir parçayı incelenmesi için bir yakının yardımıyla ABD'deki bir üniversiteye ulaştırdı. İncelemede; taşın bir gök taşı olduğu ortaya çıktı. Yılmaz, taşı, kiraladığı bir banka kasasında muhafaza etmeye başladı. Tarlada detektörlerle de arama yapan Yılmaz, yeni bir bulguya ulaşamadı
EN AZ 4 BİN YILLIK OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Gök taşının merak konusu olması üzerine İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevlileri Mutlu Yılmaz ile iletişime geçti, taşın müzede sergilenmesi istendi. Yılmaz, geçici süreyle gök taşını müzede sergilenmek üzere görevlilere teslim etti. Çorum Müzesi'nde hazırlanan özel bölümde gök taşı bir buçuk ay sergilendi. Dünya literatürüne ‘Gerdekkaya’ ismiyle giren gök taşında 12 element bulunduğu, Türkiye’nin en büyük üçüncü gök taşı olduğu belirlendi. En az 4 bin yıllık olduğu tahmin edilen gök taşı ile ilgili sergilendiği bölümde, 'uzayın habercileri' başlıklı bilgi metni de hazırlandı. Yaklaşık 4 bin kişinin ziyaret ettiği taş yeniden Mutlu Yılmaz'a teslim edildi. Özel bir alanda sakladığı gök taşına gözü gibi bakan Yılmaz, değeri verildiğinde satmak istiyor.
''YENİ DÜŞEN TAŞ SİYAH VE YA KIZIL OLABİLİR''
Türkiye’ye yeni bir gök taşı düşmesiyle bu konunun yeniden gündeme geldiğini belirten Yılmaz, "Bu taşı arayan ve bulacak arkadaşlara şunu önerebilirim muhtemelen yeni düşen bu taş siyah veya kızıl renkte olabilir. Üzerinde girinti ve çıkıntılar vardır. İlk buldukları zaman yapacakları iş mıknatısla denesinler taşı tutup tutmadığını. Eğer mıknatıs tutuyorsa bu taşı sonra taştan küçük bir parça kessinler. 12 tane pamuk parçasını kolonya ile ıslatıp taşa sürsünler. Eğer 12’sinde de kömür renginde bir renk bırakıyorsa ve kestikleri taşı beyaz bir fayansa sürdüklerinde fayansta da siyah iz bırakıyorsa bu gök taşı olabilir” dedi.
''BÜYÜK PARÇA İSTERLERSE VERMESİNLER''
Yılmaz, buldukları taşa sertifika almalarının çok önemli olduğunu belirterek, "Trakya Üniversitesi, Ege Üniversitesi ya da Maden Teknik ve Arama Enstitüsü’ne başvurarak taşa analiz yaptırıp sertifika alabilirler. Buralara sadece 6 gramlık bir parça göndererek analiz yaptırabilirler. Çok büyük parça kesmeye gerek yok. Büyük parçalar isterlerse vermesinler. Piyasada ellerindeki taştan ne kadar çok olursa taşın değeri o kadar düşer" diye konuştu.
''TAŞIN DEĞERİ VERİLDİĞİNDE TABİİ Kİ SATMAK İSTİYORUZ''
Gök taşını satmak istediğini anlatan Yılmaz, "İlk duyulduktan sonra Rusya'dan bir talipli tarafından taşımıza 68 bin dolar teklif edildi. Ancak o zaman bizi yanlış yönlendirdiler taşımızın değerinin daha yüksek olduğunu milyonlarla ölçüldüğünü söyledikleri için biz satmamıştık. Yakın bir zamanda bir alıcıdan en son 8 bin dolar teklif edildi. Ona da ‘evet’ demedik. Taşın değeri verildiğinde tabii ki satmak istiyoruz” ifadesinde bulundu.
Gök taşını bulacak olan kişiye mevcut işini bırakmamasını tavsiye eden Yılmaz, "Taşı bulanlar işlerini güçlerini bırakmasınlar. Öyle taş bulduk diye işi gücü bırakmak olmaz sonra aç kalırlar” dedi.