Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, "Türkiye genelinde yüzde 37 oy almış bir ittifakın, Ankara, Mersin, Adana, Antalya gibi büyük şehirleri kazanması ve İstanbul'da da Türkiye genelinde yüzde 52 oy almış Cumhur İttifakı'yla kafa kafaya olması akıl ve mantık ölçüleri ile izah edile bilir bir durum değildir" dedi.
Ankara ve İstanbul seçimleriyle ilgili yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, "Kelimelerle anlaşmak zor olsa da rakamlarla anlaşmak kolaydır çünkü "sıfır" evrensel bir kabul noktasıdır. Bu zaviyede Türkiye genelinde yüzde 37 oy almış bir ittifakın, Ankara, Mersin, Adana, Antalya gibi büyük şehirleri kazanması ve İstanbul'da da Türkiye genelinde yüzde 52 oy almış Cumhur İttifakı'yla kafa kafaya olması akıl ve mantık ölçüleri ile izah edile bilir bir durum değildir. Bu cümleden olmak üzere; İstanbul'un ilçelerinde yaklaşık 1 milyon 800 bin oy almış CHP, nasıl olur da Büyükşehirde 4 milyondan fazla reyle yüzde 49 nisabına ulaşmış olur?" dedi.
Saral, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu soru işaretini rakamlarla biraz daha koyulaştırmak gerekirse; kazandığı 24 ilçede AK Parti'nin aldığı oy toplamı; 3 milyon 964 bin 799 iken kazandığı 14 ilçede CHP'nin aldığı oy toplamı 1 milyon 747 bin 96'dır. Buna rağmen büyükşehirde Binali Yıldırım'a 4 milyon 146 bin 42, Ekrem İmamoğlu'na ise 4 milyon 169 bin 987 oy çıkmıştır. Bu manzara karşısında toplum idrakinin, mantık ve matematik esasları çerçevesinde istidlale kavuşturularak, idraklerde oluşan istifhamın giderilmesi gerekir."
"Siyaset kurumu milli vicdana karşı sorumludur. Bu sorumluluk mantığa, matematiğe, usule ve hukuka karşı sorumluluktur" diyen Saral, "Bu noktada CHP'nin "odunumun parası" çığırtkanlığı ile usul ve mantığı sağır etme çabası, İstanbul'da seçim sonuçlarına dair şüphe ve istifhamı biraz daha koyulaştırmaktadır. Şahsen ben, CHP'li yetkililere ve özellikle de Sayın İmamoğlu'na mantığa ve usule karşı sorumluluk almayı telkin ediyorum. Akıl makulde tecelli eder; herkesi ve her kesimi akıl ve sağ duyu çerçevesinde makule davet ediyorum. Makul olan hukuka ve usule saygıdır; bu saygı sürecin sükunetle takip edilmesidir" diye konuştu