Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 5. Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde açıklama yaptı.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
Ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için bu ödül töreninin hayırlara vesile olmasını Rabbim'den temenni ediyorum. Neticeyi sadece haktan, Allah'tan bekleyerek yapılan çalışmalar altın değerindedir. Her şeyin kıymetinin parayala ölçüldüğü dönemde bu ödüller çöldeki vaha gibidir. Dün olduğu gibi bugün de dünyamız iyi insanların yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor. Dünün Firavunları, Nemrutları vardı. Bugünün de Nemrutları, Firavunları var. Hak-batıl mücadelesi dün olduğu gibi bugün de var. Dünyayı zalimlerin önünde eğilenler değil zalimlere karşı çıkan Müslümanlar yeşertecektir.
"GERÇEK YÜZLERİ ORTAYA ÇIKTI"
Suriye, Irak, Yemen, Libya ve Filistin'de yaşananlar dostu düşmandan ayıran bir Furkan oldu. Maskeler düştü gerçek yüzler ortaya çıktı. Özde demokratlarla sözde demokratlar bu süreçte ifşa oldu. Temel sorunumuzun imkansızlıktan ziyade vicdansızlık olduğu bir kez daha açığa çıktı. Dünyada barış ve huzurun önündeki en büyük engelin irade eksikliği, vicdan kıtlığı aleniyet kazandı. Bu süreçte bazı müslüman devletlerle beraber batılı ülkeler, kurum ve kuruluşlar çok kötü bir imtihan verdiler. Temel insanlık sınavından da sınıfta kaldılar.
NETANYAHU'YA TEPKİSİNİ DİLE GETİRDİ
Tayyip Erdoğan'ın ülkesinde gazeteciler cezaevindeymiş. Be Netanyahu sen zalimsin zalim. İsrail'de seçim var diye cezaevlerindeki binlerce kadın, çocuk yaşlı bunlara zulmeden sen değil misin? Dünyada bir zalim aranacaksa ta kendisi sensin. Camiye postallarla giren senin askerin, polisin değil mi? Bunu ne ile izah edeceksin? Bunun izahı olmaz. Bizi tahrik etmeye çalışıyorsan biz tahrik olmayacağız. Biz bu oyunlarla tahrik olmayacak kadar evrensel bir dinin mensuplarıyız, bu oyuna gelmeyiz.
"SİZ SİSİ'NİN DAVETİYLE NASIL OLUYOR DA İCABET EDİYORSUNUZ?"
Aynı şekilde Mısır'da darbe mahkemelerinin kararlarıyla idam edilen gençlerin acısını yüreklerinde hissetmediler. Daha geçenlerde 9 genci idam ettiler. Ey Batı! Avrupa Birliği, hani AB ülkelerinde idam yasaktı. Siz Sisi'nin davetiyle nasıl oluyor da icabet ediyorsunuz. O da bir katliamın düzenleyicisi. Samimi olsaydınız, gerçek demokrat olsaydınız böyle bir idam mekanizmasını çalıştıran davetine icab etmezdiniz. Beni Sisi'yle barıştırmak isteyen çok var. Asla kabul etmiyorum, etmem de. Halkın yüzde 52 oyu almış olan Mursi'yi ve arkadaşlarını mahkum eden bir kişiyle karşı karşıya gelmem.
"SUUDİ YÖNETİMİ KATİLLERİN 15 KİŞİ İÇİNDE OLDUĞUNU BİLİYOR"
Şimdi ses çıkartanlar malüm ülke tarafından sürekli olarak dışlanıyor. İstediğin kadar dışla, biz hak neyse söyledik. Bizden katliamın belgelerini isteyenlere belgelerini verdik. Gelin dedik, dinlettik. Amerika, Japonya, Fransa, İngiliz, Suudi Arabistan'ın kendisi. Hepsine anlattık. 15 işi 2 uçakla İstanbul'a geliyor ve başkonsoloslukta bu katliamı yapıyor. Nişanlısı kapıda. Veliaht prens açıklama yapıyor 'öbür kapıdan çıktı' diyor. Dışişleri Bakanı 'yerli işbirlikçilerle bu uygulandı' diyor. Diyorum ki, 'yerli işbirlikçi varsa bunu açıklamaya mecbursun'. Şunu söylüyorlar 'diğer kapıdan çıktı'. Yahu bu akil baliğ olmamış çocuk mu? Dışarıda eşini bekliyor, eşini almadan gidiyor. Bu adam dünyanın tanınmış gazetecilerden bir tanesi. Bunlar insanoğlunu enayi yerine koyuyorlar. Suudi yönetimi bunun katillerinin o 15 kişi içinde olduğunu biliyor.
Çok daha vahim terör gibi meselede iyi terörist, kötü terörist ayrımına gitmeden çekinmediler. Suriye'den, Irak'tan esirgediklerini FETÖ'cü alçaklara YPG'cilere göstermekten çekinmediler. Adaletten kaçan FETÖ'cüler baş tacı edildi. 10 binden fazla Suriyeli çocuk Avrupa'da kaybolurken, teröristleri korumak için kapılarına polisler dikildi. Binlerce silah verilen YPG'li katiller Suriye'nin kuzeyinde terör koridoru amacındaysa bunun müsebbibi terör örgütüne şaşı bakanlardır. Bunları kendilerine hep söyledik. Ama devamlı kaçıyorlar.
"ALLAH İÇİN SEVEN MÜMİN YÜREKLER BULUNUR"
Allah için seven mümin yürekler bulunur. Zalimlere inat, mazluma sahip çıkacak iyilik neferleri bulunur. İşte Türkiye böylesi kasvetli dönemde, zulüm karanlığını delen bir kandil olmuştur. Dünyada tüm dönor ülkelere yardım konusunda 1 numara milli gelire oranla ölçüldüğünde Türkiye'dir. Yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli kardeşimize sadece kapımızı açmadık, bağrımıza bastık. Şu ana kadar 35 milyar doları aşmış vaziyette yaptığımız harcama. AB verdiği sözü tutmadı. Bize 1 milyar 710 milyon dolar ödeyecekti. Ama ödemediler.
"KÜRT VE ARAP KARDEŞLERİMİZE SAHİP ÇIKTIK"
Sınırlarımıza gelen hiç kimsenin etnik kimliğini, dinini, kültürünü meşrep ve mezhebini sorgulamadık. Kürt, Arap kardeşlerimize sahip çıktık. Ezidilere, hıristiyanlara da kapımızı ardına kadar açtık. Paylaşmanın bereketine inandık, merhametin gücüne iman ettik. Türkiye'yi dünyanın en cömert ülkesi yaptık. Bizler Türkiye olarak 2018'de 8,5 milyar dolarla oran ve miktar bakımından insani yardımlarda zirveye yerleştik. Batılı kuruluşlar gibi kalkınma yardımı altında farklı hesapların içine girmedik. Bize has, Türk milletine has yardım modeliyle kalıcı izler bıraktık.
"VİCDANSIZLAR ANLAMASA DA MAZLUMLARLA PAYLAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Bugün TİKA, AFAD, Kızılay, Diyanet Vakfı sivil toplum kuruluşlarımızla dünyanın en sıkıntılı coğrafyalarında insani yardımlarımızı sürdürüyoruz. Ecdadımızın yaptığı gibi 4 kıta 7 iklimde Türkiye'nin iyilik sancağını göndere çekiyoruz. İçimizdeki gibi gafiller, vicdansızlar anlamasa da inşallah imkanlarımızı mazlumlarla paylaşmayı sürdüreceğiz.
.