Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Kabul Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Özellikle Barış Pınarı Harekatı'nın cereyan ettiği böyle bir dönemde sizleri Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. yıl dönümünde en kalbi duygularla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz. Cumhuriyet Bayramı Kabul Törenimizi teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tüm vatandaşlarımın Cumhuriyet Bayramı'nı tebrik ediyorum.
Cumhuriyetimizin ilanının 96. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vazife üstlenen kahramanlarımızı saygıyla yadediyorum. Milletimizin bin yıldır dünyanın üzerinde en çok mücadele yürütülen coğrafya üzerinde yaşatılıyor olmasının bedelini canlarıyla ödeyen tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Hamdolsun ezanı, bayrağı, kutsalları söz konusu olduğunda gözünü kırpmadan şehadete yürümeye hazır 82 milyon vatandaşımız var. Milletimiz bu konudaki kararlılığını 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere istiklal ve istikbaline el uzatılan her durumda göstermiştir. Terör örgütleri arkalarındaki devasa desteğe rağmen başarılı olamıyorsa milletimizin bu dirayetli, kararlı duruşu sayesindedir. Suriye'de yürüttüğümüz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve son olarak Barış Pınarı Harekatları da bu mücadelenin birer parçasıdır. Türkiye kendi milli güvenliği ve tarihi sorumlulukları söz konusu olduğunda hiç kimseden icazet almadan kendi kararları ve imkanlarıyla istediğini yapabileceğini göstermiştir.
Ülkemizin terörle mücadele sürecinin bir sonucu da Batı başta olmak üzere tüm dünyada terör örgütleri karşısında sergilenen ikircikli hatta ikiyüzlü tavrı da tüm açıklığıyla ifşa etmiş olmasıdır. Barış Pınarı Harekatı için bizi arayan Batılı liderlerinden neredeyse hiçbiri alçakça şehit edilen çoğu çocuk ve kadın 20 kişi hakkında üzüntü beyanında bulunmamıştır. Yurt dışındaki temsilciliklerine yapılan 700'e yakın saldırının önlenmesi konusunda hiçbir gayret sarf etmediler. Teröristler bu ülkelerin emniyet güçlerinin koruması altında eylemlerini gerçekleştirdi. Bizi arayanlar ise sadece teröristleri korumak, kurtarmak ve savunmak için nefes tükettiler.
Bizden başka Suriye ile ilgilenen herkesin öncelikli amacının petrol olduğu ortaya çıkmıştır. Bir damla petrolü bir damla kandan önemli olduğunu gören anlayışla tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Suriye'ye baktığında petrol veya güç temerküzü fırsatı değil de sadece insan, can, kardeş gören tek ülke Türkiye'dir. Biz insan, Müslüman ve Türk olmanın gereği bu duruşumuzu sürdüreceğiz. Asla çocuklarımızın yüzünü kızartacak bir yanlışa düşmeyeceğiz. Ecdadımız bize bırakınız hakim rengini, kıyısında, köşesinde dahi soykırım, sömürü zulüm olmayan adaleti devlet toplum hayatına yerleştiren tertemiz miras bırakmıştır.
"BAŞIMIZ DİK YAŞAMAYI BAŞARDIK"
Avrupa'dan Kafkasya'ya kadar zulme uğramış bizden başka millet yoktur. Rahmetli Aliye İzzetbegoviç'in 'Biz savaşı öldüğümüz gün değil, düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz' sözü duruşumuzun en yalın ifadesidir. Biz asla onlar gibi olmayacağız. Kendimiz gibi davranmaya devam edeceğiz. Biz bu sayede 2200 yıllık kesintisiz devlet olma geleneğine sahip olmayı başardık. İslam medeniyetinin en güçlü temsilcisi olarak kalmayı başardık. Bin yıldır yaşadığımız coğrafyada daha derine inen kökler salmayı başardık. Petrolümüz, doğal gazımız, kayda değer başka doğal kaynağımız, sömürgemiz olmadığı halde başımız dik yaşamayı başardık bu topraklarda.
