Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında bütçe görüşmeleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları, Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a ilişkin AİHM'in verdiği karar ve dış politikadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta kabul edilen 2021 yılı bütçesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Bütçe görüşmelerinin, Meclisin temel görevleri arasında ilk sıralarda yer aldığını söyleyen Erdoğan, Meclis'te kabul edilmesiyle bütçenin artık, iktidarı ve muhalefetiyle tüm Meclis'in, tüm ülkenin ve milletin bütçesi haline geldiğini dile getirdi.
Demokrasilerin, iktidarla birlikte muhalefetin de varlığıyla anlam kazandığını ifade eden Erdoğan, böylesine önemli bir sürecin, Meclis'in tamamının yoğun mesaisinin ardından nihayete ermesinin, Türkiye'deki demokrasinin işleyişinin en önemli göstergelerinden olduğuna işaret etti.
Komisyondaki ve Genel Kurul'daki görüşmeler sırasında teklifleri ve tenkitleriyle bütçeye katkı sunan, istisnasız tüm milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, "Bu bütçe, 83 milyon vatandaşımızın her birine hizmet edecek, her insanımızın hayatına dokunacak, her bireyin geleceğinin inşasına katkı verecek bir belgedir." dedi.
Her bütçenin önemli olduğunu ancak bu yıl, koronavirüs salgınının etkisini sürdürdüğü bir dönemde hazırlanıp yürürlüğe girecek olması nedeniyle, 2021 bütçesinin ayrı bir ehemmiyete sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Amacımız, bir yandan salgının olumsuz etkilerini azaltmak diğer yandan da ülkemizi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırmaktır." diye konuştu.
Erdoğan, böylesine kritik bir dönemde, bütçe üzerindeki tartışmaların hem daha yoğun hem daha kapsamlı olmasının gayet tabii olduğunu söyleyerek, "Önemli olan bu tartışmaların ahlaki, adil, yapıcı bir zeminde yürümesidir. Hakaretten, iftiradan, yalandan, çarpıtmadan uzak her eleştiriye, katılmasak da saygımız vardır." ifadelerini kullandı.
Bütçe görüşmelerinde saygıya layık pek çok muhalif görüşün ifade edildiğini, seviyeli değerlendirmelerin ortaya koyulduğunu aktaran Erdoğan, "Fikri olan fikrini söyler, fikri olmayan ise yalanla, iftirayla, hakaretle kendini göstermeye çalışır. Bütçe görüşmeleri sırasında bu yönteme başvuranlar da olduğunu üzüntüyle gördük." değerlendirmesini yaptı.
Bu yıl 747'nci vuslat yılı olan Mevlana'nın, "Testinin içinde ne varsa dışına da o sızar." sözünü hatırlatan Erdoğan, "Şahsımıza, partimize, grubumuza, hükümetimize ahlak ve nezaket sınırlarını aşarak saldıranların yaptıkları, içlerindeki kini, nefreti, cürufu dışa yansıtmaktan ibarettir. Bu durumun takdirini milletimize bırakıyoruz." dedi.
"BUNLAR KENDİLERİNİ HERKESİ KARŞILARINDA HİZAYA DİKTİKLERİ TEK PARTİ DEVRİNDE SANIYORLAR"
Eskilerin, "Üslub-u beyan, ayniyle insan" dediğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunların da üslupları kişiliklerinin yansımasıdır. Bizim üzüldüğümüz husus, ülkemizde vizyoner politika ortaya koyan, program ve proje üreten, halkın kafasını karıştırmaya değil gönlünü kazanmaya çalışan bir muhalefet anlayışının eksikliğidir. 'Çamur at, tutmazsa da izi kalır.' mantığıyla her gün yeni bir yalan söyleyen, yalanı yüzüne vurulduğunda ise hiç utanıp sıkılmadan hemen bir sonraki yalana geçen, bazen dönüp eski yalanları yeniden tekrarlayan bu zihniyetle hiçbir yere varamayız. Bizimle vizyonda, programda, projede yarışamayanların işi, kendi aralarında hakaret, iftira, yalan yarışına çevirmeleri, ülkemiz adına bir kayıptır. Üstelik bu yalanları milletin gözünün içine baka baka ve kendilerinden gayet emin şekilde söylüyorlar. Bir doğrunun yanına dokuz yalan katarak çizdikleri resme herkesin de inanmasını bekliyorlar. Kendilerine itibar etmeyen işçi, çiftçi, öğretmen, yargı mensubu, polis, asker kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar.
Sanıyorum bunlar kendilerini halen herkesi karşılarında hizaya diktikleri tek parti devrinde sanıyorlar. Öğretmen CHP'liyse 'makbul', değilse 'kötü.' Çiftçi CHP'ye oy veriyorsa 'iyi', vermiyorsa 'cahil.' Yargı mensubu CHP'nin istediği gibi davranıyorsa 'saygıdeğer', kendi vicdanına göre hareket ediyorsa 'militan.' Polis CHP'nin arzusu istikametinde hareket ediyorsa 'aferin', kanuna ve amirlerinin emirlerine göre davranıyorsa 'zorba.' Bu listeyi her meslek grubu, her fert için uzatmak mümkündür. Sanıyorum bu zatlara Türkiye'nin 70 yıldır demokrasiyle yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor. Demokraside asıl olanın, sağa sola tehditler yağdırmak değil, ülkeye ve millete hizmet etmek olduğunu da bu hatırlatmanın üzerine eklemeliyiz."