"MİLLETİMİZ HER TÜRLÜ TEHDİT KARŞISINDA TEK YÜREK, TEK YUMRUK OLMAYI SÜRDÜRMEKTEDİR"
Biz hep önce insan dedik. Öyle demeye de devam edeceğiz. Rabbim bizi hak, adalet, vicdan, ahlak yolundan ayırmasın diyorum. Türkiye'nin gücü, bekası sözkonusu olduğunda birlik,beraberlik, kardeşlik içinde hareket edebilme kabiliyetinden geliyor. Doğrudan ülkemize saldırmakla hedeflerine ulaşamayanlar her fırsatta asıl gücümüzü yani milletimizin birliğini, beraberliğini hedef alıyor. Barış Pınarı milletimizin içine fitne sokarak, ülkemizi zaafiyete uğratma çabaları beyhudedir. Milletimiz bağımsızlığına ve geleceğine yönelik her türlü tehdit karşısında tek yürek, tek yumruk olmayı sürdürmektedir.
"BU MİLLET GÜVENLİ VE MÜREFFEH BİR ÜLKEDE YAŞAMAYA LAYIKTIR"
Her dönemde olduğu gibi günümüzde de kimi gafletten kimi bilinçli şekilde ülkesinin, milletinin karşısında yer alanlar vardır. Hamdolsun bunların sayıları çok azdır milletimizde ciddiye alınacak karşılığı yoktur. Öyleyse bir olmaya, iri olmaya, kardeş olmaya, hep birlikte Türkiye olmaya devam ettikçe Allah'ın izniyle bizi hiçbir engel, hiçbir güç durdurumaz. Bu anlayışla Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü olan 2023 için çok önemli hedefler belirledik. Ne zaman olursa olsun 2023 hedeflerimizin her birine ulaşmakta kararlıyız. Hem kendi vatandaşlarımız hem de gözünü ve gönlünü Türkiye'ye yöneltmiş kardeşlerimiz için mecburuz. Bu millet güvenli ve müreffeh bir ülkede yaşamaya layıktır.
İnşallah Cumhuriyetimizi daha nice yıllara, çok daha güçlü, çok daha müreffeh bir şekilde hep beraber taşıyacağız. Buradan bölgemizdeki ve dünyadaki tüm devlet ve toplumlara çağrıda bulunmak istiyorum, gelin Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünde yayında yer alın. Buna karşılık tarih boyunca bu ülkeye ve bu millete düşmanlık edip de iflah eden yoktur. Biz güvenliğimizi, refahımızı, sevgimizi dostlarımızla paylaşmaktan memnuniyet duyarız. Gittiğimiz her yere kavga değil sevgi götürmenin gayreti içerisindeyiz. Gözümüz toprağın altındaki veya üstündeki zenginliklerine değil sadece insanların gönüllerine yöneliyor. Bu anlayışla dünyanın dört bir yanında edindiğimiz dostlarımız en büyük zenginliğimiz, itibar kaynağımızdır.
"PEK ÇOK AÇILIŞ TÖRENİMİZİ 29 EKİM'DE GERÇEKLEŞTİRDİK"
Cumhuriyetimizin 10., 50. 75. yıldönümleri hep coşkuyla kutlanmıştır. 100. yıldönümü bambaşka öneme sahip. Bu yıl 19 Mayıs'la birlikte İstiklal Harbi'nin başlangıcının 100.senei devriyesinin kutlamalarına başladık. Son yıllarda pek çok büyük eserimizin açılış tarihlerini 29 Ekim'e denk getirerek bu kutlamalara yeni boyut kattık. Ülkemizin en önemli yatırımlarından biri olan Marmaray'ın açılışını 2013 yılında bir 29 Ekim günü gerçekleştirmiştir. Geçtiğimiz yıl 29 Ekim'de, Cumhuriyet tarihimizin en büyük yatırımlarından biri olan Atatürk Havalimanı'nın açılışını yaptık. İstanbul değil tüm Türkiye'nin opera binasını İstanbul Taksim meydanında gerçekleştireceğiz. Bir Mimar Sinan Operası'nı hazırlattırıyoruz. Bu çalışmayı kıymetli besteci Mimar Sinan Üniversitesi'nden Hasan Uçarsu gerçekleştirecek.