"GÜN GEÇMİYOR Kİ BİR TACİZ, TECAVÜZ, HIRSIZLIK OLAYI DUYMAYALIM"
Bu ülkede hiç kimsenin CHP'nin keyfine göre hareket etme, CHP'nin istediği gibi davranma mecburiyeti olmadığını vurgulayan Erdoğan, sunları kaydetti:
"Hepsini bir kenara bıraktık, hiç değilse, bu toplumu millet yapan hasletlerin başında gelen dayanışma, yardımlaşma, paylaşma ruhumuza saygı gösterseler, ona da razıyız. Allah rızası için iş yapmak nedir, milletin gönlünü kazanmak nedir bilmeyenler, salgın döneminde yapılan hayırlı işleri lekelemek için adeta canhıraş bir çaba içinde. Kendilerinden bu üstün gayretin en azından bir kısmını, ülkenin hayrına işlere hasretmelerini bekliyoruz. Çünkü biz 2023 hedeflerimizin karşısına çok daha iddialı hedeflerle, 2053 vizyonumuzun karşısına çok daha geniş vizyonlarla, 2071 hayalimizin karşısına çok daha büyük hayallerle çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz. Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payandalık etmek, kendi hayalini kurmak yerine başkalarının hayalinde figüran olmak bizim asla itibar veya takdir edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir. Kendi partilerinin içini bir ur gibi sardığı anlaşılan taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli bir duruş sergilemek yerine, yalan ve iftira çıtasını yükselterek gündem saptırmaya çalışanlar beyhude yere çırpınıyor.
CHP'nin eğer azıcık ar, haya duygusu varsa tüm bu taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır. Gün geçmiyor ki bir taciz, tecavüz, hırsızlık olayı duymayalım. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan çıkıyor ne diyor? 'Bizim başkanlarımız şöyle temizdir, böyle temizdir. Şöyle başarılıdır, böyle başarılıdır.' Şu anda adliye adliye dolaşıyorlar. Bunun neresi temiz? Çık açık, net kendini bir check et. Hem ruhsal hem de fiziki olarak ciddi manada bir check-up'tan geçmesi lazım. Milletimiz, daha muhalefetteyken böylesine derin ahlaki zafiyetler içine düşenlerin, Allah göstermesin, iktidarı ele geçirirse neler yapabileceğini, geçmişteki örneklerinden zaten biliyor. Gerçi dün söyledikleri her şeyi bugün inkar edenlere ne desek boş, onun da farkındayız. Ama milletimize olan saygımız gereği, bu gerçekleri her fırsatta ifade etmek mecburiyetindeyiz. Bu zihniyetin geçmişteki faşizan uygulamalarını da tacizden tecavüze, hırsızlıktan iftiraya varan tüm çarpıklıklarını da bıkmadan, usanmadan yüzlerine vurmayı sürdüreceğiz. Ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar, tepeden tırnağa her yerlerini saran taciz, tecavüz, hırsızlık rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Ne diyor; 'Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi'. Bu ne demek biliyor musunuz; 'Uyuşturucu satıcılığı yapabilirisiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz'. Ya sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır. İstikametini tamamen şaşırmış."
"KİMSENİN İNANCIMIZA, KÜLTÜRÜMÜZE EL UZATMASINA MÜSAADE ETMEYİZ"
Erdoğan, "Biz, hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, kültürüyle, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız. Ancak kimsenin de inancımıza, meşrebimize, kültürümüze el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP'nin kafasında, 1940'ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, "Milletin böyle bir talebi yokken, ideolojik, turistik, ticari hesaplarla dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz." ifadelerini kullandı.
"MİLLETİMİZİN DEĞERLERİNE, TARİHİNE YÖNELİK TERBİYESİZLİĞİ, SALDIRIYI DA HOŞ GÖREMEYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadelerini kullandı:
"Ülkemizi geriye değil ileriye doğru götürecek her hizmetin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama milletimizin değerlerine, tarihine, kültürüne yönelik terbiyesizliği, saldırıyı da hoş göremeyiz."
Erdoğan, "17-25 darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da, 15 Temmuz darbe girişimine 'tiyatro' diyenin de gerisinde aynı silüet, aynı zihniyet vardır." dedi.
"VARLIK BARIŞI UYGULAMASINI UYUŞTURUCU, FUHUŞ VE ORGAN TİCARETİYLE İRTİBATLANDIRIACAK KADAR ALÇALDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur. Bu zihniyetin temsilcisi olan zat, ülkemize yurt dışı ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz Varlık Barışı uygulamasını uyuşturucu, fuhuş ve organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü."
"AB'NİN TÜRKİYE'Yİ KENDİNDEN UZAKLAŞTIRAN STRATEJİK KÖRLÜKTEN KURTULMASINI ÜMİT EDİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni yılda ABD ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri işbirliklerimizi ABD ile köklü bağlantılarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. AB'nin de Türkiye'yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten biran önce kurtulmasını ümit ediyoruz." diye konuştu.
AİHM'İN SELAHATTİN DEMİRTAŞ KARARI
Erdoğan, "İstisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahaddin Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir." dedi.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE BURS VE KREDİ MÜJDESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021'de öğrencilere lisans düzeyinde 650, yüksek lisans düzeyinde 1300, doktora düzeyinde 1950 lira kredi veya burs verileceğini bildirdi.
Erdoğan, Ocak ayında 452 bin öğrencinin hesabına burs, 1 milyon 11 bin öğrencinin hesabına kredi olarak bu tutarlar yatırılacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır." dedi.